26 Kasım 2009 Perşembe

Tebrik

Bayramın 1.günü çok erken saatlerde Zonguldak Kilimli'ye doğru yola çıkmış olucaz (kısmetse)
Kızımın babaannesi, dedesi, halası yeğeni Zeynep'i görmeye gidiyoruz. Vee eşimin diğer akrabaları...
İnternet bağlantısıda olmadığından şimdiden Bayramınızı kutlamak istedim :) Sağlıklı ve mutlu bir bayram diliyorum.
Yağmur'dan size öpücükler ve bayram şekeri geliyor ....

Gittik en sonunda

Nereyemi?
Turkuazoo'ya Sualtı Dünyasına geçen cumartesi. Kızla ben bayıldım. Babiş daha önce Singapur'da kat kat büyüğünü gördüğü için fazla etkilenmedi. Nemo'ları gördük. Hepsini alıp sevesimiz geldi.
"annem bak çüçük çüçük çok tatlı" diyip durdu bizimki. Eşime göre ben daha bir bayılmışım Nemo'lara :) Çok şirinlerdi ama.

24 Kasım 2009 Salı

Öğretmenim canım benim canım benim...

Öğretmenim canım benim canım benim... kaç gündür dilimizde. Onun ağzından bunları duymak beni mutlu ediyor. Katılıp benimde söylemem onda şaşkınlık yaratıyor. Sen nereden biliyorsun der gibi bakıyor bana...
Gün gelecek kızım büyüyecek okula gidecekte öğretmenine birşey yapacağım aklıma gelmezdi. Zaman çabuk geçiyor. Bugünleride gördük. Çam sakızı çoban armağanı Yağmur'un okulundaki öğretmenlere hediye ettik bu ufak takı kutularını. Geçen hafta yapmaya başlamıştık Yağmur'la tamamlamak anneme düştü. Kendimiz yapalım elimiz değsin dedik.
Bütün öğretmenlerin blog arkadaşı öğretmenlerimizin günü kutlu olsun. Hakettiğiniz değeri görmeniz dileğiyle...

22 Kasım 2009 Pazar

3 Yıl Önce Bugün

Kızımın doğum hikayesidir;

