macera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
macera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Şubat 2009 Salı

BAKALIM DAHA NELER OLACAK


Geldimi üstüste gelirmiş herşey; birde benim gibi paniksen yandın.Böyle durumda da nerem komik oluyorsa halimede gülüyorlar...HIRRRR...
Dün akşam kurstan aradılar yeni bir kursa daha gideceğim; gitsemmi? gitmesemmi? tek sorun saatleri 17:30-20:30 hayda başka vakitlerde yok.Ha birde ptesi, salı, çarş. günleri yani haftada 3 günmüş. Dün akşam yattım uyku gene yok; gitsemmi ,gitmesemmi papatya falı gibi; seviyorum sevmiyorum:))) eşim git dedi paşaya ben bakarım; iş bulana kadar idare ederim .Bulursak şayet iş ( inşallahhhhhh) annen var dedi.Küçük prensesle aynı okulda okuyorlar o alır dedi. Sonuçta ben de bilgilerimi arttıracağım iş bulacağım dimi? öyle bir huyum var ki 50 kişiye danışacam bakalım çoğunluk ne der dimi? oylama başlar ama genede işime geleni yaparım :)))))ha benim fikrimde olurlarsa oooo daha çok sevinirim..eşime, arkadaşıma, geceye, virgoya, paşaya, anama sonra hocalarımada danıştım. Yetmedi sizlerede danışım dedim:)):)
Bendeniz kurstan bugun geldikten ; iyice altüst oldum. Yan komşuma az daha hırsız giriyormuş çelik kapıyı içeri çökertmiş. Apartmanın tadilatı bitmez; hırsız rahat hemde güpe gündüz çünkü inşaat var . Eşim dürbünden seslere bakar ama yan daire olduğu için bir şey göremez; bir ara kapıyı açar (kapı kilitli çünkü) ama kimse yok...Yukarıdaki komşuya arkadaşı gelirkene uyanık hırsız lafta adres sormak için ; bizim zile bas...
Tabi eşim gene kapıyı açar filancayı soran biri..öyle biri yok. Daha sonra komşuya gelen kişi şüphelenir koşar ama hırsız vıııııın kaçmış...bizim komşularda yeni evli ve çalışırlar. Akşam olana kadar kapıya 50 kez baktık.(tel no larıda yok) ufff ya neyse geldiler kız bayılacak.Neyse polise, çilingirciye, yeni kapıcıya vs.haber salındı...Polisler geldi eşim olayı anlattı o geldi,bu geldi kapının önü doldu...eşim kapının resmini çekti ve pc den cd ye aktardı..evleri sigortalıymışşş..Neyse sonunda çilingirci güç bela telektrikli testerelerle kapıyı açtı ve içeri girdiler... (a bu arada birbirimize tel noları verdik..)
Ne olacak bu memleketin hali;eşim serseri hırsızlar tabirini yaparken ben başka türlü düşünüyorum.İşsizlik, çaresizlik de insanları buduruma götürmüyormu? Allah sonumuzu hayır etsin diyorum..
Yahu ben yine kafa ütüledim dimi...Neyse size bir fıkra yazımda sıkıntınız geçsin..bundan sonra güzel, güzel,güzel,güzel yazcam:))) (efem artıkın biraz keyifliyimde )

Sabah neşesi
İki deli yolda yürüyormuş birinci deli; ben gidiyorum susadım demiş. ikinci deli; hazır gitmişken benim içinde içiver demiş.
birinci deli; tamam deyip gitmiş on dakika sonra gülerek gelmiş.
ikinci deli; ne oldu diye sormuş
birinci deli; ha hay kendi yerime temiz su, senin yerinede boklu su içtim demiş....

19 Kasım 2008 Çarşamba

DİLE BENDEN NE DİLERSEN...


Yine uyku tutmadı; yatakta dön dön durdum. Masallardaki gibi olağanüstü yeteneğim olduğunu hayal ettim ve ben uçan halıya sahip oldum...Uçan halıyla; dünyayı dolaştım, uzak diyarlara gittim.Öncelikle sevdiğim insanları ziyaret ettim . Sonra kayak yapmaya dağlık yerlere sonra sıcak memleketlere denize gittim.Titanike bindim ve en uç güverteye çıkıp kollarımı açtım. Gökyüzünden dünyayı seyrettim. Safari oldum, avcılık yaptım. Afrika' nın ormanlarında gezdim. Mısır piramitlerine gittim. Hacca gittim....


ARTIK YORULDUM...Şimdi ben Alaattinin Sihirli Lambasından çıkan cinim; sen ne olmak ,neler yapmak,neye sahip olmak isterdin...


