26 Haziran 2013 Çarşamba
Dergilik
Sıcaktan eriyorum sanki... Hani Salvador Dali'nin saatleri vardır ya eriyip akar gibi resmettiği... Aynen öyle eriyip akıcam gibi geliyor... Yine de burası çok güzel. Bugün annemi Hermitaj Müzesi'ne götürdüm. 45dk güneşin anlında müzeye girebilmek için bekledik, ardından girdik ama bu sefer de tuvalet sırası bekledik. O da yetmedi su almak için cafe sırası bekledik... Sonunda müzeyi 4. defa gezmeyi başardım. Elbette yine Rambrant'ın Danae'sini hayranlıkla izledim. Fakat feci yorulmuşum...
Neyse burada günler her zamanki büyüsü ile devam ediyorken ben size buraya gelmeden önce kızıma yaptığım dergilikleri göstermek istiyorum. Dekupaj üzerine zımpara eskitme ve yoğun yağlıboya eskitme:
25 Haziran 2013 Salı
Vintage posta kartı sehpam / Vintage postcard coffee table BEFORE/AFTER
Petersburg'da hava 30-32 derece civarı. Türkiye için normal gelebilir ama buranın nemiyle epey sıcak ve boğucu oluyor doğrusu. Bugün annemi Kazan katedraline götürdüm ama konumuz bu değil tabi :) Konumuz: 99TL'ye İKEA'dan aldığım sunta üzeri kaplama sehpamın nasıl bir değişim geçirdiği... Bir başka değişle bu yazı bir İKEAhacker yazısıdır :)
1. Sehpamı yine eskiteceğim için hiç zımparalamadan ve kapatıcı sürmeden kırık beyaza boyadım. 3 kat boyamam yeterli oldu. Ama eğer bu çalışmayı uygulayacaksanız önceden mum sürmeniz daha güzel olacaktır.
2. Yine masada yaptığım gibi kenarlarını bıçakla kanırttım.
3. Ve üst kısmında da bıçakla bazı yerleri kanırttım.
4. Ardından üzerinde eskimiş görünmesini istediğim yerleri zımparaladım. İşte bu kısımda eğer önceden mum sürmüş olsaydım daha güzel bir doku çıkabilirdi ortaya ama ben bu halini de sevdim doğrusu. Zımparalarken
kalın zımpara kullandım.
5. Aşağıda linkini vereceğim internet sitesinden postcard desenini basıp fotokopide uygun büyüklükte büyülttüm. Hepsini bir araya getirip birleştirdim çünkü benim çektiğim fotokopi makinası en fazla A3 boyutunda çekiyordu. Ancak siz büyük bir fotokopicide tek parça halinde çektirebilirsiniz.
Tabi ben bantlarla birbirine birleştirdiğim için bir de bunu parşomen kağıdına kopyaladım. Ama siz tek parça büyülttürebilirseniz buna gerek yok.
6. Evde karbon kağıdı yoktu, o yüzden yumuşak bir kurşun kalem ile desenın arkasını karaldım. Bu benim karbon kağıdı işimi gördü.
Parşomen kağıdını (karaladığım arka yüz alta gelecek şekilde) sehpaya yerleştirip üzerinden kalemle geçtim ve deseni sehpaya kopyalamış oldum.
7. Sonra da siyah akrilik boya ile çizdiğim deseni boyadım. Aslında bu deseni aldığım sitede marker kullanıyordu ama marker tam olarak siyah renk vermiyor. Biraz morumsu oluyor o yüzden sevmedim. Bir de marker kullanınca mutlaka üzerine beyaz tutkal sürmek gerek yoksa vernik sürerken markerlar dağılıyor.
8. Son olarak boyadığım desenin de üzerini hafif zımparalayarak eskittim. Artık verniklenmeye hazır.
Bu sehpayı verniklerken sprey vernik kullanacağım ya da bizim ustaden rica edeceğim verniklesin diye. Çünkü masada kullanacağım parke verniği bu sehpa beyaz olduğu için sararma yapabilir. Bu da verniklenmeyi bekliyor yani :) Bu deseni aşağıdaki sitede görüp beğendim ve yaptım. Ancak oradaki sehpa budaklı masif ağaç olduğu için eskitmede alttan görünen doku çok daha güzeldi tabi. Bir de o sehpanın şekli çok güzel. Ama olsun... 3 yıldır kullandığım ve artık üstü yağlıboya lekeleri ile dolan bu 100 liralık sehpa hayata döndü...
