27 Ağustos 2012 Pazartesi

Cevizli&Çikolatalı Minik Kekler

Bayram sabahı gelenekselleşen anneannemdeki kahvaltılarda illa ki parçak olurdu.
"Malzemem var kızım ben hazırlarım siz gelin fırına götürün "derdi her arefe günü anneannem ve ilk defa parçaksız bir bayram yaşadık.
Bu bayram bizler için,faranjit olup annemin rahatsızlanması ile annemin yapacağı birçok yiyecek hayal oldu.Parçak ne derseniz eğer,yöresel bir hamur işimiz.Mısır ekmeği gibi bir hamurun içinde kavurma+ceviz+çökelek üçlüsü var.Kaç senelik blog sahipliğimde katmeri yayınlayabildim ama parçağı bir türlü kısmet olmadı,inşallah en yakın zamanda yayınlayacağım onuda.
İşte bu parçağı bayramda yapamayınca tam bir hafta sonra yapabilmek kısmet oldu.
Cumartesi akşamı annemle evde yalnızdık.Bayram sabahı için bu hazırlayamadığım parçak için annemle oturup ceviz kırdık.
Bizim eve ceviz kabuklu alınır hele de son yıllarda ceviz üzerine çıkan söylentiler sonucunda annem birçok şeyi ülkenin bilumum bölgesinden getirttiği gibi cevizi de Erzurumdan getirtiyor.Komşumuzun görümcesine ait ceviz ağaçlarının cevizlerinin içinden neredeyse hiç boş çıkmıyor ve tam,dağılmadan çıkıyor.Birde Elaziz den yani memleketten gelenler de vardı,bu sene oradan da aldık.Anlayacağınız daha çok kırılması gereken ceviz var!Üstüne üstlük saatlerce uğraştık balkon örtü sermemize rağmen ceviz parçalarıyla kirlendi birde temizlik gerekti.Aynı zamanda parçak,kek yaptık hurma içine koyup tükettik derken o binbir zahmetle uğraştığımız cevizden küçük bir kavanoz kaldı.
Anneme kek fotoğrafları çekerken"biz o kadar uğraştık görüyor musun gene bitti bu ceviz içi"dedim o da "aman can sağolsun,boşver"dedi.
Eee o zaman bu kadar sözün üzerine en güzeli evet canınız sağolsun gerisi boş değil mi?
 Malzemeler:
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı tozşeker
  • 5 çorba kaşığı sıvıyağ
  • 10 çorba kaşığı süt
  • 10-11 çorba kaşığı un
  • 1 su bardağına yakın iri kırılmış ceviz içi
  • 10-12 tane iri parçalara kırılmışmadlen çikolata(evde vardı onları kullandım dileyen 80 gr lık çikolataları bıçakla irice kesip ekleyebilir)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 vanilya
  • Üzerine çikolatalı sos ve ceviz içi

Hazırlanışı:
  1. Yumurta ve şekeri önce düşük ayarda sonra hızlı ayarda yoğun bir kıvama gelen kadar çırpın.
  2. Ardından önce sıvıyağı ekleyip onunla da 1 dakika kadar çırpın.
  3. Sütü de ekleyip gene az çırpıp unu azar azar ekleyin.
  4. Vanilya ve kabartma tozunu da ekleyip çırpın.
  5. Son olarak cevizi,çikolatayı ekleyip güzelce karıştırın.
  6. Minik kağıt kek kalıplarına paylaştırın.
  7. 150-160 derecede önceden ısıtılmış fırına verin.Eğer ısı ayarı olmayan fırın kullanıyorsanız da gene orta sıcaklıkta olmasını sağlayın.
  8. Piştikten sonra isterseniz benmari usulu eritilmiş çikolata soru ile isterseniz tembellik eden benim gibi hazır çikolatalı sos ile süsleyip üzerine bir adet ceviz içi koyup servis edebilirsiniz.

