Çok ciddi programlar her zaman kasmıştır beni, bir kere neler
olup bittiğine bakarım ama ikinci kez kimse bana o programı zorla izletemez.
Light olmalı biraz hele ki yaz akşamları mevsime uygun olmalı programlar. İşte
böyle bir yarışma programının sunucusu Uraz Kaygılaroğlu ile çekimlerden önce
buluştuk Fox TV’de. Bir sunucu çekimden önce nasıl hazırlanır diye merak
edenlerdenseniz ki eğer bu soru Uraz içinse, gayet rahat bir şekilde etrafta
dolanır, arkadaşları ile şakalaşır ve artık çekim başlıyor denildiğinde de aynı
kişi ekranda, aynı ifade ile çıkar karşımıza ve ekrana düşen karışık
harflerden verdiği ipucu ile doğru kelimeyi bulmamızı ister… Şanslı olduğuna
inanan ve bunu da iyi değerlendirdiğini düşünen, Pis Yedili dizisinden sonra
Kamuflaj ile karşımızda olan Uraz’la keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Ekranda çok rahatsın,
şu an karşımda da rahat bir ifaden var. Hayatta hep rahatsın sanırım…
Saygısızlık yapmadığım sürece rahat olmayı tercih ediyorum hayatta. Krırıcı
olmadan rahat olmak güzel değil mi sizce de?
Ekranda
programını izlerken bunun ilk deneyimin olduğunu hiç düşünmedim…
Ekip işi bu sonuçta. Çok iyi bir ekip var arkamda. Yıllardır
televizyonculuğun içinde olan insanlarla çalışıyorum. Bir editörüm var Yasemin,
çok acayip biri. Beni çok iyi eğitiyorlar anlayacağınız.
Okul gibi mi
görüyorsun yani şu an sahip olduğun bu şansı?
Okul gibi diyebiliriz evet. Sunuculuk benim yaptığım bir şey değildi, oyunculuk
yapıyorum. Ama çok istediğim bir işti bu, çünkü çok daha sensin, ne yapıyorsan
osun ekranda. Oyunculukta da oynadığın bir karakterin içindesin ama burada öyle
bir şey yok, Uraz’ım. Şu an yaptığım işten çok mutluyum. 26 yaşındayım ve bana
hafta içi beş gün böyle bir programö sunmakdan çok mutluyum. Bana verilen bu
şansı iyi değrlendirmek ve güvenen insanlarında yüzünü kara çıkarmamak istiyorum.
Peki, Kamuflaj
işi nasıl oldu?
Benim bir arkadaşım program yapacaktı, onunla beraber gelmiştim stüdyoya. Oyunculuk
yapacaktım ben de. Ama o gün skeçleri çekemeyince yarışmacılardan biri ben
olayım dedim. Benim gibi bir oyuncu arakadaşım daha vardı o da karşı ekipten
olacaktı. Böylelikle sunucu arkadaşımda daha rahat eder diye düşünmüştük.
Denemeyi çekerken ben o gün günümdeydim sanırım ki aradan uzun bir zaman
geçtikten sonra bu yarışma programı için aradılar ve başladık çekimlere.
Şans önemli
diyebiliriz o zaman…
Kesinlike önemli ama şu da varki; size verilen şansı nasıl değerlendirdiğinizde
çok önemli. İş şansla bitmiyor. Ben daha bu şansı kullanabilmiş değilim, yolun
çok başındayım. Bunu nasıl değerlendirebileceğim zamanla belli olacak. Daha göstermem
gereken elimde, cebimde numaralarım var.
Eğitimin…
Reklamcılık okudum, metin yazarlığı ağırlıkta bir bölüm. Aslında ben
konservatuar okumak istedim, ama annem bir mesleğim olması gerektiğine
inananlardandır bu yüzden reklamcılık okudum.
Aileler hep
öyledir ama…
Aslında çok da mantıksız düşünmüyorlar. Bu işler sabun köpüğü gibi ve acımasız.
Bi anda varsın iki sene sonra yoksun ne kadar sağlam adım atıyorsun, ne kadar
düzgün ilerliyorsun çok önemli.
Ama ne
istediğimizde önemli değil mi?
Önemlielbetteki. Çok zengin olayım, magazin programlarında ben de olayım
diye bir düşünce ile adım atmadım ben. Annemin stratejisi aslında doğru, cepte
kalsın istiyor, bir mesleğim daha olsun istiyor...
Son olarak
yarışma ile başladık sohbete yarışmaile bitirelim. İnsanlar yarışmaya neden
gelsinler?
Yarışamaya, eğlenmeye birazda para kazanmaya gelsinler. Ağır bilgi yarışması
değil sonuçta. Dikkatlilerse, birazda şaka kaldırabiliyorlarsa gelsinler
evimize, fena bir misafirperver değilimdir.
Teşekkürler,