23 Mart 2014 Pazar

Revani Tatlısı


Bahar içimizi ısıtıyor ama dileğim habercisi olduğu yaz aylarında bizleri kavurmasıdır...
Malum yaz aylarından birinde doğmuş olsam da sıcak ile aram iyi değil o sebeple sıkıntı oluyor…
Annemin takvim yaprağı işlerinden bu sefer de bir tatlı var.Aslında sabah hazırladığı ve bundan önce de misafirlerine denediği bir tarifi vardı,ama onun hazırlanışını annemden alamamaktan mütevellit önce ağız tatlılığı sonra da yemek gelsin…
Spontane gelişen bir yazı oldu.Biliyorum benim yazıları özellikle takip eden varmış ama bugün pek birşey çıkmadı…
Halbuki güzel bir kahvaltı ettim,ders az da olsa çalışabildim..Ama 2 gün ders işlerimdeki aksaklığın gerginliği herhalde şu an satırlarımdaki durağanlığı verdi.Hoş ben yazdıkça açıladabilirim :-)
Neyse bu tatlı,vefatının 14.yılından mütevellit annemin yapacağı kalabalık olmayan bir dua toplantısı için yapıldı…
Rabbim Mehmet dedemin ve vefat eden bütün yakınlarımızın mekanlarını cennet eylesin…

***
Malzemeler:
  • 5 yumurta
  • 1,5 çay bardağı un
  • 2 çay bardağı irmik
  • 1,5 çay bardağı şeker(1 koydum)
  • 1 adet rendelenmiş limon kabuğu(2 adet limonu rendeledim,büyüklüğüne göre bakabilirsiniz)
  • 2 adet karanfil(ben eklemedim,isteyen deneyebilir)
  • Vanilya
  • Ceviz içi veya Hindistan cevizi
Şerbeti içi:
  • 2,5 su bardağı tozşeker
  • 2,5 su bardağı su
  • Yarım limon
Hazırlanışı:
  1. Öncelikle su kaynayınca şeker ilave edilir,yarım limon suyu da eklenir.10 dakika kaynatılır ve ılıması beklenilir.
  2. Şekeri ile yumurtanın akı kabartılıncya kadar çırpılır ve yumurta sarıları ilave edilir.
  3. Un,irmik,vanilya ve limon kabuğu rendesi karıştırılır.
  4. Kabartılmış olan yumurtanın içerisine kabarıklığı bozmadan karıştırılarak azar azar ilave edilir ve yağlanmış olan tepsiye dökülerek 180 derece ısıtılmış fırında 40 dakika pişirilir.
  5. Fırından çıktıktan sonra sıcak revaniye ılık şerbet(soğuğa yakın ılık)ilave edilir ve soğumaya bırakılır.

*Tarif 6 ocak 2014'e ait takvim yaprağından alınmıştır...

4 Mart 2014 Salı

5 yıl sonra yeniden Damla Çikolatalı kurabiye :-)


Bu kurabiyeyi ne zaman görsem aklıma fakülteden arkadaşım Hilal geliyor nedense..
Hatta bir gün yapıp getirmişti "bak Zeynep senin kurabiyelerden yaptım" :-)
Üniversitede iken bu kurabiyelerden çantama atardım,bizim 5 güzel müverrih ekibiyle Edebiyat Fakültesi'nin bahçesinde çay ile yerdik..Ne günlerdi ah!
Bugün uzun bir aradan sonra yaptım,hatta tarifi açtım kontrol için ve baktım ki ben daha 2 yıllık bir blog sahibi iken yazılmış bu tarif!
Fotoğrafı yenilemek lazım diye düşünüp tarifi de hatırlatmış olayım istedim..
Şimdiden herkese afiyetler olsun..
***
Tarif için tık tık :




28 Şubat 2014 Cuma

Krema da olur,Puding de:Özünde Çikolatalı İşler :-)