36.haftadan sonraki her kontrolümüze bir umutla gittim. Ama kızımız bir türlü dönmemişti sonraki haftalar yine dönmedi bendede doğum belirtileri hiç oluşmadı. Ama ben hala umutluydum. Çok istiyordum normal doğumu neden olmasın diyordum. 39. hafta kontrolümüzde normal doğum ihtimalini en iyi ihtimalle % 10 dedi sevgili doktorumuz.
En başından normal doğum diyordum. Doktorumuzda öyle, destekliyordu beni. Hamileliğimde hiç zorluk yaşamadım. Herşey yolundaydı doğumda normal olursa süper diyordum. Ama kızım inatçıydı. Zaman geçtikçe korkuyordum ya ona birşey olursa... En başından beri doğum tarihi 22 Kasım'dı. Normal doğumun tarihi olurmu? Kesinlikle sezeryan olmaz diyordum. Büyük konuşmuştum yine... 22 Kasım sabahı gittik hastanemize. Odamıza yerleştik. Lavman yapıldı, suni sancı verildi. Sancılar başlamıştı ama öyle dayanılmayacak gibi değildi. Açılma hele beklenen gibi olmamıştı. Öğleden sonra daha bir acı oldu. Bu arada doktor, hemşireler sürekli kontrol ediyorlardı. Ama bende en ufak bir gelişme yoktu. Korkmaya başladım. Ya birşey olsaydı kızıma sırf benim normal doğurcam inadımdan nasıl bir mucize bekliyordum. Zaten % 10 en iyi ihtimal dendi bana.. Doktorumuza güveniyordum bir bildiği var diyordum.
İkindi vakti artık doktor böyle olmayacak tehlikeye giricek bebek dedi. Veee beklenen sonu söyledi. Sezeryan. Bense sezeryan hakkında hiç bilgi edinmemiştim. Nasıl girilir, nasıl çıkıcam, narkoz... en korktuğum. Uyuyup, uyanamamak. Kızımı en son görecek olmam. Ne kadar ağladığımı bilmiyorum ameliyata girene kadar.
Vakit geldiğinde beni hazırladılar. Çok çaresizdim. Kurbanlık koyun gibi hazırlandım. Sedyeye yattım. Eşim, annem, kayınvalidem birde hemşire asansöre bindik. Ben sedyede kendimi garip hissediyordum ama yürümeme izin vermiyorlardı. Kapıya geldik. Tek sevindirici şey ameliyathane görevlisi kameranız varsa çekeyim dedi. Dünyalar benim olmuştu. Kızımın doğumunu bir ameliyathane görevlisinin gözünden daha sonra izleyecektim. Vedalaştıktan sonra içeri aldılar beni. İçerdekiler çok hassas davrandılar ben zaten ağlıyordum hala. Yattığım yerden heryeri inceledim. Kocaman bir dijital saat karşımda ilerliyordu. Saymaya başla dediler 3'e kadar hatırlıyorum. Doğum saatimiz 18:10 :))
Odama çıktığımda ayılmam çok sürmemiş öyle diyorlar. Ne kadar çok insan vardı odada. Herkes çok güzel diyordu. Biri eşime biri bana benzetiyordu. Ama ben daha görmemiştim. Tek onu görmek istiyordum. En sonunda hemşire getirdi mis kızımı. Kalbim onu gördüğüm andan itibaren farklı atmaya hep onun için atmaya başladı. Kokusunu içime çektim. Hep bugünü hayal etiştim ama bu kadar mucizevi olacağını düşünmemiştim. O andan itibaren hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını anladım. Ona bakarken bile özlem duyuyordum. Hemşire emme vakti dedi. Meme'ye yapıştı gül'üm. Heryerim acıyordu ama hiçbirinin önemi yoktu.
----
Doktorumuz geldi eskiden tıp'ın bu kadar ileri olmadığı zamanlarda bu tarz doğumlarda anne ve bebek kaybediliyormuş. Bunu söylemek için biraz geç kalmamışmıydı. O zaman iyiki sezeryan var dedim. Ona birşey olsaydı düşüncesi bile korkunç. Hem kakasınıda yapmış bizimki tam zamanında almışlar çok şükür.
3 yıl geçti üstünden hep kalbim pır pır ondan uzak olunca. Akşam eve gittiğimde her buluşmamız ilk anımız gibi. Annem dalga geçer günlerdirmi birbiriniz görmüyorsunuz diye.
Dünyanın en güzel şeyi Anne olmak..
Hele o yavru "annemmmm" demeye başladığında... Allah isteyen herkese nasip etsin.
--------Bu sene okulda kendi yaşıtları ile bir kutlama yaptık. Anneannesi tam istenilen gibi bir pasta yaptı. Onlar oynadı biz seyrettik. Bir ara dans'a davet edildik, kıramadık. Eğlendik. Hep böyle gül bebeğim. Ben bu satırları yazarken tamda saat 18:10'ken sen uyuyorsun.

Gül'üm iyiki doğdun annecim iyiki varsın. Hayatın boyunca sana sağlıklı mutlu bir ömür diliyoruz annen ve baban olarak. Ailemizin Gül'ü....