24 Ağustos 2012 Cuma

Zeytinyağlı Taze Fasulye

Üniversite sınavına hazırlandığım dönemde  yaza doğru zamanlarda eve geldiğimde benim meşhur üçlemelerdendi "zeytinyağlı fasulye+sivri köy biberi+ev yapımı manda yoğurdu"bu üçlü varsa tamam başka da birşey yemezdim.
Halen de bu haliyle çok severim ki bende bazı şeyler hiç değişmez değiştiremem hatta eski kafalı bile diyen olur memnun da olurum.Çok ilginçtir insanların sebatkar olması yaşadığımız topraklarda "eski kafalılık"olarak görünür.Halbuki yeni olanın daha iyi olduğunu kim söyledi ki?Yeniye bu denli çok öykünen toplumlar genelde gelişmekte olan 3.dünya ülkeleri çünkü kurtuluşun yenilikte,yeni soluklarda olduğunu düşünür elde "eski"diye dediğinin halbuki eskimeyen bir sürü nüans barındırdığını göremez bu denli yenilik takıntısından ötürü.Halbuki yeni olmak,yenilik bambaşka birşeydir ama ne yazık ki bu denli kafa yorulmadığından mütevellit bambaşka anlamsızlıklar içinde boğulur.
Neyse biz bunu uzatmayalım çünkü uzadıkça uzayacak bir mevzu bu,herkese ısrarla tavsiye edelim fasulyelerin zamanı geçmeden..
Her hafta yiyin tam zamanıyken sonra benim gibi kış günü ararsınız zeytinyağlı fasulyeyi.

Malzemeler:
  • 1 kilo boncuk fasulye
  • 2 orta boy soğan
  • 3-4 diş sarımsak(dileyen katmayabilir ama annem çoğunlukla sarımsağın lezzetini eksik etmek istemez)
  • Yarım tatlı kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • Büyük ise 4 küçük ise 6 adet domates
  • 1 çorba kaşığı silme un
  • Yarım çay bardağı zeytinyağı
  • 1 adet sivri biber

Hazırlanışı:
  1. Soğanı,sarımsağı ve biberi minik minik doğrayıp hafif kavurun.
  2. Domateslerin kabuklarını soyup minik minik doğradıktan sonra kavurduğunuz malzemelere katın.Kapağını kapatıp kısık ateşte 7-8 dakika pişmeye bırakın.
  3. Domatesli karışım biraz piştikten sonra fasulyeyi,tuzu,şekeri ve unu ekleyip hafifçe bir karıştırın.
  4. Zeytinyağlı fasulyenizi son olarak kısık ateşte ağır ağır pişmeye bırakın.
*Su eklemeniz fasulyenizin cinsine göre imiş.Annem özellikle bu notu eklememi istedi,eğer fasulye su bırakmaz ve kuru kalıp birde pişmesse az su ekleyebilirsiniz.
**Bundan önce herşeyi çiğden koyup yapan annem son 3-4 keredir bu şekilde yaptığından bu tarifi verdi.İsteyen herşeyi çiğden tavasına dizip kısık ateşte de pişirebilir ama bu şekilde daha çok lezzetli oluyormuş.
***Un ekleme hadisesini de bir gazete küpüründe yıllar önce Hülya Koçyiğitten alınan "zeytinyağlı fasulye "tarifini görüp aklına bu anekdotu yazan annem o günden beri un ekliyormuş bu yemeğe çünkü un fasulyenin suyunu da güzelleştirip rengini daha bir değişik yapıyormuş.

23 Ağustos 2012 Perşembe

Bayram geldi,geçti,gitti..

2012 yılının Ramazan bayramını da geçirdik hayırlısıyla..
Bu bayramı böyle açtık ve ...

güzel,latif insanlarla
özel muhabbetleriyle böyle bitirdik..
Allah tekrarına çıkmayı nasip eylesin artarak eksilmeyerek!
 Mini mini bilmişin tabağı
:-)
 
Bana "zemmet"derlerse böyle olur:-)
Hayatımızda ilk defa bir bayramın 1.günü evimizdeydik..Buna alışkın değiliz ve onun rehaveti ertesi gün(bayramın 2.günü)anneannemin sene-i devriyesi,annemin arefe ve bayram süresince çok hasta olması derken sofrayı yumurta eklemesiyle kurduk.Ertesi gün dayımlar bizim evde kahvaltı ettiğinde de böyle patates haşlayıp üzerine Malatya Pazarından aldığım "salata baharatı"ndan bolca serptim.Biz zaten bu baharatı çok sevdik patatesle de çok yakıştı.Bayram çıktığı gibi çarşamba gelen ve gördüğünüz 2. sofraya da hazırladım ve çok beğendiler Nurgül abla baharatın içindekileri sordu.
Patatesleri soyup yuvarlak doğrayıp suda haşladım.Haşlanmış patatesleri süzdürdükten sonra servis tabağına koyup üzerine salata baharatından serptim ve bol zeytinyağı gezdirdim.Bir tarafta zeytinyağında kırmızı biberi az soteledim.Sotelenmiş biberi de patateslerin kenarına gezdirip servis ettim.
Umarım sizlerde memnun kalırsınız
ve sizlerin de bayramları her daim güzel,huzurlu,tebessümlü geçer..