Çocukluğumdan beri cuma günlerini çok severim ve bununla beraber pazar günlerini sevmezdim..
Tabi eğitim hayatını göz önünde bulunduranlar bunu tatil ile orantılayabilir ama gerçekten alakası yok.Hala da sevmiyorum,pazar günleri kasvet,sıkıntı verirken cuma günleri hep huzur veriyor,içim içime sığmıyor ne olursa olsun umudumun arttığını hissediyorum..
Günlere,tarihlere takılmayalım aman boş işler diyenler olur ise,kabul etsek de etmesek de kullanıyoruz bunları o sebeple onlarda bizim hislerimize böyle konu başlığı,kenar süsü oluyorlar bazen yok saymamak insana daha çok şey katıyor…
Cuma gününün maneviyatından vs diye mi düşündüğümde ise bunu gerçekten tam anlamıyla hissetmem ise 2010 yılında 3 aylığına bulunduğum İngiltere dönemime denk düşüyor.Çünkü müslüman olan kitlenin birçoğu cuma günleri camiye gidiyor ve cuma'nın müslüman insanlar için ne önemde,ne güzellikte olduğunu hissediyor,yaşıyorsunuz.İlk gittiğim cuma gözlerim doldu namazda çünkü ben o güne kadar anlamamışım bu günün bizim için bu kadar önemli olduğunu…Oradan döndükten sonra benim için kıymeti başka,hissedişi başka bir zaman oldu…
Dilerim bugün hepimiz ayrı güzellikte hislerle günü sonlandır ve bir sonraki cumaya iyilik biriktiririz,diğer cuma olduğunda ise sabah huzurla güne merhaba deriz…
***

Nasip böyleymiş,bu ayın ilk günü yazmışım son yazıyı şimdi de son güne tekabül etti.Vardır bir hayrı değil mi?
Geçtiğimiz günlerde,bu krema&puding ne derseniz artık,çikolatalı rulo pasta için yaptım sonra kıvamı vs çok hoşuma gidince birde böyle yaptım,çok güzel oldu.Kıvamda benim gibi katı olmasını sevmeyenlere ideal bir tarif.

Malzemeler:
  • 1 litre süt
  • 2-3 çorba kaşığı kakao
  • 2 çorba kaşığı un
  • 1 çorba kaşığı nişasta
  • 2,5 çay bardağı tozşeker
  • 1 poşet toz krem şanti
  • 1 paket(kakao oranı yüksek olan)bitter çikolata
  • Arasına,yulaflı bisküvi ve bayatlamış kek kırıntısı
Hazırlanışı:
  1. Sütü,kakaoyu,unu ve nişastayı tencereye alın,pütürleri gidene kadar çırpın.Ardından şekeri ekleyip ocağa alın.
  2. Ocağa aldıktan sonra kaynayana kadar karıştırın.
  3. Kaynamaya başlayınca ocağın altını kısın ve 2-3 dakikada daha karıştırmaya devam edin.
  4. Kıvama da gelecek olan pudingi&kremayı ocaktan alın 5 dakika kadar dinlendirin.
  5. Çikolatayı ve toz şantiyi de ekleyerek yaklaşık 10 hatta 15 dakika mikserle çırpın.Biraz ılınmaya bırakın
  6. Kaynarlığı giden pudinginizi kaselere biraz koyup,rondoda çekilen kek kırıntısı ve bisküvi karışımını ekleyin.Bu işlemden sonra da kalan puding ile üzerlerini kapatın.

1 Şubat 2014 Cumartesi

Annemin Takvim Yaprağı Denemeleri


Kahvaltılar güzeldir,hele de yanındaki çeşnilerle daha güzeldir..
Yalnız bu yapılanların 1 ya da 2 çeşit olması,kahvaltılık çeşidinin daha bol olması tercihimdir.
Çünkü öbür türlüsü işi biraz kabul gününe çeviriyor ve kahvaltılık tüketilmiyor o zamanda ,en azından ben rahatsız oluyorum.Tabi bu tamamen bireysel bir tercih,sakın kimse kendi üzerine alınmasın asla sözüm yok kimseye,Allah herkesin sofralarını bereketli ve muhabbetli kılsın..
Dönüşümü kendi tarifimle yapmamış olacağım çünkü annem bu ara mutfakta denemeler yapmakta,hatta geçen bunu duyan bir arkadaşım "annen mi?"diye şaşırdı,bende ekledim bizde genlerden geliyor,annemden almışım bu tarafımı :-) Ki şu an bunu yazarken teyzem de tam yanımda anneme yeni tarifler anlatıyor..
Annemin denemeleri bu ara takvim yapraklarından gidiyor!
Dün 2 tarif denemiş,az önce hani tarifi verir misin yazayım dedim,ikisini de takvim yaprağı deyince hem güldüm hem güzel oldu.Çünkü günümüzde takvim yaprağından tarif alan yoktur herhalde ama bizde aktif bu durumlarda..
Bu arada tarifte dürüm olarak geçiyor biz sade olarak sofraya koyduk,isteyen istediği şekilde yedi.Ama benimde tavsiyem krem peynir sürüp yiyebilirsiniz.Ben patates kısmını bilmiyordum tarif yeni gördüğüm için ama o şekilde de deneyip bu yazıya sonra fotoğrafını ekleyebilirim
Çünkü tarif ekleme noktasında daha fazla gecikmemeliyim,tepki alıyorum arkadaşlardan :-)