19 Kasım 2009 Perşembe

Annede kriz yaratabilir

Babasının getirdiği kitaba yapışkan yapıcam diye tutturdu..
Eve gelirken göz atmıştım kitaba yok öyle yapışacak biryeri akşam yatarken okuruz annecim diyorum..
Kriz patlıyor, avaz avaz...
Zaten eve girdiğimde başlamıştı lolipop, büskivi, sonra jelibonnnnn. Hiç sevmediğim şeyler. Anladık akşam kötü geçicek. Yemek yemedi :(
Ağlama sanırım yarım saat sürdü. Sonra babasının kızım hadi banyoya yalvarmasıda yarım saat sürdü. Bu arada ağlama devam ediyor "aytık kimse beni seymiyor""" diyor.. diyor. İçim gidiyor. Kızı yıkadı, giydirdik. Ben uzağım kıza çünkü kızgınlığı bana. Yaklaşsam patlıycaz ikimizde. Onlar içeri geçtiler. Sonra ben birdaha yemek denemesi yaptım. Yok yemedi... Sadece koca bir havuç yedi :)
Yetmedi bir tane daha istedi.. Vakit geçti.. Kitap açık şöyle bir babiş bakıyor. Sonra kızım sen dur ben bir annenin yanına gideyim diyor. Pek hayırlı bir geliş değil. Gösteriyorki kitabın hikaye kısmı haricinde birde yapışkanlı bölüm var. Hayvanları bulup üstüne yapıştırıyorsun..hepimizin bildiğinden.
-----
Eve gelirken arabada karanlıkta fark etmemiş olabilirim belki yorgundum hani işten dönüyorumya gözümden kaçmıştır. Ne yapabilirim??
Tamam kriz'in sorumlusu benim. Annem ben senin gözünle bakamamışım kitabına, özür diliyorum canım. Söz bundan sonra daha dikkatli olucam. Özledim canım seni. Bu akşam telafi edebilirmiyimm??
----

17 Kasım 2009 Salı

Süprizi kalmadı


Dün akşam kapıdan adımımı atar atmaz bizim kız
"annecim hatiş'le sana iyki doyydun pasta yaptık
annem: ee hani süpriz olacaktı :)
Buzdolabı açılır bir güzel pasta gösterilir, parmak daldırılır... hhıımmm ne güzel olmuş denir... Ayaklı gazete dedikleri bu olsa gerek :)) Krokanlı-muzlu pasta yapmış annem kız okuldayken ama bizimki üstüne kondu ben yaptım diye (ellerine sağlık annem).

16 Kasım 2009 Pazartesi

Analı kızlı bu ayda doğduk.. :)

Bugün benim doğum günüm :)
33'e 2 kala kızı emin ellere bırakıp kociş ve sevilen arkadaşlarla gecelere akıldı.
Kurtlar dökülsün dendi ama içim el vermedi. Şöyle bir salındım sadece. Akıl kızda, Hatiş'in ağrıyan başında kalmıştı. Ama içi el vermemişti gidin dedi...
Sağolasın anneciğim...
33 yıl önce beni bugün dünyaya getirdin.
İyiki doğurmuşsun beni iyiki kızınım Hatiş'imm:D



Haftanın ilk günü 16'sı benim son günü 22'si kızımın doğum günü..
Bu hafta 2 doğum günümüz var. Bilenler bilir Yağmur sezeryanla dünyaya geldi niye aynı gün doğurmadım dimi??? Kısmet onunda hikayesi var.
----------------------------------
Yağmur'dan kısa kısa....

"hadi mutfağa gidelim bil bakalım ne yapıcaz" der anne.
Kız sevinir "kekmi yapcaz anne". Hadi mutfağa dediğimde, un kavanozunu çırpıcıyı her elimde gördüğünde kek geliyor aklına. Şimdi bunların hiçbiri yok ama yine kek geldi aklına. Yediğinden değil ama..

Kek yapmadık onu bu akşama erteledik "söz verdik". Dün akşam ahşap boyadık. Hatiş'le gittiği kursta ahşap boyamışlığı var. Bana öğretti nasıl boya sıkılır, boyanır. Kutlularımızın astarları çekildi. Boyanmak için bekliyorlar. Gerisi gelecek....

Ev ödevi vardı.
Cumartesi pazar dışarı çıkarken, eve girerken, banyo yaparken, yemek yerken, uyurken ev ödevimiz aklımızdaydı. Ama bir türlü havası gelmedi. Pazar günü en sona kaldı. Bir dakika sürmedi, bitince "oley" dedik :)

13 Kasım 2009 Cuma

İşten çıkmışım haberim yok

Ekim ayının ortalarında işten ayrılıp işsizlik sigortası almaya nasıl hak kazanabilirim diye insan kaynaklarına bir soru yöneltmiştim.