18 Ağustos 2012 Cumartesi

Yayla Çorbası ne de kolaymış!

Bayram kapıda!
Yarın bayram inşallah,arefe günü çorba yayınlamak fazla aykırı kaçıyor biliyorum ama böyle ayarlamıştım.Bu ramazan da annemlerin misafirlere genelde mangal yapması sulu yemek vs lerin yapılmasını engelledi ve gene ben uzun aralar verdim.
Aslında biliyorum böyle sık sık engeller diye başlayan cümleler bir yerden sonra insanı sıkıyordur belki de arada takipçi olan kişilerden de "aa anladık sen de"diyebilirler onların ayrıca haklarını helal etmelerini isterim..
Ama son yıllarda şunu çok iyi anladım nasipte olan dışına istenilse,zorlanılsa dahi çıkılamıyor..
Yayla çorbası belki de bu blogun ilk tariflerinden ya da çorbalarda ilk olanlardan olmalıydı çünkü hem çocukluğumun lezzeti hem de benim damak tadımdaki üçlemeden çorba olanıdır.Sütlaç yazımda da bahsettiğim gibi Yayla çorbası+sütlaç+annemin köftesi=vazgeçilmez!
Yayla çorbasını her içtiğimde aklıma annemin çorba hazır olduğunda tereyağ eritip dökmesi ve ardından yağın eritildiği tavaya bir kepçe çorba katıp karıştırıp tekrar tencereye boşaltması ve eve yayılan mis gibi tereyağ kokusu gelir...
Annem yapımını tarif edince cahilliğimizi mazur görun bu kadar az malzeme ve kolay bir çorba sanmıyordum.Benim için leziz,harika ama şurası da muhakkak annem gibi tutturabilirmiyim orası şaibeli:-)

2-2,5 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı pirinç
4 su bardağı su
Tereyağ
Tuz
Nane
Ayrıyeten göz kararı su

Hazırlanışı:
  1. Su ile pirinci haşlayın.Haşlanınca yoğurdu biraz sulandırıp içine katın
  2. Güzelce birbirine karıştırın ve göz kararı su ekleyin.Yavaş yavaş karıştırarak pişirin ve muhakkak kaynayana kadar karıştırın yoksa hemen yoğurt keser(diye tamamladı cümleyi annem).
  3. Kaynadıktan sonra 10-15 dakika kısıkta kaynamaya bırakın.
  4. Eğer çorba gözünüze katı gelirse tekrardan su ekleyebilirsiniz.
  5. Son olarak tavada erittiğiniz tereyağına nane ekleyin ve çorbanın üzerine gezdirip servise hazır edin.

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Maaile İftar

Sonunda bir araya geldik!
Pazartesi,salı ve çarşamba üst üste arkadaşlarımla iftarım olunca 4.gün yani perşembe evde iftar yapabildim.Birde bu sene rahmetli anneannemin terasına babamın sıcak nedeniye habire gitmek istemesi oraya hep bir taşınma haline düşürdü bizleri ve herkesin illa ki ayrı ayrı iftarları olduğundan sebep arada bir araya gelsek de onlarda da misafirlerle oldu.Perşembe akşamı güzel bir iftar oldu.Okuldan geldiğimde dahi eğer yemek için tek kalsam annemi yanıma çağıran benim için sahur ve iftar yalnızsa depresyon sebebi dahi olunabilir.Kalabalıkta herşeyin yapılmasını sevip bazen bir o kadar da yalnızlığıma düşkün oluyorum,bir çeşit ironi gibi dursa da insanız işte her türlü hali içimizde barındırabiliyoruz.
Uzun zamandır birde kolay olup hep erteleyip yapamadığım paçanga böreğini de yapıcaktım onu da yapabildim,her ne adar kolay olsa da bazen olmuyor işte olamıyor,şaşıyorsunuz ama engelleyemessiniz olmayacak ya da olacak birşeyi.
Belediye tesislerinde yediğimizde sadece kaşar peyniri+pastırma ikilisi içinde olduğundan sebep bende bu şekilde yaptım hiç bloglarda tariflerine de bakmadım muhakkak güzel tarifler başka katılan malzemeler de olabilir.Ben bu şekil sevdim evdekiler de bayıldı.Basit bir tarif ama bilmeyen,yapmayan ve yemeyen duyunca ekleyelim bari dedim.Kolay ve lezzet arayıp ikisini bir arada isteyenler için bu böreğin nokta atışı olduğunu da düşünüyorum her seferinde.
 Herkesin illa ki sayacağı 2-3 tat vardır sevdiklerinden benim de böyle bir üçlemem var ki belki de sütlaç yazısında bahsetmişimdir.Yayla çorbası biri işte ve hergün olsun hergün yerim asla bıkmam!
 