Ispanaklı Kaygana Dürümü

  • 2 çorba kaşığı tereyağı
  • 1 bağ ıspanak
  • 3 adet yumurta
  • 1 çay kaşığı tuz
  • Yarım bağ dereotu
  • 1 su bardağı un
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 4 su bardağı süt
Hazırlanışı:

  1. İnce doğranan ıspanak ve dereotu sütle birlikte karıştırılır.
  2. Yumurta,eritilmiş tereyağı ve tuz ilave edip karştırmaya devam edilirken içine azar azar un ilave edilerek kek hamurundan daha sulu bir hamur elde edilir.
  3. Isıtılmış ve hafif yağlanmış tavaya hamurdan 1 kepçe dökülür.
  4. İki tarafı da piştikten sonra içine börek içlerinden peynirli veya haşlama patates v.b. bir çeşit koyup dürüm yapılır.

3 Ocak 2014 Cuma

Yoğurtlu Beyaz Lahana Salatası

İyi şeyler olacaktır inşallah..
Suskun geçen zamanları daha coşkun günler doldurarak unutturacaktır inşallah..
Yazdıklarımız her geçen gün daha iyi olup belleklerimizi temizleyecek inşallah..
İyiliği kutsallık ya da lütuf olarak görmeyeceğiz,insan olmaya taşıyacağız inşallah..
Sevgiye dair umudumuz artacak inşallah..
Zaman akacak ve heybe dolacak inşallah..
Vs vs vs…
"Geçen gün ömürdendir"İnsan bunu bildikçe zamana takık oluyor ve durdurmak istiyor,çünkü "hakikat"derken ölümlü olmaya bir o kadar uzağız…

***
Bunlar ve bunun gibi bir sürü cümle olmaya namzet kelime yığınlarıyla aklım doluyken yazıp bitireyim istedim.Çünkü ertelemelerim de durmama mâna olmuş,o sebeple elden geldikçe ertelemek yok!
Bu salatayı geçtiğimiz günlerde annemin gelen arkadaşlarına yaptık,onlar da çok sevdiler.Ama ben biraz abartarak yedim.2 tabak yemişim ayıptır söylemesi,bizim bir tanıdığımızdan almış annem tarifini ve bütün lahanaları böyle yapabilirim desem haktır..

Malzemeler:
  • Beyaz lahana
  • Havuç
  • Dereotu
  • Sarımsak
  • Yoğurt(isterseniz birazı süzme yoğurt da olabilir)
  • Mayonez
  • Tuz
  • Üzerine süs için ceviz,dileyen içine de ekleyebilir.Tarifte yok ama kimisi sevebilir diye dedim.Biz üzerine tercih ettik.


Hazırlanışı:
  1. Lahana yıkandıktan sonra ince ince doğranır,tuz ile ovuşturulup bir saat öyle bekletilecek.
  2. Havuç rendelenir,dereotu ince ince kıyılır.
  3. Bekleyen lahanayı,havucu ve dereotunu güzelce bir kapta karıştırın.
  4. Yoğurdu,mayonezi ve sarımsağı da ayrı bir kapta iyice çırptıktan sonra lahanalı karışıma ekleyin.
  5. Tuz ile lahana ovulduğundan sebep sonraki tuz eklemeniz sizlerin damak tadınıza bağlıdır.
  6. Afiyet olsun..

