Şehrimize gelsede
saatlerce eğlensek diye iç geçirmelerimi,
Saatlerce binsemde
hiç inmek istemediğimi.
Yıllar var ki
binmemiştim,tepeden seyretmemiştim şehri,hissetmemiştim rüzgarın saçlarıma
vurarken ki verdiği ılık esintiyi.
O gün eşim hadi bizde
binelim deyince atladık dönme dolaba.
Çocukluğuma döndüm
birden.Bu kadar zevk vereceğini düşünmemiştim aslında eşim söylerken.
Küçük bir ilçeydi
bizimkisi.Sadece bayramlarda kurulurdu lunapark.O zamanlar nerdeeee şimdiki
gibi gondollar,kamikazeler.Tek eğlencemiz atlıkarıncalar,annemin hiç tasvip
etmediği zincirli birbirine bağlı salıncaklar,şimdilerde pek rağbet görmeyen
aynalar ve en büyük eğlencemiz olan dönme dolaplar vardı.Ama yine de beklerdik
büyük bir merakla.Şehrin dışında boş bir alana kurulurdu.Kurulduğunu duyduğum
an başlardım yer araştırmasına girmeye.Acaba nerde,bize uzakmı,yalnız gidebilirmiyim
diye.
Hey gidi hey demek
geldi içimden.Oysa ne kadar da zevkliymiş,tadına doyulmazmış.Dedim ya unutmuşum
dönme dolabın,lunaparkın tadını.
Siz de uzuuuunnn
zamandır yaşamadıysanız bu zevki bence mahrum etmeyin kendinizi.
Haydi
büyüklerrrrr lunaparka, dönme dolabaaaa…..
Küçükbey,54 aylık