Sehpayı beğendiğim siteye gitmek için tıklayın: It's Just Me
Hayata dönmekten bahsetmişken... Hayatını kaybeden geri dönemeyecek gencecik evladımızın katilinin serbest bırakılması da ayrıca sinir bozucu. Çocuk tecavüzcüleri ardından katiller sokaklara salınıyor. Adalete hiç güvenim kalmadı ülkemizde. Başımıza birşey geldiği zaman devlete sığınamayacağımız açıkça belli oldu!!! Yine de direnmeye devam... Türkiye'de haklar ancak sökülerek alınır. Kimse size buyurmaz, sunmaz, hakkınız olarak görmez... yazık!
1. Sehpamı yine eskiteceğim için hiç zımparalamadan ve kapatıcı sürmeden kırık beyaza boyadım. 3 kat boyamam yeterli oldu. Ama eğer bu çalışmayı uygulayacaksanız önceden mum sürmeniz daha güzel olacaktır.
2. Yine masada yaptığım gibi kenarlarını bıçakla kanırttım.
3. Ve üst kısmında da bıçakla bazı yerleri kanırttım.
4. Ardından üzerinde eskimiş görünmesini istediğim yerleri zımparaladım. İşte bu kısımda eğer önceden mum sürmüş olsaydım daha güzel bir doku çıkabilirdi ortaya ama ben bu halini de sevdim doğrusu. Zımparalarken
kalın zımpara kullandım.
5. Aşağıda linkini vereceğim internet sitesinden postcard desenini basıp fotokopide uygun büyüklükte büyülttüm. Hepsini bir araya getirip birleştirdim çünkü benim çektiğim fotokopi makinası en fazla A3 boyutunda çekiyordu. Ancak siz büyük bir fotokopicide tek parça halinde çektirebilirsiniz.
Tabi ben bantlarla birbirine birleştirdiğim için bir de bunu parşomen kağıdına kopyaladım. Ama siz tek parça büyülttürebilirseniz buna gerek yok.
6. Evde karbon kağıdı yoktu, o yüzden yumuşak bir kurşun kalem ile desenın arkasını karaldım. Bu benim karbon kağıdı işimi gördü.
Parşomen kağıdını (karaladığım arka yüz alta gelecek şekilde) sehpaya yerleştirip üzerinden kalemle geçtim ve deseni sehpaya kopyalamış oldum.
7. Sonra da siyah akrilik boya ile çizdiğim deseni boyadım. Aslında bu deseni aldığım sitede marker kullanıyordu ama marker tam olarak siyah renk vermiyor. Biraz morumsu oluyor o yüzden sevmedim. Bir de marker kullanınca mutlaka üzerine beyaz tutkal sürmek gerek yoksa vernik sürerken markerlar dağılıyor.
8. Son olarak boyadığım desenin de üzerini hafif zımparalayarak eskittim. Artık verniklenmeye hazır.
Bu sehpayı verniklerken sprey vernik kullanacağım ya da bizim ustaden rica edeceğim verniklesin diye. Çünkü masada kullanacağım parke verniği bu sehpa beyaz olduğu için sararma yapabilir. Bu da verniklenmeyi bekliyor yani :) Bu deseni aşağıdaki sitede görüp beğendim ve yaptım. Ancak oradaki sehpa budaklı masif ağaç olduğu için eskitmede alttan görünen doku çok daha güzeldi tabi. Bir de o sehpanın şekli çok güzel. Ama olsun... 3 yıldır kullandığım ve artık üstü yağlıboya lekeleri ile dolan bu 100 liralık sehpa hayata döndü...
Sehpayı beğendiğim siteye gitmek için tıklayın: It's Just Me
Hayata dönmekten bahsetmişken... Hayatını kaybeden geri dönemeyecek gencecik evladımızın katilinin serbest bırakılması da ayrıca sinir bozucu. Çocuk tecavüzcüleri ardından katiller sokaklara salınıyor. Adalete hiç güvenim kalmadı ülkemizde. Başımıza birşey geldiği zaman devlete sığınamayacağımız açıkça belli oldu!!! Yine de direnmeye devam... Türkiye'de haklar ancak sökülerek alınır. Kimse size buyurmaz, sunmaz, hakkınız olarak görmez... yazık!
24 Haziran 2013 Pazartesi
Mutfak masam mutasyona uğradı / before-after
Dikkat, spoiler içerir :)
Nerden başlasam, nasıl anlatsam... Ben yine Petersburg'dayım... Bu defa 1 ay... Çocuklarımla birlikte eşimin yanında bir ay için bile olsa burada yaşamaya geldik... Petersburg yazın bir başka güzel gerçekten de. Ama bu konuya daha sonra geleceğim.