Paçanga Böreği

Malzemeler:
  • 3 yufka
  • 12 dilim Pastırma
  • 12 dilim Kaşar peyniri
  • Kızartmak için sıvıyağ
Hazırlanışı:

Yufkaları dörde bölün,ardından her bir yufkanın geniş tarafına bir dilim pastırma üzerinde bir dilim kaşar peyniri koyup enli sigara böreği gibi sarın ve ucunu yapıştırmak için de suya hafif banıp ıslattıktan sonra kapatın.Her bir böreği bu işlemi yapın.Servis etmenize az bir süre kala tavaya koyduğunuz az sıvıyağda iyice kızartın.
Ben çok yağda kızartmadım gayet iyi oldu arzu eden bol yağda da kızartabilir,birde yufkası çok büyük olan isterse yufkayı altı parçaya da bölebilir.
Afiyet olsun.

29 Temmuz 2012 Pazar

Patlıcanlı Börek

  
Söğüt ağacının altı bu börek yanında orta demde bir çay denizden gelen dalga sesi ile ömür geçirme,nasıl keyiftir değil mi?
İsmet Berkan dı yanlış hatırlamıyorsam,bir yazısında yazıyı söğüdün altından yazdığını ve denize karşı oturduğunu yazıp birde bulunduğu söğüdün,mekanın da fotoğrafını eklemişti.O zaman gerçekten çok ama çok kıskanmıştım hala da eklıma geldiğinde kıskanırım.O zamandan beri de söğüt denince o hafızama kazınan görüntü ile yol alıp hayal aleminde birşeylerin peşien takılırım.
Yakınınızda söğüt varsa bir deniz yakınsa ya da görünüyorsa ya da ses veriyorsa vs vs yapın bu börekten koyun termosa çayınızı ve gidin oturun önce kendiniz sonra benim için..

Ramazan çıktığı gibi termosumu,böreğimi alıp Eylül güzelliği gelen adaya Eylülün ilk haftası gitmeye çalışacağım,kararlıyım!
Madem gideceksiniz bu börekle verelim bari şu sahibinden bir türlü alamayıp sonunda alınan tarifi:-))
Bu arada buraya kadar yazı benden ama tarif anlatım,malzemelerin yazılışı vs tamamen sahibindendir.Esradan tarifi istemiştim bana facebook üzerinden yazdı tarifi ve nasıl yazdıysa aynen onun diliyle aktardım,kopyala yapıştır yaptım.Aslında sadık kalmak meslek icabı birazda malum belgeler işimiz:-)

"Malzemeler:
  • 3 çorba kaşığı süt
  • 5 çorba kaşığı yoğurt
  • Yarım çay bardığı sıvı yağ
  • 3 yufka
  • 1 yumurta
  • 3 adet patlıcan
  • Arzuya göre kıyma, konulmayabilir de ama tarifte var ve bu fotoğraftaki börekte de var.
  • 1 adet orta boy soğan
  • Tuz
  • Karabiber 
  • Ve arzuya göre çeşitli baharatlar, kekik ama çok yakışıyor
Hazırlanışı:
  1. Patlıcanların tüm kabukları soyulur ve minik minik küp şeklinde doğranıp hazır edilir, soğan küp şeklinde doğranıp bir iki kaşık yağla kavrulur ve kıyma ileve edilir. 
  2. Daha sonra doğranmış patlıcanlar ilave edilerek suyunu çekip yağına binene kadar pişirilir, baharatlar ve tuz ilave edilerek iç harcı hazır edilir.
  3. Süt, yoğurt, yağ ve yumurtanın akı bir kaba konup iyice karıştırılır.
  4. Sonra yufkalara fırça yardımıyla bolca tüm yüzeye sürülür,iç harç bitene kadar bu işlem devem eder.
  5. Yufka şekilleri arzuya göre değişir ama sigara şeklinde daha fazla tercih edilebilir., üstüne de kalan yumurtanın sarısı sürülüp 170 derecelik fırında pişirilir,

    Afiyet Olsun Efenimmmm "
Bu tarif için Esraya tekrardan çok teşekkürler!

