26 Ocak 2010 Salı

Şimdi daha iyiyiz....

İshalimiz geçti. Cuma itibari ile Nil'e kaynatılmış prinç suyu verdim. Lapalaşmış prinç yedirdim. Etsuyunda haşlanmış patates yedirmeye çalıştım. Bu sayede geçti ishalimiz.

Bu hastalık sayesinde çocuk doktorunun ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu daha da iyi anladım. Normal rutin kontrollerde pek önemi olmuyor, ama asıl hastalıkta çıkıyor doktorun ne kadar ilgili olduğu. Normal zamanda rahat doktor pek iyi ama bebek hasta iken rahat doktorun beni daha da strese soktuğunu anladım bu sayede.

Şimdilik bu kadar.
Bu zor zamanda arayan, mail atan, yorumları ile bana güç veren tüm dostlara sevgiler...

22 Ocak 2010 Cuma

Uykusuz her gece...

Bu gece belki de Nil doğduğundan beri yaşadığım en uykusuz geceydi. Saat 21 den itibaren neredeyse her saat başı ağladı. Kaka mı yaptı korkusu ile yanına gittim. Tam uyumak üzereyim saat 24. Nil 24ten itibaren nerdeyse saat başı kaka yaptı. Sabah 2 gibi TJ'i uyandırdım. Azıcık azıcık kakalarla toplam 6-7 bez var çöp tenekesinde.

Dün doktoru aradım, başka bir ilaç önermesini istedim. Bazı bebeklerde ishalin 20 gün sürdüğünü söyledi. Nil pazardan bu yana ishal ama halsiz.

Sabaha karşı mama yerine nişastalı su verdim.

Bugün lapa prinç,nişastalı su,patates ve muz püresi yedirmeyi planlıyorum.

Umarım azıcıkta olsa bunları yer ve umarım bir sonuç alırız.

Civciv'im perişan....

21 Ocak 2010 Perşembe

İshale bir çare...

Az önce Yelizcim ile konuştuk. Aklımıza keçiboynuzu pekmezi içirmek geldi. Ben Ender Saraç'ın 'İshali keçiboynuzu keser' yazısını okuyordum o sırada...

Bir de buğday nişastası var. Bir çay kaşığını suyla karıştırıp içirmeli, ne de olsa zararsız.

Muz-şeftali karışımını ise vermeme kararı aldım Yeliz ile konuştuktan sonra. Neden? Muz ishali keser ama şeftali kakayı yumuşatır. Bir denge söz konusu, şeftali-muz dengesi:).

Az önce Minik Civcivime sulandırılmış keçiboynuzu vermeye çalıştım. İki yudum içti, içmedi. Ben de temiz bir damlalığı keçiboynuzu pekmezine batırdım, en azından iki damla içmiş oldu Civciv- zorla da olsa-.

Şu ishal bir geçse...

Annenin Notu: İlaca dün başladık. Ama henüz bir gelişme yok. İştah sıfır. Umarım pekmez bir işe yarar....

Ne durumdayız?

Salı gecesi hiç uyumadık. Ağladık,ağladık.
nil hala ishal. Dün doktoru aradım,
verdiğim ilaç ishali geçirir dedi. Peki dedim çaresiz. Patates, makarna dışında seveceği, isteyerek yiyeceği ne olabilir diye nette dolanırken bir baktım muz. Muz da ishali geçrirmiş.Hazine bulmuşcasına sevindim.

Nil -bu aralar azıcık olan
iştahımız da kalmadı-muzu yemedi. Aklımıza kavanoz mama geldi. Bir koşu muz-şeftali püresi almaca. Bu kez en azından birazcık yedi.
Ama ishal hala devam. Kusma için doktorun verdiği ilaç sayesinde kusmuyor ama o ilacı Nil'e içirmek ayrı bir hikaye:)

Dün gece biraz daha rahat geçti ama akşam yine kaka. Her kaka yapışta uykusu olan bebeğim uyumamakta direniyor.

Umarım ishalimiz de geçer.

Bu gece de uykusuz hergece olmaz umarım....

19 Ocak 2010 Salı

İlk kez serum yedik...

Sabahtan doktorumuza gittik. Nil kilo vermiş, kuş kadardı zaten, iyice civciv oldu bi tanem...

Dün gece 4-5 kez kalktık, ağladık, kustuk,kaka yaptık...

Doktora 'Serum taktıralım bari, çok zayıfladı yavrucak' dedim. Baktı: 'Tamam, akşama rahat edersiniz en azından' dedi.

Bir serum 3-4 saat. Yattık Nil ile yatağa, uyusa neyse ama uyuyamıyor yavrucak. 1 saat sonra yüzü gözü açıldı, kendine geldi...