31 Aralık 2013 Salı

Papatya Prenses'e gideli de çok oldu! :-)

"Benim sofrayı da artık ne zaman yayınlarsın!"demişti Papatya Prenses
Ama ben seneyi bitirmeden yayınla düğmesine basmış olacağım:-)
Bir önceki yazıda Papatya'nın bize gelişini yayınlamıştım bildiğiniz üzere,bu buluşmadan çok uzun zaman geçmeden sağolsun o da beni çağırdı.
Aylinden Denemeler blogunun sahibi Aylin'in geleceğini söyledi ve beni de davet etti sağolsun ki ben her ay gitsem beni ağırlayacağına eminim Papatya'nın,ama işte benim vakit sıkıntılarım..
Sağolsun sayesinde Aylinden Denemeler blogunun sahibi Aylin ile de tanıştım ve çok memnun kaldım..
Her zaman ki gibi çok güzel şeyler yedik ve öncesinde harika bir sofra ile karşılandık,neye baksam bir ayrıntı karşıladı bizi ve şaşırttı ama mutlu da etti!
İnsan bunları görünce gördüğü değer mutlu ediyor ama bununla beraber kendine de değer verir hale geliyor,herkesin önünde bir dahi çok ama çok teşekkür ediyorum bu sofra,hediyeler,hazırlıklar vs ve en önemlisi hissettirdikleri için..

Benim tabağım
:-)


İçindeki ayraç Papatya prenses'e ait olsa da şu tatlı balıklar da taa uzaklardan bizim için gelmiş..
Kalp Kurabiye Deniz'in el emeği..
Ona da ayrı ayrı teşekkür ediyorum..


Bu sofrada yediklerimden sonra ertesi gün öğlen birşeyler yedim ve o denli yiyince şu şerbetten içemedim,hala aklımda..

Balık kurabiyeyi yedi!
:-)


Seneyi bitirmeden bu senenin son yazısını da böylece yazmış oldum..
Herkese huzur,sakinlik,kendine dönüp birşeyleri anlamaya çalıştığı zamanların gelmesi dileğiyle mutlu seneler..

29 Aralık 2013 Pazar

Papatya Prenses geleli çok oldu!


Fonda Imany ve Buika çalıyor..
Günlerdir,yok aylardır bu yazı bekleniyor..
Kimse beklemese dahi Papatya Prenses bekliyor&kızıyor&uyarıyor vs vs..
Hep döneceğiz diyoruz ama zaman,ömür,içindekiler hepsi birden izin vermeyince artık sözler veremiyoruz ve böyle bir akşam silkelenip yazıyoruz,sonrasına rabbim kerim!
***
Ama Zeynep bir türlü bu yazıyı yayınlayamadı diye devam etmesi lazım yazının başlığının..
En son eklediğim börek tarifini verdiğim günlerde yaklaşık 2 senedir ağırlayacağım Papatya Prenses evimizi şereflendirdi,nezaketiyle ruhumuza dokundu sağolsun..
Elinde bir poşetle geldi ve poşet hazırlanmıştı hadi olabilir dedik,ardından içinden çıkan paket "hadi canım,pes"dedirtti!
Hediye paketi dahi benim zevkim,sevdiğim şeyler dikkate alınıp yapılmış(ki arkadaş bu muhabbetlerde bende severim diye laf etse de :-) )o an çok ama çok mahçub oldum.Sonrasında aileme,arkadaşlarıma herkese anlattım gösterdim.İçindeki güzel hediyelerini o gün fotoğraflamayı unuttum,ardından annem benim için bir yere kaldırınca bir türlü çekemedim.En yakın zamanda çekebilirsem bu yazıya ekleme yapabilirim.

Hediye paketim içinde!


Paketin güzelliğine bakınız,açmak istemedim kalsın öyle dedim bir an..


 2 kişilik kahvaltı soframız


Cheesecake istemişti bende yaptım!
Ve çok beğendi…


Prenses tabağı olsun dedi birde sayın Papatya Prenses :-)


Salatamız da blogda bundan önce yayınladığım közbiberli&hellimli salata

bildiğiniz üzere bu yazıdan önce yayınlandı..

15 Ekim 2013 Salı

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun ve..



Biliyorum bu bir et bayramı değil
Bir anlamı,maksadı,mesajı var..
Ki yüce yaradan şu alemde herşeyin bir karşılığını vermiş sesimiz bile çıktığında aksi bir yere vuruyor ve yankısını duyuyoruz..
Bu sebeple ondan gelen herşey kendi içinde anlamlı..
Dilerim bunları anlayan,bilen,hisseden ve uygulamak için çabalayn kullardan olmuşuzdur,olacağızdır..