Haydi DİLE BENDEN NE DİLERSEN...sizleri günlük dünya sıkıntı ve bunalımlarından biraz olsun sıyırmak için bu oyuna davet ediyorum...ama uçan halımı vermem o benim :))))))


MAKSAT GÖNÜL HOŞLUĞU BUYRUN LUTFEN...


23 Ekim 2008 Perşembe

HOŞ GELDİN DÜNYAMA HOŞ GELDİN

Aman çocuk; bant gibi yuvarlak bişeyler yapıştırdı bedenime ; elinde iğne 10 a kadar say uyuyacaksın, uyandığında herşey bitecek dedi. 1,2,3,4 hooop gitmişim.

Biri mi sesleniyor bana? noluyor? karanlıklardan sesleniyolar, kim bu ya? neresi ?derken ;gözümü açtıım; yatağımda odamdayım; noldu bana annem, eşim başımda; hoop gene gittim , geldim, uyandım artık burdayım aa ölmemişiiiimm....

Tamam duyuyorum, konuşmayıııın, başım çatlıyor , ağrı vaaar. (eşim bu kelimelerle ilerleyen zamanlarda benle dalga geçti ağrı var, ağrı var diye...))) )

Kapıda elinde bebekle, hemşire geldi. Aaa yok ben istemiyorum bakmasam. (eşim bebeği gördüğünü; ameliyat çıkışında beklerken, saatin 10.15 te bebeğin doğduğunu söyledi. Bebek çooook güzelmiş çok tatlı ve bembeyaaz dedi.) Bebek yanıma geliyor yaaa dur bakayım merak da doruk ta hani...(istemem yan cepe misali...)

AAAAA...aman allahım bu bebek benim mi? Kara kuru değil, bembeyaz, yanaklar tombiş pembe, ağzı burnu minicik, anam oda gözünü de açtı , beni görecekmiş vayyy ... (bebek mi, tıpkı anasıymış anam söyledi:))) ) Eşime diyorum eminsin di mi; bu bizim bebek ? Ameliyathanede bir sen vardın; ameliyathane kapısında bir bu bebek çıktı ve gördüm bu biziiiimm...

KÖŞESİ KÖŞESİ
CİĞERİMİN KÖŞESİ
ÖYLE BİR YAVRUM VAR Kİ
DÜNYADA YOKTUR EŞİ...

Dualarım tutmuştu 6 sene önce hastanede bu saatte doğum yapmıştım. Anladım ki herşey allahın kaderinde yazılanlardan ibarettti ... Stres insanın baş düşmanı ve herşeyi yok eden oydu. Belki de eşim boşuna ameliyat olmuştu ve benim hormon olayı da stresstendi... (yaşanan streslerr). Şu anda ilkokul 1 e başlayan paşam ders yapıyor ve bu yazdıklarımı okuyamıyor . Okuduğunda acaba ne yapacak. YAVRUM doğum günün kutlu olsun nice sağlıklı , mutlu , uzun ömürlere...

HOŞ GELDİN DÜNYAMA HOŞ GELDİN MELEKKK... SENİ ÇOK SEVİYORUM ...


12 Ekim 2008 Pazar

İKİNCİ VELİ TOPLANTISI


Bugün okul toplantısı vardı biliyordum; paşamın akıllı ve uslu olduğunu fakat onca insanın içinde bunu öğretmenden duymak oldukça keyifliydi.Öğretmenimiz gerçekten iyi bir gözlemci ve iyi bir eğitmendi çocuklarla tek tek ilgileniyordu.Öğrenciler hakkındaki yorumları tek tek yaptı ve öğrencilerin yaramazlıklarınıda anlattı.Bazıları çok hoşuma gitti paylaşmak isterim.

Öğretmen anlatıyor;

-Dersini niye yapmadın?

Öğrenci ;

-misafir geldi.

Öğretmen ;

- Fatih bu ( le ) (hecesi) ... (söylemesini istiyor )

Öğrenci ;

-tamam anlamında başını sallıyor...:))))

Bazı öğrenciler; ders kaytarmak için çöpün başında defalarca kalemlerini açıyorlarmış ve bir bakıyorum sınıfın yarısı çöpün başında topluca kalem açıyorlar.

Öğretmen ;

- Çocuklar sohbet etmeyin istemiyorum.

Öğrenci ;

- neden öğretmenim sohbeti sevmiyor musunuz? :)))))))))

Öğretmen bunları söylerken kendide gülüyordu fakat çok gürültülü bir sınıf olduğunu tekrarlıyordu.Bazı öğrenciler konuşmaktan ders dahi yapmıyorlardı hepsini tek tek velilere anlattı ve uyarılarda bulundu.Paşamı; sorunsuz iki öğrenciden biriydi....

