Bir anne bebek dergisini diğer dergilerden ayıran en önemli özelliği
duygusal boyutunun en uç noktada olmasıdır hiç şüphesiz. Araştırmayı, okumayı
ve öğrenmeyi seven; bilinçli, farkındalığı yüksek kişiler anne olacağını
öğrendikten sonra araştırmaları sonucu aldığı kitapların yanı sıra bir de
kendine en yakın hissettiği bir dergiyi mutlaka takip ediyorlar. Bu takipte
kritik iki nokta oluyor çoğu zaman: Konu içeriği ve yazı işlerinin okurlarıyla
kurduğu bağ. Bunu yaklaşık sekiz yıldır bu sektörde Editör olarak görev yapan
biri olarak çok rahatlıkla söyleyebilirim. Yani sizin konu içeriğiniz kadar
anne adayıyla kurduğunuz bağ da çok önemli anne bebek sektöründe. Burada sizi,
yazdıklarınızı, paylaştıklarınızı yakın arkadaşı gibi görüyor olmalı okurunuz. Tanıdık
bir arkadaşıyla karşılaşmış gibi hissetmeli kendini. Öyle olmalı ki size mail
attığında bile bir cevap alacağını biliyor olmalı.
Hamilelik sürecinde bu bahsettiğim bağı kurmayı başarmışsanız, doğum sonrasında da bebeğini sizinle büyütmeye devam edecektir anne ve hatta bunu sizinle de paylaşıyor olacaktır aralıklarla. İkinci bebeğinde bile yine sizinle anılar biriktirmek isteyecektir. Örneğin çalıştığım Anne Bebek Dergisi’nde her ay üç anne ya da anne adayımıza tam sayfa doğum ve hamilelik sonrası hikayelerini paylaşmaları ve bebeklerinin fotoğraflarını yayınlamak için sayfalar ayırıyoruz. Bu sayfalar kendilerini özel hissettirmekle birlikte evlerinin en değerli köşelerinde dergimizin saklanmasına ve kulaklarımızın her daim güzel çınlamasına da neden oluyor. Bu örnekler çoğaldıkça yani paylaşımlar arttıkça, okunma oranınızla birlikte takip edilme oranınız da artıyor. Bu da size yaptığınız işten olumlu/olumsuz dönüşler almanızı sağlıyor.
“İş hayatı dediğin profesyonellikten oluşur, duygusal
bağ mı nasıl yani?” demeyin hemen. Siz bu duygusal bağı okurlarınızla
kuruyorsunuz, patronunuzla ya da çalışma arkadaşlarınızla değil. İş değiştirdiğiniz
zaman yine aynı kişilerle yol alıyor olacaksınız belki de. Bu sebeple bu
duygusal bağı korumaya bakın siz derim her zaman.Hamilelik sürecinde bu bahsettiğim bağı kurmayı başarmışsanız, doğum sonrasında da bebeğini sizinle büyütmeye devam edecektir anne ve hatta bunu sizinle de paylaşıyor olacaktır aralıklarla. İkinci bebeğinde bile yine sizinle anılar biriktirmek isteyecektir. Örneğin çalıştığım Anne Bebek Dergisi’nde her ay üç anne ya da anne adayımıza tam sayfa doğum ve hamilelik sonrası hikayelerini paylaşmaları ve bebeklerinin fotoğraflarını yayınlamak için sayfalar ayırıyoruz. Bu sayfalar kendilerini özel hissettirmekle birlikte evlerinin en değerli köşelerinde dergimizin saklanmasına ve kulaklarımızın her daim güzel çınlamasına da neden oluyor. Bu örnekler çoğaldıkça yani paylaşımlar arttıkça, okunma oranınızla birlikte takip edilme oranınız da artıyor. Bu da size yaptığınız işten olumlu/olumsuz dönüşler almanızı sağlıyor.
Aylık bir dergide çalışma gibi bir hayalinizin içinde kendi sektörünüzü anne bebek alanı olarak belirlediyseniz eğer iletişiminizin güçlü, kimseyi kırmadan yol alabilecek, herkese aynı mesafede olurken samimiyetinizi de bunun içine ekleyebilecek yapıda olmalısınız, çünkü derginizi alan anne veya anne adaylarınızın çoğu yazımın başında da belirttiğim gibi loğusalık ve sonrası sendromu az ya da çok yaşayan kişiler olacak. Bu da beraberinde anlayışlı olmayı getiren bir durum… Sabrınız yoksa sizleri başka bir alandaki kadın dergisine alalım lütfen.