Kusma için ilaç verdi doktor. Dün geceden beri uyumayan bebeğim şimdi uyuyor.
Sabaha kadar uyusa keşke de kendine gelse....

Serum takılırken ağlamamak için kendimi zor tuttum, kalbim kanadı...

Bu arada idrar torbasını da taktırdım, yine kaka yaptı sıpa. Sonra tekrar taktık bu kez 2 damla çiş geldi.

Sonuçlar temiz çıktı, antibiyotik vermedi doktor. En iyi haber bu olsa gerek.

Virütik, bu aralar rastlanıyormuş, benzer belirtilermiş. Sadece ishal olsa böyle olmazdı ama kusma da eklenince perişan olmuş dedi.

Eve geldik, azıcık mama, sonra anakucağında yatmak istedi Minik, yattı tam uyuyacak, ishal, bacaklara kadar. Zırt banyo.. Temiz kıyafet... Zaten şu 3 günde kıyafet üstüne kıyafet değiştirmece, hem ona hem bana. Temizler yıkanıyor, ütülenmeden tekrar giyiliyor...

Lütfen bu gece rahat geçsin, hem o hem de biz uyuyalım...

18 Ocak 2010 Pazartesi

İdrar torbası....

Destek mesajlarınıza kocaman bir teşekkür öncelikle...

İşte bizden son durumlar...
Kakamız katılaştı, ateşimiz düştü.
Şu idrar torbasını takmak ne zor şeymiş. Takıyoruz, Nil çığlık çığlığa. Çiş yapan sıpa idrar torbasını takınca çiş yapmıyor. Çıkartıyoruz hop çiş yapıyor. Az önce'kesin kararlıyım, çişi alıcaz artık dedim' Taktım torbayı güzelce, acilde yaptıkları gibi sabitledim yara bandıyla beraber. Bizim ki torbaya kaka yaptı. Torbayı çıkardım, hop çiş...

Öyle gülünecek durumdayız...

Gece 2.30 da kalktık, 5 e kadar oynadık, yedik, kustuk. En sonunda 5 gibi yatağına yatırdım 7 gibi uyandık.

Sonra tekrar uyandık, su içtik, azıcık kustuk. İdrar torbası taktık çıkardık, taktık çıkardık. Şimdi dinleniyoruz.

Ne zor bebekler hastalanınca...

Bugün ben de huysuzum...

Annenin Notu: Yelizcim, bu huysuzluğumun tavan yaptığı günde, günümü-zü aydınlattın.

Teşekkürler...

17 Ocak 2010 Pazar

1 yaşına basılırken de hasta olunur mu ya Nil'im?

Dün gece tatlı Nil kustu. Sabah 5 gibi kustu.
Turta dan gelen doğum günü pastasındaki kelebeklere, uğurböceklerine bakmadı bile...
Halimiz yok, sürekli ağlama modundayız.

Öğleden sonra 3 gibi Mesa Acile gittik. Nil yine kustu ve ishalimsi kaka yaptı.
Kakasından yapılan tahlilde rota virüsüne rastlanmadı ama diğer sonuçlarda alınmadı. Şimdi de çiş yapmasını bekliyoruz, babası acile gidip bırakacak.

Bir doğum günü de böyle geçti.
Yorgunum,huzursuzum ve üzgünüm...
Umarım basit bir üşütmedir....

16 Ocak 2010 Cumartesi

Geçen yıl bu zamanlar...

Geçen yıl bu zamanlar, günlerden cuma. Doktora gitmişiz ve demiş ki, ' Bu Miniğin inmeye niyeti yok, ne zaman istersen alalım...'

Almış bizi bir telaş. Ne kuaföre gidesim oldu ne de dışarı çıkmak isteyesim.

Hatta neler yazmışım o zamanlar bir bakalım, bakalım....

***



'Doğuma gittim,gelicem!

Şaka gibi. *Yaşam, biz başka planlar yaparken başımıza gelen şeymiş....
Doktora gittik. Ben not aldığım şikayetlerimi anlatmaya hazırlanırken, Selahattin Bey 'Gel bir muayene edeyim seni' dedi. Karnımın neden bu kadar şiş olduğu da anlaşıldı. Bizim kız anladığım kadarıyla çatı darlığından ya da kuyruk sokumu bilmemnesinden aşağı inemiyor.

Sonuç: Epidüral sezeryan.

Şaka gibi. Nasıl yani?

Ne zaman doğurmak istersin?

Annemle konuşmam lazım!

Aile meclisi toplanın, bize haber verin!

Bir önceki yazımda ne demiştim?
'Gerçi Demet Yengen, annenin kuzeni ve ailenin en küçüğü Cevdet'in doğum günü 17 Ocakta diye, 'Minik 17 Ocakta doğar' diyor.'