Birde şöyle de eklersek,hem köklerim itibariyle(doğulu olmak)hem de damak zevkimden sebep bir etseverim ama yanında zeytinyağlıya da bayılan balık da çok seven biriyim..Bunu neden belirttiğimi ne gereksiz bir açıklama diyen olursa şundan sebep diyorum.
Bu bayram bir et bayramı değil,evet bende çok seviyorum kavurmaya bayılıyorum etli yemeklere kebaba hayatta hayır diyemem ama bu bayram evine et götüremeyenlerin,alamayanların,yıllarca belki yiyemeyenlerin bayramı bizim gibiler Allah(c.c.)tarafından aracıyız..
Bu sebeple eve gelen etleri elimizden geldiğince fazlasıyla vererek buzluk doldurmayalım gönül keselerini doldurup tebessüme doyalım..
Eve getirmeyenlerin de dilerim nereye gittilerse onların karınlarını ziyadesiyle doyurup aracı olmuş kişilere,kurbanını bu şekilde verenlere de ruh doygunluğu nasib olsun..

Sözün özü der isek 
Kurban bayramınız mübarek
Edilen dualarınız kabul
Ruhlarınız temizlenmiş
Birilerinin yüzleri gülmüş
Hoş sohbetlerin olduğu sofralarınız
Üzerlerine muhabbet ile içilmiş kahveleriniz 
ve hepsiyle beraber bayramınız bayram gönülleriniz şen&ferah olsun..

9 Ekim 2013 Çarşamba

Kıymalı Börekler Güzeldir!

Fotoğraflar Papatya Prenses'e aittir
bir sonraki yazıda anlaşılacaktır neden olduğu
:-)
Kıymalı börekler güzeldir
içinde kuş üzümü olursa daha güzeldir
hele birde dolmalık fıstık var ise tadından yenmez sadece seyredilir bitmesin,tükenmesin diye
:-)
Biliyorum şimdi bu girişi okuyan aaa böyle bir börek tarifi var herhalde diyecek ama sizi yanıltmış olacağım çünkü tarif böyle değil :-(
Açıkçası gece 23:00 civarlarında börek harcı hazırlayan ben kuş üzümlü kıymalı bir börek hazırlayıp içine soyulmuş tuzsuz badem atmayı düşünürken soğan kavuruyordum ve ardından kuşüzümünü de dolabtan çıkarayım yıkayıp ılık suda bekleteyim derken baktım ki kuşüzümü yok!Düşünüp dururken birçok şeyi taşıdığımız yazlık eve kuşüzümleri de gitmiş o sebeple kuş üzümü evde yok.Ne yapsam diye düşünürken kuru domates aklıma geldi ve hemen çıkarttım oldu mu başka bir börek!
Kuş üzümü ile domates kurusunun vereceği lezzetin farklılığı var tabi ki ama sonuç olarak her koşulda kıyma ve soğanın bileşkesi ile olunca bu börekler pek bir leziz ve güzel oluyor.
Çok lakırdı ettikten sonra işin özü bu tarifi de yayınlayayım bir ara inşallah kuşüzümlü olanı da yayınlarım diye sözümü de vermiş bulunayım.


Badem&kurudomates ile Kıymalı Börek

Malzemeler:

  • 4 yufka
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 1 büyük boy çay bardağı sıvıyağ
  • 1 yumurta
  • Ü
    zeri için: 1 yumurta sarısı
  •                  2-3 kaşık süt
  •                  1 çorba kaşığı zeytinyağ
Kıymalı harç için

  • 250-300 gr orta yağlı kıyma
  • 3 orta boy soğan(benim soğanlar ufak olduğu için 7-8 tane kullandım)
  • 1 büyük boy çay bardağı ayıklanmış,soyulmuş tuzsuz badem
  • 1 avuç kurutulmuş domates
  • Tuz
  • Karabiber
  • Zeytinyağı
Hazırlanışı:

