Cumartesi pazar alışveriş için dolaşmaktan ayacıklarıma kara sular indi. Bebek alışverişi yaparken de insan farkına varamıyor zamanın. Biraz fazla dolaşmışız; sağ ayağım iki gündür pek ağrıdı ezilmiş gibi. Umarım bu hareketlilik ve geç uyuma durumlarım bebeğe de geçmemiştir. Çünkü son iki ayda annenin uyku durumları, hareketliliği bebeğe de etki ediyormuş. Eğer anne geç yatıyorsa çocuk da büyük olasılıkla uyumayan ya da geç uyuyan bir bebek oluyormuş, çok hareketliyse bebek de hareketli oluyormuş. Tabii bu tıbbi olarak açıklanan bir bulgu değil doktorların deneyimlerinden yola çıkarak ortaya attıkları bir tespitmiş sadece. 3 hafta kadar az bir zaman kaldı ama ben yine de bugünden başlayarak erken yatayım bari. Hareketimi kısıtlayacağımı sanmıyorum çünkü sürekli bir şeyler yıkıyor, ütülüyor, bir yerlere kaldırıyorum sonra onları. Herkes "İş yapma, niye yoruyorsun kendini, biz yapalım." diyor ama tatlı yorgunluklar bunlar. Tüm bu işlerden, alışveriş, yıka, ütüle, kaldır, onu kur bunu yapıştırdan söz etmişken Defneciğimizin odasına modasına geçeyim.
İşte Defneciğin yıkanmış yatak örtüsü takımı!
İşte bu da cumartesi tüm günün yorgunluğuna rağmen Defneciğin babacığının inat ederek ve de benim yardımlarımla tamamladığı park-yatağı!
Defneciğin ana kucağı! Oy minicik!
Defneciğin daha şimdiden hurç hurç giysileri...
Hepücüğü yıkanmış, tertemiz kızımızı bekliyor!
Veee ... Çıkartmalarıyla süslediğimiz odasıııı...
Daha şimdiden o kadar çok ayakkabısı var ki ileride "Giyecek hiç ayakkabım yok!" demez heralde! Gerçi ileriye dönük bağlantı pek olmadı biliyorum ama olsun!
Çıkartmalarla duvarları harika oldu!
Perdeyi çok iyi çekemesem de bir perdesi var kızımızın canııımm!
Defneciğin kaynatılmayı bekleyen biberonu, yalancı emziği, ilaç kaşığı ve şırıngası, burun aspiratörü vs.
İşte böyle ...