Bu devletten alacağım işsizlik sigortası haricinde birde garanti bankasından özel işsizlik sigortası yapmıştım. Aylık çok az bir miktarda ödeme yapıldığında devlet sana işsizlik sigortası bağlarsa bankada sana ödeme yapıyor. İkisininde tutarı çok fazla değil. Zaten doğumdan sonra 1,5 yıldır çalışıyorum. Bunu 20 aya 600 güne tamamlamam gerekiyormuş.
Neyse bu bir soruydu bilgi almak istemiştim.

Ama bizim işgüzar insan kaynakları nasıl bir çekememezlik yada salaklık yaptıysa Bahar işten ayrılıyor diye bir bildirim yapmış. Ama bu süre içerisinde sürekli görüşüyoruz merhabalarımız var karşılıklı... Sen niye buradasın demiyor bana. Ne desem bilemiyorum???

Bugün ihalesini aldığımız devlet kurumuna sigortalarımız bildirilecek (sigortalarımızda bu arada asgari ücretten ödeniyor). Bizim bölge müdürü eee diyor Bahar niye yok listede. Bana şu şu hanım işten ayrıldığını söylüyor diyor adana bölge...

Ben burada kalıcı değilim zaten. Hiçbir şirkette proje bölümünün bu kadar önemsenmediği sanki iş yapmıyormuş izlenimi yaratıldığını görmemiştim. Bu yüzden işten ayrılmayı düşünüyorum. Sadece doldurmam gereken 1,5 ay daha var...

Son dakika bahar işten ayrılmış. Ortalık birbirine girdi. Telafi ederiz dendi. Telafisinde değilim. Sadece 20 ayı doldurayım evime gideyim. Kızımla olayım derdindeyim.
Araya avukatlar, muhasebeciler girdi.

En son artık ben adana bölge muhasebeyle görüştüm bu arada merkezimiz adana o yüzden orayla görüşüyorum. %99,9 bu işi pazartesi halladebileceklerini söyledi. Yani arada çıkış göstermeyecekler. Gösterdikleri takdirde işten ayrıldığımda geriye dönük 120 günü tamamlamam gerekiyor. Bu olmaz dedim. Sigortaya bildirmişler işten ayrıldı diye ama hizmet dökümlerinde 30 gün gösterdikelri takdirde geri alınabiliniyormuş. Alınsın allahım başka isteğim yok. Son dakika süprizi yaniii...

Ne kadar ağladığımı anlatamam zaten... Sadece kızımı düşündüm ondan daha çok zaman ayrı kalacaktım. Biraz dinlenince kızım kreşe giderken zaten benim evde oturmam söz konusu değil.. iş bakılanacak, çalışılanacak.... Herşey kızım için, canım benim çok özledim seni. Babiş gelip alsın beni eve geleyim bir koklayım seni. Gerisi boşşş

9 Kasım 2009 Pazartesi

Cumartesi, Pazar.. Kısa kısa...

Cumartesi öğleden sonra babiş işten dönünce yakın arkadaşlarla buluşup yeni açılan Turkuzoo'ya gitmeye karar verdik. Aldık arkadaşları. Ama hemen yola çıkamadık. Arabaya binen binmez Melikeciğim hepimizin üstüne kustu. Biz üstümüzü değiştirmeye eve kociş arabayı yıkatmaya benzinciye gitti. Allahtan yanımızda yedek kıyafetler vardı. 1 saat rötarla yola çıktık. Ama kızların karnı açıkmıştı. Yemek yedik. Kızlar ağırdan alıp zar zor ağız açınca vakit kaybettik. Otopark'ta kaybolduk. Sonra bir alt değiştime, bir tuvalet macerası yaşadık. Veee en sonunda asıl gidilmesi gereken yere geldik. İşteee kızdan çok beni heyecanlandıran yere gelmiştik. Ama tam yarım saat önce kapanmıştı. Bu bizim hiç aklımıza gelmemişti. O kadar sayfalarına girdik kıza buraya gidicez dedik fiyatları öğrendik ama ne açılış saatine ne kapanış saatine baktık. Bize müstehak :((
-------------------------