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Yemiştik,eksiltmiştik,toplamıştık :-)

Birkaç gün öncesinde Esra Karamürselde Salihaların bahçesindeki ağaçların birini bitirip birde ceplerine de doldurmuş gördüğünüz gibi:-)Ama ceb işini abartıp sepeti de yardımcısı yapmış.

Mezuniyet öncesinde arkadaşımız Esranın evini bastık!
Evet evet resmen bastık,15 kişi olduk ev sahibiyle toplam, bu sayı ile resmen basmış olduk.
Esra oraya gelen herkeste "esra ise geliriz muhakkak"denilen ilgiye nail olsa da bende bundan da öte bir hali vardır.Herkesin hayatında vardır illa ki onları taşımaktan gocunmayan,onlarla üzülen,onların yerine onlardan çok tedirgin olan..İşte bu ve bunun gibi bundan da öte hasletlere sahip insanlar bu dünyada varoldukça herhalde biraz daha uzak kalırız daha kötü günlerden.Allah insanı güzel insanlarla ödüllendirsin hep..
Ramazana girmeden önce bu sene ağırlandığımız böyle birkaç sofrayı yayınlamam lazımdı ama kısmet olmadı bir türlü,bu böreği de hem patlıcan zamanı olması hasebiyle hem de ramazanda çok güzel gidecek bir lezzet diye öne aldım,kesinlikle denemelisiniz!Sinem hemen tarifini almıştı ve 2 kere yaptı,patlıcanı ben çok severim benim de damak tadıma şölen yaptırdı.
Esradan tam 3 tarifin daha reçetesini bekliyorum,reaya önünde söyliyeyim ki tarifi almayı hızlandıralım değil mi?
Bir sonraki yazıda tarifi yayınlamak istiyorum çünkü bu güzel nimetlerin yoğunluğunda araya karışmasını istemiyorum.R
amazan sonrasına böyle sofraların hayali ile şimdiden hayırlı iftarlar.
 Banduma denilen Kastamonu yöresine ait bir tarif,ben ilk Asuman teyzede yemiştim ve harika idi yanlış hatırlamıyorsam 2 tabak yemiştim ki burada da öyle yaptım.
 Ah Elmalı Kurabiye!
 Anneme söylemek lazım zeytinyağlı dolma isteğimizi
 Daha yeni öğrendim ki bu kızartma diye sandığım şey bildiğimiz usulle kızaran değil de fırında yapılanmış!
 Patlıcanlı Börek yapın yiyin yine yeniden yapın yiyin hiç vazgeçmeyin
Peynirli börek daimidir vazgeçilmezdir.
 Salata gibi ortaya cacığı böyle düşünmemiştim ama çok güzeldi serin serin ah ah şimdi!
Neyse diyelim ve iftarı bekleyelim.
Birde bu sofradan sonra üstü dondurmalı sütlü tatlı vardı ama onu fotoğraflayamadım çünkü tam bir hengame vardı o an:-)

 Biz yedik,eksilttik,Allah artırsın sofrayı bizim tayfa kaldırsın!
Bir daha en son bizim evde toplanmıştık ama bun sofra Şermin ile son toplanmamızdı bir ara gene kenarlara kaçıp ağlamaklı oldu.4 senenin sonunda sığdırdıklarımızı tekrar düşündüğümüzde iyi ki o 4 sene yaşanmış ve bir 4 daha olsa yaşanır.

