18 mart çanakkale zaferi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
18 mart çanakkale zaferi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Mart 2013

18 Mart Anısına...

Yine yaklaşan bir 18 Mart var Çanakkale Şehitlerini anma yıldönümü,
bize bu cennet vatanı armağan eden şehitlerimizi her gün saygıyla anmalıyız aslında,senede bir gün yetmez...
Onlar "Geri dönmeyi asla düşünmediler" bir çoğu 18-20-21 yaşlarındaydılar,hayatlarının baharlarında gencecik vatan uğruna şehit oldular,Çanakkale savaşı her gün 2000 kişinin vurulup yere düştüğü amansız bir savaştı,hatta Gelibolu Yarımadası için "Savaşın yenildiği yer " sloganını kullanır,doğrudur savaş bu topraklarda yenilmiştir muhteşem bir zafer kazanılmıştır,Çanakkale'nin geçilemeyeceği tüm dünyaya ispatlanmıştır....
8 Mart Dünya kadınlar gününde bizi Kursumuz Şehitliğe götürdü gezi düzenliyerek,4 otobüs gittik başka yerlerdende gelenler olduğu için epey kalabalıktı,daha öncede defalarca gittiğim yerlere tekrar tekrar gitsem yine bıkmam oranın ruhaniyeti bambaşka,tüm gün dualar ettik,şehitlikleri gezdik,bilgilerimiz tazelendi,
bu cennet vatanımızın hiçte ucuza kazanılmadığını bir kez daha savaşın geçtiği yerlerde dolaşarak farkına varmaya çalıştık,kıymetini anlamaya çalıştık......
Bende size çektiğim fotoğrafları göstermek istiyorum nacizane,birde benim gözümden buraları ziyaret etmenizi istiyorum,,,,hoşgeldiniz sefalar getirdiniz......Buyrun...
Çanakkale Şehitler Abidesi

Yahya Çavuş anıtı

57.Piyade Alay Şehitliği

Kesik dere Şehitliği hemen ilerde,
sağda merdivenler ile dere içersine iniliyor asıl şehitlik orda,,,
Ruhları şad olsun....

57.Piyade Alayı Şehitliği

Bir kaç yıl önce burası yanmıştı,şimdi tekrar yapılmış,
düzenlenmiş eskisinden güzel olmuş....
Her gün ziyaretçilerini ağırlamakta...

Anzac anıtı ve Atatürk heykeli karşı karşıya durmakta....
“Bu memleketin topraklarında kanlarını döken Ingiliz, Fransız, Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar! 
burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. 
Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

Mustafa Kemal

Conk Bayırı
Yemyeşil uzanan sırtlarda 98 yıl önce ne kanlar dökülmüş.....

Siperler ve az ileride Atatürk'ün saatinin parçalandığı yer.....

Çanakkale destanı tanıtım merkezi.....
Geçtiğimiz yıl hizmete açılmış,oldukça güzel büyük bir bina,
içi harika,11 salondan oluşan gezi alanına sahip,salonlara girip Çanakkale savaşını adeta yaşıyorsunuz....
Ben en çok Gökkubbeden Gelibolu Salonunu sevdim,
fakat salonlarda fotoğraf çekimi yasak olduğu için çekemedim,
müze kısmında serbest ordan bir kaç karem var....
Mutlaka ziyaret etmenizi isterim....

Meçhul Asker
Hikayesi göz yaşartıcı,
Anzac askeri memleketine dönerken yanında şehit ettiği askerin kafatasını götürür evinde tavanarasında saklar,
öldüğü zaman gerçek ortaya çıkar ve Meçhul Asker tekrar vatanındadır artık....

Savaş döneminden kalma çeşitli kıyafetler

Dua kitabı......
Allah'ın yardımı olmadan hiç bir zafer kazanılamaz.....

Yüzbaşı üniforması Müzeden....

Silahlar ve tarım aletleri ve kaşıklar,çatallar,tabkalar,şarapnel parçaları

Mermiler,kovanlar....
Hava bulutluydu,rüzgarlıydı hatta zaman zaman yağmurda yağdı ama
yinede çok güzel bir gezi oldu,rehberimiz güzel bilgiler verdi sağolsun....

Kalabalık....

Seddülbahir köyü burası,
savaşın geçtiği yerlerden....İzleri hala duruyor....