Ülkemdeki sorunlu günler bize de uykusuz geceler olarak yansıdı elbet. Hala daha düze çıkamamışken buralara gelmek biraz da buruk bir seyahatin başlangıcı oldu. Ancak buradan da elimden geldiğince sosyal medya aracılığı ile desteğimi vermeye devam etmeye çalışıyorum.
Peki ben buraya gelmeden önce neler oldu? Uzun süredir yılan hikayesine dönen mutfak masası projem nihayet bitti. Bu masada ne yok ki... İşte aşama aşama öncesi ve sonrası ile mutfak masam... Türkiye'ye döner dönmez vernikleyip kullanmaya başlayacağız...
1. Mutfak masamaın üzerinde yoğun bir şekilde eskitme çalışacağım için hiç zımparalamadan ya da kapatıcı sürmeden direk akrilik boya ile açık krem rengine boyadım...
2. Masayı kurşun kalemle çizerek eşit aralıklara böldüm.
3. Çizdiğim yerleri sivri uçlu bir aletle (ben küçük, ince uçlu bir tornavida kullandım) derin oyuklar olacak şekilde kazıdım.
4. Keskin birbıçakla masanın kenarınaçentikler attım ki daha eski görünsün diye...
5. Masanın üzerine matkap ucu, sivri uçlu toranida v.b ile rastgele çizik ve delikler yaptım
Şimdi... aşağıdaki resimde görüldüğü gibi bize lazım olan malzemeler şunlar. Her bir bölmeyi ayrı ayrı eskiteceğimizden bant lazım, eskitme için burnt umber ve raw umber yağlıboya, kıl fırça, terebentin ya da resim yağı ve bir parça kağıt lazım...
Ben resim yağı kullandım ama çok uzun sürede kurudu. Ancak terebentin de hem fazla hızlı kuruyor hem de mat bir görüntü veriyor. En iyisi ikisinden de biraz kullanmak. Elbette budak görüntüsünü vermek için de budak tarağı gerekli:
6. Arzu ettiğim parçalara sadece yağlıboyayı(burnt umber) sürdüm ve bıraktım...
7. Bazı yerlere yağlıboya (burnt umber) sürüp üzerinden budak çalıştım.
8. Bazı yerlere de yağlıboya (burnt umber) .sürüp bezle sildim ki daha açık renk olsun..
veee şu ana kadarki sonuç şu oldu:
Ardından uzuuuuuunca bir süre yağlıboyaların kurumasını bekledim. Sanırım bir hafta kadar... Ardından...
9. Bölmelerden budaklı olan ve yağlıboya eskitme yaptığım 3 bölmeye çok yoğun mum sürdüm (adi bakkal mumu) ve grimsi mavi bir renk ile boyadım.
10. Boyası kurur kurumaz bekletmeden sert bir zımpara ile zımpara ladım. Burada önemliolan ayrıntı boyayı sürdükten sonra güneşin altında tutarak kurutmamak ya da saç kurutma makinası tutmamak. Çünkü sıcak hava mumu erittiği için etkisini kaldırıyor ortadan. Tabi bir de bekletmemek lazım. Uzun süre beklerse mum taşlaşıyor altta. Mumun buradaki etkisi zımparaladığımızda üsteki boyanın parça parça dökülmesini sağlamak. Çünkü mumun üzerine gelen boya tutmuyor.
11. Parşomen kağıdına kopyasını aldığım yazıları karbon kağıdı ile masada arzu ettiğim yerlere kopyaladım ve siyah akrilik ve ince bir fırça ile içlerini boyadım...
12. veeee yazıların da üzerlerini biraz zımparaladım ki onlar da eskimiş görünsünler...
13. Son olarak Raw umber yağlıboya ile yanlardan eskitme çalıştım.
14. son olarak üzerine mat parke verniğini 2-3 kat tinerle biraz incelterek süreceğim veeeeee kullanıma hazır olacaaaaaak.... Tabi bu masa benim 2 haftamı aldı. (yaniara vermeden yapmış olsaydım öyle olacaktı ama ben araya 2 ay koyduğum için :D biraz daha uzun sürdü hihihi) Bir sonra sizinlepaylaşacağım projem sehpam... o da bitti, verniklenmeyi bekliyor... Bu sıkıntılı günlerde umarım biraz gözünüz gönlünüz açılmıştır. Ben şimdi twitter ve facebook'daki nöbetimin başına dönüyorum... Biber gazsız ve tomasız günler diliyorum... Bu blogdaki direniş aynen devam ediyor... ;)
Etiketler:
after,
before,
before-after,
furniture,
hand painted furniture,
kitchen,
masa,
mobilya,
mumla eskitme,
mutfak,
mutfak masası,
öncesi,
sonrası,
table,
yağlıboya eskitme
5 Haziran 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)