  1. Öncelikle soğanlar soyulup yıkanır ardından minik minik doğranır.
  2. Tavaya doğranan soğanlar ve zeytinyağı konduktan sonra orta ateşte kavrulur.
  3. Pembeleşmiş soğanlar rengi hafif koyulaşmaya başlayınca kıyma eklenir ve kıyma kavruluna kadar tekrar kavrulur.
  4. Bir taraftan domates kuruları yıkanıp ılık suda bekletilir.
  5. Bademlerde yağsız tavada hafif kavurulur ve bekletirili.
  6. Soğan ile kavrulan kıyma hazır olduktan sonra bekletilmiş ve ardından minik minik doğranmış domates kuruları eklenir.
  7. Karabiber ve tuz da eklenip karıştırılır ve altı kapanır.
  8. Altı kapanan harca bademlerde eklenip güzelce karıştırılır
  9. Harca hazır olduktan sonra yoğurt,yumurta ve yağdan oluşan sıvı karışım hazırlanır.
  10. Yufkaları dörde bölüp hazırladıktan sonra kesilen her parçanın bir yüzüne sıvı harcı sürülür ve büyük kısmına kıymalı harcdan konup yayılır ardından ucuna doğru sarıp edilen rulo gül şekline getirilir.
  11. Yufkalar bitene kadar bu şekilde işlem yapılan börekler yağlı kağıt serili tepsiye dizilir.
  12. Üzerine için yumurta sarısı,süt ve zeytinyağı karıştırılır ardından böreklerin üzerine sürülüp önceden ısıtılmış 200 dereceli fırına verin.

4 Ekim 2013 Cuma

Londra'da iftar&Lebanese Cuisine

2010 yılının Ramazan ayının son günlerinden bir cumartesi Ayşe ile buluşmak için Edgware Road'ın girişinde beklemekteyim.
Ayşe geldi ve Edgware Road da yürümekteyiz.Londra'da yaşayan ya da yaşamış,gezmiş olanlar bilir bu bölge Killburn'a gider ve Arab nüfusu yoğundur ki Killburn da müslümanların ziyadesiyle yaşadığı bir yerdir.Cadde üzerinde muhabbet ede ede yürüyoruz ve iftar için bakınıyoruz,ne yesek diye düşünüyoruz şurası nasıldır diye kendimizce soruyoruz zaman da ilerlemekte derken o caddeyi nerdeyse iki kere turladıktan sonra bolca bulunan Lebanese Cuisine yani Lübnan Yemekleri olan bir dükkana  girdik.Bu sefer ne istesek diye bakarken Ayşe yanlış hatırlamıyorsam döner  bende Lübnan yemeklerinin olduğu tabağı istedim.Tabak geldi benim için şölendi,Humus,falafel,tabbule,bir ya da 2 çeşit birşey daha ve şu altta fotoğrafınızı gördüğünüzden vardı.Her biri ayrı lezizdi zaten değişik yemekleri seviyorum hele bu tarz leziz olanlarını ayrı seven biri olarak harika olmuştu..
O gün böyle güzel başlamış ve ardından da çok güzel ilerlemişti gec vakitlere kadar ve o günün bana en güzel hediyelerinden bir diğeride Ayşe ile asıl o gece başlayan dostluğun bugüne kadar artarak sürmesi oldu..
Bu sabah uyandığımda artık İngiltere fotoğrafları görünce içimin yandığını ve gerçekten çok ama çok özlediğimi hissettim,nesi var diyeceğimiz bir memleket belki buralardan bakıldığı için ama benim için hala çok özel,güzel..

Regents Park,Greenwich,Wimbledon yolları,Southfield istasyonu,Oxford Street den başlayıp At müzesine kadar yürümek ,British libraryden aşağılara doğru yürüyüp sonra British museumdan çıkmak ve hatta Peckhamda dolanmak:-)
Daha çok şey yazabilir söyleyebilirim,ben özledim oraları ve özellikle Londra'da biriktirdiklerimi..

***


Bu yemek onlara has birşeymiydi yoksa yöreselmi tam olarak bilemedim ama geleneksel yemeklerin olduğu tabak olarak sunuluyordu.Tarif de almadım,benim yediğim aynen bu şekilde gelmişti içerik de fark olabilir bilemem ama 3 senenin sonunda ilk kez burada denedim,tadı yakaladım ve güzel oldu.
Bunu deneyen birisi olursa muhakkak olumlu ya da olumsuz yorumlarınım merakla bekliyorum.

  • Bostan patlıcanlarınızı alacalı soyun ve çok kalın olmayacak şekilde yuvarlak olarak kesin.
  • Kestiğiniz patlıcanları bekletmeden kızgın yağa atıp kızartın.
  • Kızarırken ara ara çevirip kızartın,kızaran patlıcanları havlu kağıt serili tabağa alın.
  • Ne kadar kızartıldıysa patlıcanınız,hepsi bitince servis tabağına ya da borcama dizin.
  • Domateslerinizin kabuklarını soyun ve ufak ufak doğrayın.
  • Doğranan domatesleri pişireceğiniz tavaya alın tuz ve şeker serpip suyunu çekene dek pişirin.
  • Pişen domates sosunuz ılımaya durunca patlıcanlarınızın üzerine paylaştırın.
  • İnce ince kıyılmış maydonoz üzerine bolca ekledikten sonra servise hazır.