Tabyalar,cephanelik olarakta kullanılıyormuş,
üzerlerinin toprakla kaplı olmasının sebebi,
Çanakkale savaşında kullanılan mermiler sert bir yere çarpınca patladığı için
toprak kaplamakta bulmuşlar çareyi,hemde kamufle olmak için,karşıdan dikkat çekmemek adına.....
İçi yazın soğuk,kışın sıcak oluyormuş.....



Bir kahraman takım ve de Yahya çavuştular
Tam üç alayla burada gönülden vuruştular
Düşman tümen sanırdı bu şaheser erleri
Allah'ı arzu ettiler,akşama kavuştular


Müzenin içinde Seyit onbaşı figürü.....

Atatürk'ün gözetleme yeri burası.....


Müzede hediyelik eşya standı,,,
çeşitli objeler var savaşı hatırlatan en çok ilgiyi Seyit Onbaşı çekiyor...
Seyit Onbaşı’nın sırtladığı 276 kiloluk mermiyle Fransız zırhlısı Ocean’ı batırması savaşın seyrini değiştirmişti.....
Kendisine daha sonra aynı mermi fotoğraf çekimi için kaldırılmak istenmiş fakat tekrar kaldıramamıştır,içi boşaltılmış mermi kovanını sırtlayıp resim çektirmişlerdir,tarih kitaplarında gördüğümüz resim o resimdir,kendisine ödül için komutanları 5 günlük kızını görmesi için memleketine gitmesini teklif ettilersede o bunu kabul etmemiştir,
savaş sürerken nasıl gitmeyi düşünürüm demiştir,
kendisine verilen tayının arttırılmasını istemiş fakat sonra arkadaşları arasında yanlış anlaşılacağından bundanda vazgeçmiştir.....
Günümüzde türlü bahanelerle askere gitmekten vazgeçen,
bazı şahıslara örnek olması gereken hayatlar bunlar....
Anlayana tabii ki de...
Seyit Onbaşı Balıkesir/Edremit/Havran'lı....

Yavaş yavaş gün batmaya hazırlanıyor....
Çok fotoğrafım vardı ama ancak bu kadar seçebildim,birde sıralı ekleyebilseydim daha iyi olacaktı ama neyse
amatörce bu kadar oluyor :)





Abidenin etrafı 18 Mart için hazırlanıyor,hummalı bir çalışma var....

Bu camii Gazi Süleyman Paşa camii  Gelibolu'mda
18 martta bu camii de şehitlerimiz için mevlidi şerif okutulacakmış,
Trt 1 den naklen verilecekmiş....
Günlerdir ondada bir hazırlık var,,,,
bekleriz duamıza amin demeye sizleride :)
Bu minareden yankılanan ezan sesleri çok güzel....
Az sonra akşam ezanı okunacak.....


18 Mart Çanakkale Şehitlerini saygıyla ve rahmetle anıyoruz.....
Ruhlarınız şaad olsun....
Allah sizden razı olsun,bizlere bu güzel vatanı kazandırdığınız için.....

17 Mart 2011

18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi


57 NCİ ALAY – “Dönmeyi asla düşünmediler…

“They never even considered going back…..”

Gelibolu Cephesinde çarpışa askerlerin başındaki komutanların inisiyatif gücü, coğrafi alanı tanıma, harita okuma ve liderlik yetenekleri çok değişikti. Bazılarının atak ve korkusuz; bazılarının ise temkinli ve kararsız olmaları sonucu etkiliyordu. Gelibolu yarımadasını çok iyi bilen, elinde bu bölgenin sanki gönüllü askerlerinden kurulmuş 57 nci Piyade Alayını bulunduran ve yedekte tutan 19 ncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, kendisine güveni, ön sezgisi, cesareti, kararlı tutumu ile sivrilmiş ve ulusal kahraman olmuştur. Hatta İngiltere Başbakanı olan D. Lloyd George 1922′ de “Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki o büyük dahi çağımızda Türk Milletine nasip oldu.” demek zorunda kalmıştır.