17 Ocak cumartesi yani yarın sabah kızım geliyor!

Korkuyorum!
---
Dostlar,
Bu blogu açarken, blogumun bu kadar çok şey paylaşabileceğim bir sığınak olabileceğini düşünmemiştim. Ama öyle olmadı. Sorunlarımı, mutluluklarımı, endişelerimi paylaştım.

Özellikle bugün hepiniz mesajlarınızla bana cesaret verdiniz:)
İnanın o mesajları okuduktan sonra kendimi çok daha iyi hissettim.
Her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim....


Daha paylaşacağımız çok şey var!

En kısa sürede burdayım! '

***
Ve yarın Nil 1 yaşında...

*
Arkası yarın....

14 Ocak 2010 Perşembe

Ah dişler ah...


Ah dişler ah,
Nedir sizden çektiğimiz?
Yazın teker teker geldiniz yine yandı canımız,
şimdi çifter çifter geliyor
Miniğimin canını daha çok yakıyorsunuz!

Ah dişler Ah....
Aynı anda gelmek zorundamısınız?
Ne tadımız kaldı ne de tuzumuz...
Tek tek misafir etsek sizi?
***

Toplamda 8 dişimiz çıktı.
Azı dişlerimiz kabarmış durumda...

***

Bu aralar uykusuzluk, iştahsızlık huysuzluk bizde.
Hep bu dişler yüzünden....

9 Ocak 2010 Cumartesi

Geçen yıl bu zamanlar...

Geçen yıl bu zamanlar:
http://tastoli.blogspot.com/2009/01/38hafta.html

38. Haftada iken,Minik ne zaman gelecek, adı ne olacak, doğum nasıl olacak sorularıyla doluydu gündem.

Heyecanlı mı heyecanlıydı herkes...

Zaman nasıl da çabuk geçiyor!

Ve
Bu yıl, 1 olmana tam 1 hafta 1 gün var Miniğim!

Zaman zaman geçmiş postlara bakıyorum,
endişelere, sorunlara, güzel anlara dönüyorum yüzümü.

Zaman herşeye çare...
Bu bir yıl da büyüdüm ben,
1 yaşıma daha girdim!
Daha sabırlıyım -eskiye göre-,
Hergün yeni yeni şeyler keşfediyorum hayat!

Ve merakla bekliyorum,
gelecek yıl neler neler olacak...
sonra aklıma John Lennon'un şu sözü geliyor:

Hayat biz onu planlarken başımızdan gelip geçenlerdir..

8 Ocak 2010 Cuma

Rüya...

Rüyamda alt komşu ya da üst komşu bas bas bağırıyor: Kızınızı susturun, yoksa yukarı gelicem.

Bizim Sıpa 3 te kaka yapmak istedi. Kaka yapamadıkça bağırındı durdu. Muhtemelen o esnada bu rüyayı gördüm. O kadar gerçekti ki... En sonunda 5.30 gibi kaka yaptık,sonra da uyumak istemedik...

Şu anda enerjik mi enerjiğiz...

Yaşasın bebek olmak!

7 Ocak 2010 Perşembe

Parmak arası problem...

Miniğin geçtiğimiz haftalarda ayak parmağının içleri kıpkırmızıydı, dokununca feryadı basıyordu.

Banyoda ıslanınca sorun yok, ama dokunan yandı.

Yazın dışarıda ayaklar açık, püfür püfür. Kışın ise hava soğuk, hava almıyor bu ayakcıklar.

Sudo kremi kulak temizleme çubuğuna sürüp banyo sonrası sudo kremlenme. Sonrasında çorap giydirmeden uyku tulumunda uyumaca.


Ayaklar hava aldı, sorun çözüldü.
Sabah uyanınca ilk iş çorap giydirme.

Şimdi geçti ama ilk 3-4 gün çok feciydi...

6 Ocak 2010 Çarşamba

Haftanın Sözü:

Yapabileceğiniz birşey olduğunu düşünüyorsanız hemen yapmaya başlayın. Cesaret, içinde deha, güç ve sihir barındırır. - Goethe

Kesinlikle ilham verici!

3 Ocak 2010 Pazar

Yaratıcılık Budur...


Malum doğumgünümüz yaklaştı. 1 olmamıza sayılı gün kaldı. Nil'e birazda büyünce hatırlayabileceği, odasına koyabileceğiz minik bir anı ne olabilir diye etsyde gezinirken bu nefis pasta süslerine rastladım.

Keşke yapabilecek yetenek, malzeme olsa.

Ülkemizde bunlardan yapabilen şanslılar yok mu acaba?

http://www.etsy.com/shop/lollipopworkshop




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...