27 Temmuz 2012 Cuma

Közlenmiş Kırmızı Biberli Patates

Gece gece illa ki birşeyler yayınlama derdine düşüp harici disc de tarifler aradım durdum.Dün yaptığım ve lezzeti harika olup beğenilen poğaçalar fotoğraflanamadı,daha birde annemin zeytinyağlı fasulyesi tarif i vermesi için annemi beklemekte derken fotoğrafı içime sinmese de birkaç kere yaptığımız ve  yakın zamanda gene yapacağım bu basit ama harika lezzeti yayınlamak istedim!
Papatya prensesin anlatımıyla tavsiye ettiği ve o anlatırken kendisinin de basit birşey zaten diyorsun ama harika bir lezzet dediği bu yemeğe aynen bende böyle düşünceler geliştirmiştim ama inanın yanıltacak kadar leziz birşey oluyor.Annem bile çok çok beğenip ilk yaptığımızda 2 tabak yedi ki nadirdir birşeyi hele de kahvaltıda 2 tabak yemesi.Ramazanda sahur ya da iftarda farketmez yenebilecek güzel bir yiyecek,sahurda içim yanar derseniz muhakkak iftara da yapmanız tavsiyemdir nacizane.Geçtiğimiz günlerde fakülteden vs arkadaşlarımı ağırladığımızda da yapmıştım ve yine yeniden çok beğenilmişti.Bu kadar yazdıktan sonra kısaca anlatalım değil mi?

Özürler..
İlk başta "köz biber"yazıp hangi biber olduğunu eklememişim,düzeltme yaptım tekrardan özürler.


Hazırlanışı:
  1. Közlenmiş biberleri rasgele doğrayın.
  2. Minik minik doğranmış patatesleri kızartın.
  3. Kızarttığınız patatesler ile biberleri harmanlayıp yağlanmış bir fırın kabına boşaltın.
  4. Son olarak da rendelenmiş kaşar peyniri üzerine ekleyip önceden ısıtılmış fırına verin.
  5. Kaşar peynirleri güzelce eriyene kadar fırında tuttuktan sonra çıkartıp servis edebilirsiniz.
Afiyetler olsun.
Bu tarif için Papatya Prenses'e çok ama çok teşekkürler!

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Nohutlu Bamya


Oldu mu 6 gün!
Ömürden geçer derlerdi ya eskiler aynen öyle,biz bakıyoruz akan güzel  6 güne ve herbiri ömürden yiyip gidiyor.İnşallah bu güzel günleri idrak edip sıkıntıları bertaraf edebilecek güce erişebiliriz.
Bu sene annem misafirlerini ısrarla anneannemden yadigar kalan terasta ağırlayacak gibi görünüyor.Geçtiğimiz pazartesi Asuman teyzeler ve abimin bir başka arkadaşı ailesi ile geldi ve mangal yapıldı.Ben muhalefet etsem de güzel oldu aslında,bu şekilde anneanneme habire bir taşınma ve annemin sıcak nedeniyle iftarlara böyle  devam etmesi sürerse mangala doyulmuş bir ay ve de benim için tarif&yemek sıkıntısı olan Ramazan geçirilmiş olacak.Neden denilirse yapılacak yemekler benim için ilk defa oluşmuş olan bu boşluk süresince yeni tarifler olacaktı.Annem ömrünü mutfakta geçirmiş deyimini fazlasıyla hakeden bir kadın ki öyle denirdi zaten,bu sene herhalde onun yorgunluğu var biraz üzerinde ki Ramazan boyunca yaptığı diğer tariflerini eklemey çaışacağım.
Herkesin evinde nasıl ramazan bilemiyorum ama bizim evde gerçekten yemekler bitmiyor,yenmiyor.Bir sürü kişi ile yaptığımız iftardan dahi bugüne kalan birkaç şey oldu.Et yemeye düşkün aile üyesi ben bile az yedim.
Neyse Papatya Prenses den birşeyler çizdim bende,o da son yazısında annesiyle yemek didişmesini yazmış.
Bu güzel birşey aslında konuşabildiğimiz,aktarabildiğimiz muhabbetlerin olması.
Ramazanın kalan günlerinin bugünden daha güzle geçmesi dileğiyle.


Neyse bu senenin ilk misafirine ait sofrada tüketilen bamya,Sinem'e ilginç geldi ve çok beğendi(ki bamya severmiş)ben nohutsuz da nohutlu da seviyorum ama nohutla ayrı güzel.Annem bu şekilde yapmazdı ilk zamanlar ama sonra birinden öğrenmiş ev yanlış hatırlamıyorsam Adana bölgesinde böyle yapılırmış.