Dalgalarla Dans

İşte bir önceki yazımda bahsettiğim dalgalı deniz eğlencelerine ait resim. Dalgalarla yüzmek çok riskli elbette ama çocuklar da donanımlı. Genelde kolluksuz yüzerler ama dalgada takmışlardı. Resimde solda paşa ve annesi, sağda büyük yeğen ve kardeşi küçük yeğen. Dalgalı da olsa deniz keyfinden vaz-ge-çe-mi-yo-ruz.

11 Ekim 2008 Cumartesi

AMAN ANNE...

Yine deniz yine yaramazlık e napalım denizi çok özledik...

Bu yaz şansıma deniz hep bozuktu. Dalgalar bizi görünce coşuyordu acaba dedim bize mi kızdı bu? köpürüp duruyordu. Dalgalı günlerden birinde artık dayanamıyoruz ve denize hucuuum. Bir gittik koskoca sahilde biz yaramaz 4 kişi, başka kimse yok. Uzaklarda biryerlerde bir kaç kişi daha var o kadar. Ama dayanamadık büyük yeğenle ben girdim, çocuklar avaz avaz ağlıyolar, Biz mi ? Dalgalardan duyulmayan çocuk sesiyle kendimizden geçmiştik. Dalgalarla kıyıya vurulup tekrar geri geliyorduk. Müthiş eğlence... Neyse dayanamayıp çocukları da aldık. Dalgalar çok yuksekti ama dalgalı denizin zevki bambaşkaydı. Paşa mı dışarı çıkmak istemiyordu, arada dalgalar paşamı alsada benden nerde diye aranırken annelik içgüdüsü onu buluyordum. Artık bitap düştüm dışarı çıktık fakat bizimkiler çıkmak bilmiyor ve ben çıkarken korkak paşa dayanamayıp oda çıktı.

"Anne çok şanslıyım biliyon mu" dedi paşa, senin gibi bir annem olduğu için ; sen bana arkadaş gibisin "kerata annee" :p

Yine birgün artık deniz durgun saat 17.00 sularında yüzerkene bizimde canımız sııkkın büyük yeğen gelemedi ama biz denize hucuuumm...İş anneanneyi ikna etmek lafta denize gitmeyi istemeyen bendim; beni kandıran paşa ve prenses yeğeni (halbuki ben kandırmıştım onlardan çok ben istiyordum denize gitmeyi) aldım. Anneanne başladı gene hava soğuk akşam oluyor çok durmayın dalgalıysa girmeyin vs.. Hemen çocuklara döndüm ııııhh tamam mı duydunuz anneannenizi beni üzmek yok. Tammaaam çığlıkları ile biz gittik.Bir baktık deniz çarşaf gibi allah allah ama gene kimseler yok 2 küçük çocuk vardı dışarısı rüzgarlı ve soğuk olmasına rağmen deniz sıcaktı . Girdik. Bir süre sonra üşüdüm ama bizimkiler çıkmıyor, donduuuummm diyorum çıkmıyorlar.

Ben çıkmıcam ağlıyorlar. Neyse hava bir bulutlandı, karardı. Yağmur geliyor bir fırtına rüzgar biz kaçıyoooozz. Paşa ve prenses gülüyorr amma macera olur çıkmayalıım diyorlar. Yürüyün dedim anneannen gelecek olan bana olacak. Neyse koşarak geldik eve anneanne eli belinde bir bağırdı. Saat kaç havayı görmüyon mu (dırdır vırvır) şöyle bir dönersin çocuklara (göz kırptım) sizin yüzünüzden yaramaz çocuklar siz beni delirteceksiniz dinlemiyosunuz beni dedim. Bizimkiler yine koptuu aman allahım gülmekten kırılıyorlar... (aman anne pes yani) şşşşttttttt çaktırmayın.

Not: resim burdan alınmıştır.

9 Ekim 2008 Perşembe

ÖCÜ ANNE

Paşanın maceralarını yazmaya devam ederken eski hatıralara dalış yapmak istedim ve çevremdeki insanlar tarafından istek talepleri aldım.Yine Tekirdağ macerasından bir yazı;
Yaklaşık 3.5 sene önce yaşanan bir anı paşa 3.5 yaşındaydı bir gün yukarıdaki katta büyük yeğen küçük yeğen ve paşa oturuyorlardı hava bozuktu ve denize gitmemiştik. Bende yatak odasına gitmiştim ve tuvalet aynasında kendimi seyrediyordum. Birden aklıma süpriz yapmak geldi ve tarağı aldım saçlarımı elektrik çarpmış misali cadı gibi yaptım. Saçlarım muhteşem çirkin ve dimdikti. Göz kalemi boyasını aldım önce dişlerimi boyadım, yüzüme de kocaman ben yaptım ve kaşlarımı ortadan birleştirdim aynaya baktığımda çirkinlerin en güzeli vardı. Sıra yan odaya geçmek vardı kapıyı açtıım ses tonum değişik gözler fırlamış napıonuz burdaaaa dedim çocuklar ilk önce aaaa diye çığlık attılar ve bir koptuk ki anlatamam yine gülme krizi yerlerde yatan yeğen bacaklarını morarttı yine küçük kikirdek yeğen zayen duramıyordu. Paşaaaamııı; zavallı yavruum korkudan ağlamaya başladıı annesini böyle görünce anne nolur eskisi gibi ol diye yalvardı ve oyunu dayanamayıp bitirdim ogünden sonra birdaha yanımdan ayrılmadı çünkü annesinin öcüü anneye dönüşmesini istemiyordu...

