yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

anne sütlacı

11 Aralık 2011 Pazar
sizinde bildiğiniz üzere benimle mutfak arasında süregelen ilişki  ömrümün son döneminde başlamış olup gayet inişli çıkışlı devam etmektedir ...  ben bu süreçte biçok kez annemi arayıp tarif almaya yeltensemde telefonda pek başarıya erişememiş olup beraber girişdiğimiz ve daha çok benim seyirci olarak eşlik ettiğim işlerdede anladığım şudur ki annemden tarif almam imkansızdır... çünkü herşey göz kararı el ayarı ... çorba yapıyor ve evde ne varsa mesela şimdi şunu ekliyorum deyip bi ölçü birimine maruz kalmadan tencereye parçalayıp yolluyo üzerinede tencereye kapağı ile su koyuyor... varsa aranızda bir delikanlı bu çorbayı aynı kıvamda aynı lezzette bi yapsında içelim ...
bigün canım tatlı çekti dedimde annem kalktı bana sütlaç yaptı anında hemde ölçü ile ..nasıl yaw ...inanamadım ... dedim anne yazıyorum ben bu ölçüleri ... eve geldim bi heves yaptım  sütlacı ... meğer pirinç çay bardağı ileymiş ben su bardağı ile koymuşum hafif pilav gibi oldu ama ben böle çok severim deyip bigüzel yedim ...ahahaha hem dikkatsiz hem kendi yalanlarıma  anında inanan bi kişiliğim ... tabi sonraki günler anneye çaktırmadan laf arasında ağız aranıp kafaya dank etme suretiyle anlaşılır ki olay çay bardağı imiş ... işte o günden beri üşenmem nerdeyse her tatlı krizimde kalkar anneden garanti tarifli sütlacımı yaparım ... bugun gene tatlı krizim tuttu ... dedim bide fırınlayayım bakayım ...nolacak ... sıcak sıcak mideye indirdim valla bir şölen ... soğumasına izin verirsem onuda denemiş olacam .... gelelim tarife:
1 çay bardağı pirinç
1 bardak su
1lt süt (ben diyet sütle yaptım )
7 kaşık tepeleme şeker
1 kaşık tepeleme nişaşta 

suda pirinçleri pişiriyoruz .pilav kıvamına gelince sütü boşaltıyoruz.kaynayınca 7 kaşık şekeri ilave ediyoruz .tabi hep karıştırmaya devam ... baktın fokurduyo nişastayı bi kasede suyla çözdürüp birazda sıcak sütlacın sütünden alıp kaynaştırıp tencereye yavaş yavaş döküyoruz ... biraz daha fokurdayınca kaselere servis ediyoruz ... ben biraz soğumasını bekledikten sonra (bugun ilk defa denedim gerçi )su dolu bir kapta kaseleri tekrar fırına koyup sadece üstünü 180 derece ısıtarak bi 10-15 dk daha pişirdim ...sonuç: anne sütlacı gibisi yok ...

sufle

9 Temmuz 2011 Cumartesi
arada oluyo bana .... şerbetli ağır tatlılar sevmesemde üzerime bir tatlı krizi çökünce aklımdan çıkmak bilmiyor... hayır yani bir tatlınında tamamen tabağımda bittiğini görsem neyse.... dünden beri suflemi yapsam diye dört dönüyorum ... akşam oturdum netin başına bisürü tarife baktım .. yok yookkk bu kudurtucu kalori bonbardımanına yenilmeyecem dedim ... bugun öğleden sonra gene tarif bakarken buldum kendimi ... bir tanesi vardı ki  içinde şeker olmaması ve malzeme azlığı sebebiyle hemen gönlümü çaldı ...koştum mutfağa çırptım, pişirdim ve fırından çıkardım ...sonuç maf-i perişan .. kabarmadı ..acımı acı bi tadı oldu ve aynen çöpü boyladı ... durduk yere kahırlandım ... baktım o karabulut tepemden çekilmiyor bu sefer hakkını vereyim deyip ikinci bir tarifle gene mutfağa daldım .... hooopppp.... 5 dakkada beşiktaş... valla süper oldu .... tarif şu... ama  içindeki şelale havası için biraz daha az pişirmek gerekiyor sanki... bir de soğuyunca sönüyo .... üfleye üfleye kabarıkken yemenin zevkide bir başka.... üşenmeyin deneyin derim ... hayır yani her yağ bağlamış insan gibi biraz vicdan yaptımda... yandaş arıyorum kendime.... :)

deneme...