Pazar sabahı bir arı incelendi. Baba ot'a böceğe pek meraklı olunca eksik olmuyor bu manzaralar. Sonra doğasına bırakıldı tabiii...
-----------------

Sabah erken kalkmanın avantajını yaşayalım dedik. İlk pazar'a gidelim. Sonra gün bizim. Ama bir çocukla evdeki hesap hiçç öyle çarşıya uymuyor. Paşa paşa arabasında oturup etrafa bakınacağına oflamaya poflamaya başladı. Biraz ara verelim dedik. Değişiklik olsun. Yukarıdakine bindirdik tabi kendi isteğiyle. Ama korktu, hemde çokk. Tekrar pazar'a döndük. Ama biraz daha dolaşınca yine sıkıldı. Ama gezmekten değil.Baba arabayı itse annem itsin, ben itsem baba itsin... diye diye bizi bezdirdi. Baba sen dolaş ben kızla dışardayım dedi. Okey dedim ben sebze, meyve tarafına.

Birde çıktım ne göreyim bizimki kendini atmış bir kayığın üstüne mutlu mutlu dolaşıyor. Bir günü bir gününe uymamasını bıraktım artık dakikaları bile uymuyor birbirine. Az önce ağlayan o değildi sanki...
--------------


Birde market maceramız var arada tam kabus.
Annemin kulaklarını çınlattım. Hatiş-Yağmur ikilisi o market bu market dolaşırlar bizimkinin gıkı çıkmaz bize niye bu naz :((


Eve gittik öğleni çoktan geçmişti. Yıkanıp paklandıktan sonra mutfağa iş başına. Kociş salatayı yaptı, balıkları kızarttı. Sonra afiyetle yedik. Yağmur yedimi??? Hayırrr. O yemeğin eğlence kısmını tercih etti. Öyle olsun dedik. Anne ne yaptı??

Mis gibi tarhana çorbasının içine balıkları didikleyip yedirdi. Anladımı?? Anlamadığını sandım. Yattık. "anne burası aytık bayık yemek istemiyo"
(burası dediği yer midesi)
Bir dahakine yermi???
--------------------

4 Kasım 2009 Çarşamba

Süs biberlerimiz

Hepmi Yağmur'a yada bana ait birşeyler olacak bu blog'ta.
Bu kırmızı süs biberlerini babişko Balkonda yetiştirdi. Aslında yapmak istediği iş bu bağ-bahçe ile uğraşmak bu eve taşınmamızın amacıda bu ama iş, iş, iş ..

2 Kasım 2009 Pazartesi

Yine hasta :(


Geçen kış'ı hiç hastalıksız hiç ilaç kullanmadan doğal gıdalarla destekleyip atlatmıştık.

Bu kış daha başlamadan bu üçüncü hastalık dönemiz. Hiçbir zaman bu kadar ilaç kullanmamıştık. Ben çocuk ilaçlarını hiç bilmem zaten. Ne neye iyi gelir. Ama ne demişler büyük lokma ye büyük laf etme diye. Okul'dan içeri adımızı attık. Hastayız, hastayız hep hastayız. Arada toparlıyor sonra yine....

2 gündür artık gece hırlamaları sayıklamalar başladı. Haftasonu doktorumuz hastenede olmadığı için gitmedik. Zaten hastane ortamınada mecbur kalmadan sokmak istemiyorduk.

Bugün yine doktordayız 13:30'da bakalım neler diyecek bize. Bilmediğimiz.

---
Doktora gidince bir kontrol edilince herşey eskisi gibi olacakmı?

Kızdaki ardı arkası kesilmeyen istekler, gereksiz ağlamalar, iştahsızlık, uyku düzensizliği, kızın hastalığının üzerimizde yaptığı sinir harbi bitecek mi???