5 Ekim 2008 Pazar

MUZUR PAŞA VE ANNESİ

Havaların soğumaya başlamasıyla yazın sıcaklığını ve rahatlığını şimdiden aramaya başladım.Yaz tatilindeyken yaptığımız muzurluklar aklıma geldi ve bir tanesini yazacağım.Yazın daha aktif,neşeli,sempatik,hareketli ve birazda yaramaaazz oluyorum.

Yazları rahmetli anneanne ve dedemin evine tatile gidiyoruz.Deniz kenarında kocaman bahçeli eski ama çok şirin bir evde kalıyoruz.Kahvaltılar yapılıp ortalık toplanınca doğru denize gidiyoruz bazen de öğle yemeğinden sonra çıkıyoruz.Paşanın anneannesi (benim annem)yemek işlerini hallediyor bizde diğer işlerde yardımcı oluyoruz.Ablamın 2 kızı var biri 17 yaşında ve aynı burçtayız bu yüzden karakterlerimiz aynı diğeride 9 yaşında çok geveze ve kikirdek bir kızdır. Biraraya gelince bizi tutabilene aşk olsun.

Temmuz ayında bir gün annem akşama kuru fasulye yapacam baban istiyor dedi aman anne yazın sıcağında yenmez dedim birkaç gün sonra yaptı siz yemezseniz yemeyin dedi...

Biz denize gitmeye hazırlanırken annemde babanneme gidiyordu akşama gecikebilirim merak etmeyin dedi ve çıktık.Akşamüstü denizden geldik annem yoktu bizde kurt gibi acıktık baktık koca bir tencere kuru var kızlar çabucak masayı hazırladılar fasulyeyi 3 er tabak yedik (pilav bile yapamadık bide fasulye istemiyorduk).Büyük yeğen koca tencere bitecek bide fasulye istemiyorduk dedi. Çok güzel olmuş diyen paşaya ve kikirdek yeğene gülüştük o anda bende tamam çocuklar tencereyi bitiriyoz anneaneniz gelince fasulye arıcak tamam çaktırmayın dedim oleeeeyy çığlıkları atıldı macera başlıyor.

Masa toplanıp bulaşıklar yıkandı kahveler yapıldı midemiz davul gibi şişti bu arada fasulye küçük tencereye boşaltıldı. Koca tencere bitmiş dibinde birtabak kadar fasulye kalmıştı.(YAZZZIIIKKK)

Anneane geliyor biz sus pus oturuyoz gülmekte yok çocuklarla göz kırpıp şşşt yapıyoz.

Anacım geldi doğru mutfağa gitti (b.yeğende peşinde)sordu yedinizmi fasulyeyi yedik bitirdik çok güzel olmuş derken tencereye bi bakar bir çığlıkk hepsinimi yediniz okadar fasulye yenirmi yedik dedik.Bana döndü anam insan pilav yada makarna yapar baban akşama ne yicek dedi bir tabak bile yok hani fasulye istemiyordunuz dedi ve kızdıı.(bu arada kadıncağız tekrar gider bakar sanki çoğalacak fasulye ve diğer odalara bakar sanki fasulye bulacak)Bir ara üzgün şekilde wc ye giden anneme bu kadar yeter deyip sakladığımız fasulyeyi çıkarıp büyük tencereye boşalttık wc den gelen annem büyük yeğenle mutfağa girer yeğen anneanne der tencereyi açar bu fasulye hepimize yeter der neresi az bunun der.Anne anne tencereye bakar şaşırır nerden çıktı bu diye bize çıkışır.Bizi tutabilene aşkolsun dedimya kendimizi zor tutuyorduk artık başladık gülmeye ama kikirdek başladımı yine gülmeye büyük yeğen ağzı bir karış iki büklüm ve bacaklarına pat pat vura vura gülüyor.Paşa ve ben kendimden geçtim anamda katıldı bize kadın sanki altın bulmuş gibi sevindi.:)))))))

Babam da geldi o arada bize bakıyor noluyor diyor bizde gülme krizi cevap yok hadi oda bize katıldı sonradan olanları anlattık ve günümüzü güzel bir şekilde tamamladık...