Bakınız Mustafa Kemal, 12 Nisan sabahında Gelibolu sahilinden gelen top seslerini duyar duymaz, beklediği anın geldiğini anlamış ve en güvendiği 57 nci Piyade Alayını hazırlamıştır… Öğleye doğru Kocaçimentepe’ye vardığında, denizde onlarca düşman gemisini, sahile asker taşıyan nakliye vasıtalarını görür ve bu anı şöyle anlatır anılarında;

“…Conkbayırı üzerinden Düztepe’ye gelirken, oradan 261 Rakımlı Tepe’ye baktığımda 27 nci Alayın 2 nci Taburunun 4 ncü Bölüğünün geri çekilen askerleriyle karşılaştım.
-Niçin kaçıyorsunuz? Dedim.
-Efendim düşman! Dediler.
-Nerede?
-Askerler ‘işte’ diyerek 261 Rakımlı Tepeyi gösterdiler. Gerçekten düşman avcı hattı 261 Rakımlı Tepeye yaklaşmış ve gayet rahat bir şekilde ileri yürüyordu, Şimdi durumu düşünün. Ben kuvvetlerimi bırakmışım, askerler 10 dakika istirahat etsin diye… Düşmanda bu tepeye gelmiş. Demek ki düşman, bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim bulunduğum yere gelse, benim birliklerim çok kötü duruma düşecektir. O zaman artık bunu biliyorum, bir mantık kararı mıdır, yoksa doğal bir davranış mıdır bilmiyorum. Kaçan Askerlere
-Düşmandan kaçılmaz. Dedim
-Cephanemiz kalmadı. Dediler
-Cephaneniz yoksa, süngünüz var.

Dedim ve bağırarak süngü taktırdım, yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile dağ bataryasının yetişebilen askerlerine ‘marş marş’ la benim bulunduğum yere gelmeleri için emir subayımı geri gönderdim. Bu askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askeri de yere yattı. Kazandığımız an bu andır.”

Türklerin yere uzandığını gören ANZAKLAR bir an tereddütte kaldılar, ardından onlarda yere yattılar. Bu an Mustafa Kemal’ e üstünlüğü ele geçirme şansı verdi. Yanına gelmiş olan 57 nci Piyade Alayı 2 nci Tabur komutanı Yüzbaşı Ata Efendiye bütün taburuyla 261 Rakımlı Tepe üzerinden düşmana taarruz etmesini emretti. Dağ bataryasına su yatağında mevzi aldırarak düşman piyadesi üzerine ateş açtırdı. Dereye geldiğinde biraz geciken diğer tabur taarruza iştirak etti. Daha sonra 57 nci Piyade Alay Komutanına bütün alayı ile düşmana hücum etmesini emretti. Hücum sırasında birlik komutanlarına “Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve kumandanlar alabilir.” Şeklinde tarihi konuşmasını yaptı.

57 nci Piyade Alayı savaşın ilk on günü içinde neredeyse mevcudunun üçte ikisini şehit vermiştir. Buna rağmen asla savaş gücünden hiç bir şey kaybetmemiş, cesaretini yitirmemiş ve korkuya kapılmamıştır. Bu alayda çarpışan askerlerin insan üstü yiğitlik ve kudretlerine karşılık Sultan Mehmet Reşat tarafından 30 Aralık 1915 tarihinde Alay Sancağına Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyası ile Harp Madalyası takılmak üzere verilmiştir.

Ayrıca alay sancağına şu hatıranın yazılmasını emretmiştir. “Devlet-i Osmaniye ile İtilaf Devletleri Harbinde 57 nci Piyade Alayının düşman tarafından 25 Nisan 1915 günü Çanakkale’ de Arıburnu’ na meydana gelen ilk çıkartmada karaya çıkmış düşman kuvvetlerinin ilerlemesine ve Kocaçimen Tepelerinin düşman eline geçmesine o günkü hızlı davranışı ve şiddetli hücumu ile engel olmuş ve aylarca düşman karşısında savaş hattında kalarak ona karşı kahramanca muharebeler gerçekleştirmek suretiyle gösterdiği fevkalade yiğitlik ve yararlığın hatırasıdır”.

Kaynak: T.C. Milli Savunma Bakanlığı






Ruhları şad olsun….

Tüm Şehitlerimizi Saygı ve Rahmetle Anıyoruz….

18 Mart 2010

18 MART 1915 ÇANAKKALE ZAFERİ-ŞEHİTLER GÜNÜ


Şu boğaz harbi nedir, var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların, yükleniyor dördü beşi

Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...

O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar,

Yaralanmış tertemiz alnından uzanmış yatıyor;

Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...

Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara yetmez o kitab...

Seni ancak ebediyyetler eder istiab.

"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;

Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle,

Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...

Sen ki islamı kuşatmış, doğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki; a'şara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

RUHLARI ŞAD OLSUN!
Çanakkale Savaşı Bayram Namazı
Seyid Onbaşı

Gelibolu'm