1 Mart 2011 Salı
ne zamandır aklımda... sonunda dayanamayıp deneyeyim dedim ... benim mutfakta çok fazla alet adevata tahammülüm yok .... zaten mutfak küçük ...bi de mikseriydi hamur makinasıydı ekmek makinasıydı fritözüydü derken mutfak iyice bi daralıyor... iki kab yemek yapayım derken bir bulaşık makinası bulaşık çıkıyorsa keyfim kaçıyor... o yüzden elektrikli mutfak aletleriyle aram yok .... en enzem olanından iki parça eşyayla işi kurtarmaya çalışıyorum ...ekmeğide ne mikserde yoğurdum ne de ekmek fırınında pişirdim ... ananevi usullarle yoğurup attım bildiğimiz fırına... ehh... ilk deneme ...öle şahane kabarmadı ... ama evi nefis bir ekmek kokusu sardı ... bence sırf bu koku için bile denemeye değermiş ... annanemin üzerinde güğümü eksik olmayan kuzinesine ışınlandım bir anda... umarım bundan sonraki denemede daha bi kabarır ....




armutlu kek

19 Kasım 2010 Cuma
hani sonbahara girmişken ...hani yollar sarıya boyanmış çimenler kuru yaprakları taşırken ... hani armutlar pişipte dibimize düşmüşken sarının, tarçının, kuru yaprakların tadını çıkarmayıpta ne yapmak lazım ....
biraz acemice yapılmış bir kek olsa da evi saran tarçın kokusuna doyum olmadı ... 

bu bana 

bu da size 
: )

hayırlı bayramlar

9 Eylül 2010 Perşembe
sabah gayet keyifle uyanmış öküzler gibi kahvaltı yapıp (abartmıyorum bir öküz kahvaltıda ne kadar yiyebiliyorsa nerdeyse o kadar yedim)malaklar gibi yayılmış uzanırken zil çaldı ...beklenmedik zil çalma olayı o kadar nadir rastlanan bir olayki kutupayusuyla birbirimize bakıp bu hangi munasebetsiz yaw şimdi diye sessiz ve derinden düşünürken doğru nan bugün bayram çoluk çocuk neyin olmasın deyip kapıya yöneldik ...baktım delükten ...delük gerçekten faydalıymış arada kullanınca insan deliğün farkına varıp ayrı bir mutlu oluyor ...bi sürü afacan didişip duruyor ... galiba kapı açıldığında en önde durmanında hiyararşik bir durumu var ... onlar dididşe dursunlar ben tamam çocuklar kapıyı açacam diye seslenip içeri dönüp para varmı dedim ...para yok ... ee bu kadar çocuk kapıya dayanmışken napcaz ...resmen gafil avlanma buna deniyo... mutfaktaki kutupayusuna dedim mecbur ganimetlerimizi paylaşacaz...ne var elimizde...mevcut çikolata gofretler ne varsa getir... kapıyı açtım ve çocuklara ne varsa verdim ... anında bir kargaşa çıktı ... ben pek bulaşmadan konu komşuya afişe olmadan kapıyı kapattım ve delikten bakmak suretiyle olayı gözlemledim ...resmen hırr çıktı ... eyvah eyvah .... yaw geçen sene bu çocuklardan 3 tanesi böyle şeker toplama derdine ortadan kaybolmadımı ... ben zaten paranoyak bir kişiliğim çocuğum olsa evde şekerle boğar genede böyle kapı kapı gezmesine izin veremem ama ne bilem  çocukların bu aktivitesini paranormal olarak buluyorum felan diye dırdırlanırken kapı gene çaldı ... baktım 3 adet velet.. ikisi ikiz eğer ben çift görmüyosam  ve elde ganimet yok ... geliyorum diye seslenip dolabı biraz karıştırdıktan sonra makarnayla pirinç arasına sıkışmış bir rulokat paketi buldum...ee napalım kısmetlerine... açtım kapıyı ... dedim çocuklar payedeceksiniz... ikizlerden birinin uzanan eline bıraktım pakedi... çocuk bi bana baktı bi pakete, dönüp ikizine oha dedi.... bi süre öle kalakaldılar.... ve ben kapıyı kapatmamla puahı saldım .... budur abi...ben olsam aynı tepkiyi verirdim ... sevdim bu doli kardeşleri...  daha fazla çocukla haşırneşir olup bünyeyi bulandırmadan evi terketsem daha iyi olur düşüncesindeyim....işte bu da böyle bir bayram sabahı kargaşası...bu arada recam; benim ganimetlerim bu çocuklara feda olsun ama bir garip dünyadayız, nolur onların böyle bir başlarına dolaşmalarına izin vermeyiniz...  