21 Eylül 2013 Cumartesi

Bir kurabiye ile açılsın yeni zamanlar..

Dün gece saat 1'den 2'ye kadar yemek bloglarında gezindim durdum..
Bu sene yaz ayları biraz savruk geçti,birazı Yalova'da birazı İstanbul'da sonra Ağustos sonu Diyarbakır'a gittim 6 günü de orada derken biraz yollarda geçti hoş memnun değil misin diye soran çıksa hayır memnunum da derim.
Bazen rehavet,bu savrukluk,yaş sıkıntıları gibi özel sebepler vs vs derken herşey birbirine giriyor ve hiçbirşey yapmak istemiyorsun.Bundan önce vakitsizlikte,aynı tarifleri vs yapmaktan blog güncellemesinde sıkıntı yaşarken şimdi ilk defa hiç olmaz sandığım sebeplerden blogla ilgilenemedim.
Hayatımda ilk defa mutfağa girmek istemedim,birşeyelr yoğurmak istemedim,halbuki ben mutfağa sıkıntımı atmak için girerdim,yaptıklarımın değersiz olduğunu düşünüp yapmadım vs vs derken zaman geçti
Dün gece bloglarda gezerken birşeyleri ne kadar özlediğimi gördüm,mutfakta uğraşma isteğimin depreştiğini gördüm ki hala önceki gibi olmasada ufak ufak hareketlenmeleri hissettim.
Yaz aylarında yazlıktayken,ramazanda vs sofralar da kurduk tarifler de yaptım ama rutin bir haldeydi tetikleyen birşeyler olmadı bende çabalamadım ama şimdi sevdiğim aylar geldi ve Eylül ayındayız her ne kadar son günlerine de girsek de..
Bu sabah Soframız Hale'nin kurabiyesiyle "Vira Bismillah"dedim ki bu süreçte ara ara ziyaret ettiğim bazılarından tariflerde aldım ama sabah malzeme açısından en rahat yapabileceğim bu kurabiyeydi ve bu kolay ama benim için çok çok leziz olan bu lezzeti çok çok uzun zamandır yapmak istiyordum nasip benim hareketlenmem içinmiş.


Yukarıda da bahsettiğim gibi tarif Soframızın tatlı sahibi Hale'ye ait,tekrardan ona çok çok teşekkür ediyorum bu güzel tarif için çünkü benim çocukluğumdan beri sevdiğim klasik kurabiyeler gibi oldu.Bu arada bir dipnot ikinci tepsiyi fırında unutmuşum kahvaltı sırasında ve birinci tepsiden daha fazla kızarmış ilk başta üzülsemde yediğimde birinciden daha çok beğendim çünkü ben kurabiyeyi sert severim bu sebeple ikisini de fotoğrafladım isteyen o şekilde yapsın benim gibi sert seven de biraz daha fazla pişirebilir.
İsteyen alttaki tarife göre yapabilir isteyen de buradan asıl yerinden bakabilir.

Anam Babam Kurabiyesi

Malzemeler:
  • 1 su bardağı şeker(dolu dolu yapmadan)
  • 1 yumurta
  • 1,5 türk kahve fincanı yoğurt
  • 3/4 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 250 gr lık tereyağı 1/3 (orijinalinde margarin ve 1/4)
  • Üzeri için şeker ya da susam
  • Aldığı kadar un(benim de yaklaşık 3,5-4 su bardağı un oldu)
Hazırlanışı:

  1. Un dışındakileri karıştırıp ununu azar azar ekleyin,çok sert bir hamur olmamasına özen gösterin ardından ceviz büyüklüğünde hamur alıp yuvarlayın yumurta akına bulayıp ardından susam ya da şekere batırıp yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin.
  2. Önceden ısıtılmış 180 dereceleri fırına verin.

Bu yazı ve kahvaltı ile silkelendiğimi yeni bir döneme gireceğimi düşünüyorum..
Dualarınızı eksik etmemenizi en büyük dileğim..

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...