Bunca lafın ardından bu kitaplarımı neden internetten tıklayarak aldığıma gelelim.Okumak istediğim kitaplardan birini gittiğim kitapçılarda bulamadım,bir an önce almak için acele edince hemen netten siparişimizi verdik.İki gün sonra yani bugün kargocu amca çaldı kapımızı :) Kargocu amcanın yolunu heyecanla beklemenin hazzı da bir başka konu :)) İnternet falan ama kitapyurdu.com un kitap severlere yaptığı incelikleri seviyorum ben.Evlenmeden önce sevdicek bana hep kitapyurdundan kitap yollardı ve her seferinde kitapla birlikte başka bir sürpriz çıkardı içinden.Bir kere kitapları çok korunaklı bir şekilde paketliyorlar ki bu önemli bir şey.Bir de kampanya filan yapıyorlar ya tadına doyulmuyor o zaman :) Ve bir sürü kitap ayracı yolluyorlar, seviyorum o ayraçları.Bu sefer bir de “cafe crown action” yollamışlar.
Bu yıl okuma açısından kişisel tarihimin en sönük yılını yaşamış olduğum için kendime kızsam da bu haftasonum bol okumalı geçecek.Son kitaplarımın isimlerine gelince;
İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit
Bir Bahçe Düşü - Ali Çolak
Ejderha ve Kelebek - A.Ali Ural
Dicle’den Yükselen Feryat Hallac-ı Mansur - Ahmet Çelik
En son kitap en çok merak ettiğimdi.Kitaplarım elime geçer geçmez onları sevdim,kokladım,inceledim ve başladım Hallac’ı anlatanını okumaya :) Bu arada çocukluğum çok kitap -öyle böyle değil ciddi anlamda çok kitap- içinde geçti diye anlatmıştım zamanında.Kitaplar konusunda babamın yolunda emin adımlarla ilerliyorum.Ama babamın eşe dosta veya okuma alışkanlığı kazansınlar diye uğraşıtığı öğrencilerine verdiği fakat bir türlü geri gelmeyen kitapları hiç aklımdan çıkmıyor.İşte bu yüzden sanırım, kitaplarımı paylaşmak konusunda biraz cimriyim :( Ama okumak için isteyene de “hayır” diyemiyorum ki…Yaklaşık iki haftadan fazla bir süredir üç ayrı kitabım üç ayrı arkadaşımda.Biliyorum, gelecek kitaplarım bana geri...yine de korkuyorum işte :(
Selam,çiçek ve kitap ile... :)
Neşeniz bol olsun...