Malzemeler:

  • Yarım kilo bamya
  • 1 orta boy soğan
  • 2 adet sivri biber
  • 4 adet domates
  • 1 su bardağı nohut
  • 2 çorba kaşı yemeklik kıyma
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağ
  • Tuz
  • Yarım çay kaşığı şeker
  • 1 adet limon(evde yoktu buna limon tuzu eklemişti annem)
  • 3-4 diş sarımsak(sarımsak da isteyen eklesin bunu da annem kendisi ekliyor)
  • Çok az pulbiber(arzu ederseniz)

Hazırlanışı:
  1. Bamyaları akşamdan ayıklayın,ardından yıkayıp süzdürün.Süzdürdüğünüz bamyaları  bir temiz bezin üstünde kurumaya bırakın.
  2. Ertesi sabah bir tavaya kıymayı,soğanı,yağı ve isteğe göre sarımsağı ekleyin.Pembeleşene kadar kavurun.
  3. Ardından kabukları soyulup minik minik doğranmış domatesi de ekleyin.Kapağını kapatıp 4-5 dakika kısıkta pişmeye bırakın.
  4. Pişen domatesli harcın içine bamyayı da ekleyin,tuzu,şekeri,isteğe göre pulbiberi,limonu ve son olarak nohutu da ekleyip kaşıkla hafif karıştırın.Suyunu da yaklaşık 1 su bardağına yakın ekleyin.Bir kaynama geldikten sonra kapağını kapatıp kısık ateşte pişmeye bırakın.
  5. Önemli not kaşıkla karıştırmayıp arada tavayı sallamak gerekiyormuş.
*Geceden kurumaya bırakmanın nedeni o sıvıyı salgılmayı önlüyor.Bu şekilde pişmesi 2-3 gün dursa da o sıvıyı salgılamayı engelliyor.

22 Temmuz 2012 Pazar

Kalabalık sofralarınız olsun!

Bu senenin ilk  iftar davetlisi arkadaşım Sinem oldu.Aslında aynı zamanda komşumuz da sayılması "hadi iftara gel"diyebilmenin rahatlığını da beraberinde getirdi.Kardeşlerimin evde olmaması nedeniyle biz evde kalan 3 kişiye yarenlik de etti sağolsun.
Birinci günü sofrada olan sakinliğe karşın ikinci gün daha zengin bir sofra vardı.Nohutlu Bamya,Ayranlı Çorba yanına Sebzeli Kuskusu yaptıktan sonra birde Patatesli Poğaça yapacaktım ama evde süt kalmaması nedeniyle yapılamamasına karşılık Sinemin yaptığı ve gelirken getirdiği patlıcanlı börekler telafi etti.Yeni denenmiş Sebzeli Kuskus beğeniye sunuldu derken değişik güzel bir akşam oldu.
Ben çok yiyemiyorum iftarda ve hakeza ailem de çok yemiyor.Normalde yemeğe düşkün olsak da oruçlu iken çok çabuk kesiliyor insan ve bu sebeple az öz tükettiğimizde kâfi gelebiliyor.Birinci gününde ayranlı çorba,komposto ve 1 köfte ile sofradan kalktığımı düşünürsek zaten bu sofra tatlı ile 5 çeşit olarak fazla bile geldi desem yeridir.
Misafir ile anlaşılan ve güzel olan Ramazan ayında,yalnız sofralara oturanlara,kapısını tıklatan kimsesi olmayanlara Allah yalnızlıklarını bertaraf eylemeyi nasib eylesin.Yaşadığımız her ana şükrederek varolan zenginliği arıtaracağımızın farkında olmamız gerekiyor.Çünkü karşılık beklemeksizin yapılması gerekse de Allah kullarına zenginliğini açıyor küçücük bir letafet karşılığında bu sebeple normalde de yapmamız gerekse de Ramazan ayında etrafımızı,yakınlarımızı daha bir farkedelim gözetelim.
Öğlen birde şekerpare tatlısı ile limonata yaptım.Evde eski usulle yapılan Limonatanın bende yeri ve anısı ayrıdır.Mavi büyük kovalarda yapılan limonatalar hep aklıma düşer her limonata hazırladığım zaman ki o zamanlarda bir gece bekletirlerdi hatta bu limonata için de annem bir gece bekleseydi dedi ama akşama yetişmesi lazımdı.Limonata tarifini de en yakın zamanda ekleyeceğim.

  
Annemin birçok yaptığı yemeği yayınlamak istesem de bendeki zaman sıkıntısı annemin el ayarı ile yapmasından mütevellit bu güzelim tarifler gecikmeli yayınlanıyor,herşeyde vardır bir hayır diyerek devam ediyoruz artık.Bamya çok severim böyle de ayrı lezzetli oluyor bütün püf noktalarıyla ilk bir sonraki yazıda inşallah yayınlayacağım.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...