haaa bu arada fotodaki kurabiyeleri gecenin kör bir saatinde yaptım ...tarifi ahanda şurada tıktık...  tek kusuru sayısının az çıkması ...bir daha iki kat ölçü tutmakta fayda var diyorum ... herkese iyi bayramlar ...

keyif

29 Ağustos 2010 Pazar


insan hep bir misafire ya da sevdiğine kek yapacak değil ya... 
 
bazende kendini şımartmalı 
 
                                                                      sıralanın bakalım keyif askerleri
yerim ben sizi
oh mis...
üzerinede açalım bi tıngırtı tıktık
:)

takılberi

3 Temmuz 2010 Cumartesi
ben yemeğin renklisini mis kokanını yedikçe yenilesini severim ...

tezgahın üzerindeki bu renk curcunasına şahit olunca dayanamayıp şipşakladım ...
yemek yapma konusunda süper şipşakcıyımdır...yemek yapanı iyi oyalar iyi motive eder midemi bayramsız bırakmam ... tarifine gelince valla sormadım gördüğümü çektim ... hemen olan bir yemek ..yeterki elde malzeme olsun... işte sahneler bunlar...
sonra hopppp.... hepsi aynı yerde buluşup kaynaşıyor....
ve final 
 sordum ismi takılberi imiş..... yersen 
ohh...
karnım tok 
sırtım pek 
: )

iflah olmaz tembellere ...

19 Mart 2010 Cuma
nasıl bir giriş yapacam bilemedim en iyisimi bodos gireyim... hayatımı kurtaran bir yemek var ..diyebilirim ki bu kışı bu yemekle atlattım ...ben öyle mutfağa girip şahaneler yaratan bir kişilik değilim...hiç bi zamanda olmadım ..daha çok mide ve mutfak ilişkisinde sofra düzeni ve yemek sonrası tatlı ve kek kısmıyla ilgilenirim ..haaa tabi bi de çok ayılıp bayılıp yaptığım bişey vardır oda masa sohbeti..sabahtan akşama akşamdan sabaha laklak edebilir o masada kahve üzerine kahve içebilirim...neyse yemek mevzusuna döneyim ..dönülecek ne varsa şimdiye kadar yaptığım iki çeşit çorba ve makarna..bi de geçen kıştı galiba pırasa pişirmiştim ...sıralarsam bi de sevgiliden pilav yapmayı öğrenmiştim ama bu kış hiç yapmadığımdan unutmuş da olabilirim..emin değilim...sevgili süper yemekler yapar ben yerim ...ancak bu kış sevgili yok biraz anne desteğiyle eve fare misali bi kaç yemek taşısamda taşıma suyla değirmen dönmüyo...zaten yalnız olunca atıştırmalık bişeyler hazırlayıp koltuğun bi köşesine tüneyip yiyosun geçip gidiyo mevzu ...olaya el atan canciğer kuzu sarmam arkadaşımın önerdiği yemek hakkaten tembelliğime son verdiren ve şipşak yapılıp leziz bi şekilde yuvarlanan türden...
belki biçoğunuz biliyordur..bilmeyenlere anlatılır
dilim somon alınıp limonla ovulur ..
fırın poşetinin içine yerleştirilip üzerine limon suyu boca edilir.
tuz karabiber fesleğen serpiştirilip sıcak fırına yollanır.
patatesler soyulup iri iri bölünür.
havuçlar dilimlenir..
patatesler ve havuçlar haşlanırken somonda şipşak fırında pişer...
afiyetler ola...


bu da serdar abi den KOCAMAN TIK TIK
ben okudum çok güldüm :)

kek vakti

16 Ocak 2010 Cumartesi
bi kez daha anladım ki ben de bu takıntı ....yemek memek işlerinden anlamam...yemeğe bi misafir gelecekse içime bi hafta önceden sıkıntı basar ....salata yapayım masayı düzenleyeyim benim işim biter...misafirler bulduklarını yesinler işte...ama yemekten sonraya konu gelince hemen devreye giriyorum...kekler kurabiyeler yapayım bayılıyorum...resmen kek yapmaya fırsat kolluyorum..her fırsatta tarifleri değiştirmekte adetimdir..her seferinde heyecanlanıp şunuda koyayım bunuda ekleyeyim oluyorum...dün kuzen aradı..pazar kahvaltısına çağırdı...benimde kek yapmam için fırsat doğdu....kahvaltıda kek ne alaka demeyin...illaki sonra bi kahve içilecek...ee yanında kek lazım....yalanmı ama....diğer takıntımda kahve ama o çok daha vahim bi halde...o konuyu hiç açmayayım..işte kekim....fırından yeni çıktı.... yaban mersini ve damla çikolatalı.... missss.......