29 Nisan 2011 Cuma
Akıllara Ziyan
28 Nisan 2011 Perşembe
Botox Yaptırmak İstiyorum.
27 Nisan 2011 Çarşamba
Ela'nın Kurabiyesi
26 Nisan 2011 Salı
Eğlencelik
25 Nisan 2011 Pazartesi
Tekrar ısınıyoruz.
Ve eğer yargılamadığını söylüyorsan, arkadaşım yalan söylüyorsun. İlk izlenimler, peşin hüküm verilmiş kavramlar ve basmakalıp sözler üzerine “Yargılamak” varoluşumuzun başından beri duyularımıza zorla itilen ve hergün yorgun beyinlerimiz tarafından açıkça ve verimli bir şekilde yorumlanması gereken bilginin taşmasını kolaylaktirmak için geliştirdiğimiz yeteneklerdendir. Bilimdir.
Yani kabul edin canlarım. Yargılıyorsunuz. Hatta belki hoşunuza gidiyor.
Ve ben şimdi burda size bunun normal olduğunu söylüyorum. Tamam hatta ilk ben başlayacağım.
Evet, ben yargılıyorum utanmadan yargılıyorum. İşte burda ne zaman yargıladığım:
Eğer sen…
Noktalardan daha çok gülen adamlar ve ünlemler kullanıyorsan.
Hayvanlardan nefret ediyorsan. (Yüksek alerji yüzünden olan nefret hariç.)
Fikrini veya inancını dile getirmek yerine insanlara empoze etmeye çalışıyorsan. (Büyüük fark var.)
Yalancıysan.
Ultrason fotoğrafını Facebook profilin yaparsan.
Kendini ''Sosyal medya guru'su'' sanıyorsan.
Arkadaşlarının yüzüne gülüp arkasından konuşuyorsan. (Emin ol arkadaşların bunu biliyordur ve senin gibi biriyle uğraşmamak için sana birşey söylemiyordur.)
Katkıda bulunacağın hiçbirşeyin yokken bile boşa konuşuyorsan. Hatta genelde boşa konuşuyorsan. Beni ilgilendirmeyen şeyler anlatıyorsan. Sesin hiç de tatlı olmuyor.
Her cümleye ''Kocam (erkek arkadaşım) derki diye başlıyorsan. (Ben seninle takılıyorum, onunla değil. O benim hiç umrumda değil.)
Herşeyi kendi üstüne alınıyorsan.
Herşeyi çok ciddiye alıyorsan.
Ekonomik durumu iyi olmayan insanları küçümsüyorsan.
Herşeyi bildiğini sanıyorsan.
25'in üstündeysen ve hala düzenli olarak sarhoş oluyorsan. Yetişkinsin. Kendine gel.
Tamam şimdi, hadi korkmayın.
Ne sizi özürsüz yargılayıcı yapıyor?
24 Nisan 2011 Pazar
Emekliyor
Kork Esra, çok kork.
Hem de gece uykusundan uyanıp yatağının içinde, altını değiştirmeye çalışırken, her şekilde emekliyor. Artık herşeye erişebilir. Odasında bıraktın, mutfakta bulabilirsin ve hiçbirşey bilmiyor. Allahım bir bebeğin en kabus dolu günleri başladı.
Yüksek yerlerdeki kafasına düşebilecek şeyleri uzaklaştır, kapının girişini sürekli temiz tut, yerdeki küçük şeylere karşı alarmda ol.
Bebek var ya evde bebek. Emekliyor.
Kork Esra.
Haa bir de 3. dişini çıkarıyor çok hassas.:)
22 Nisan 2011 Cuma
Bir Ela + Yarım Ece Kilo vermem lazım
20 Nisan 2011 Çarşamba
Maynak Ece
18 Nisan 2011 Pazartesi
Ela'nın Herpes Deneyimi
16 Nisan 2011 Cumartesi
EcE (Er Ryan) 7 aylık
Arkadaşım, bugün 7 aylık oldun. Bu geçtiğimiz ay çok hızlı geçti. Seni daha dün 6 ay kontrolüne doktora götürdüm gibi geliyor ve şimdi 8. ayına giriyoruz.
Oturma konusunda da daha iyi gidiyorsun. İleri doğru uzanıp bir oyuncağı ya da ne bulursan yakalayabiliyorsun ve kendine çekiyorsun. Sallanırsan ellerini yere koyup kendini dengeleyebiliyorsun. Ama geri kaykılırsan düşüp kafanı vuracağın konseptini henüz anlamış değilsin. Seni yastıklarla çevriliyoruz, fakat sonra dönerken yastıkların birinin bir köşesine sıkışıp kalıyorsun.
Her ay kişiliğin kendisini daha çok gösteriyor. Çok çok meraklı bir bebeksin. Kedilere gözünü dikip bakıyor, gözünle takip edip neler yaptıklarına bakıyorsun. Masada yakınına ne konursa gözünü dikip eline geçirmek için çırpınıyorsun. Diğer çocukları izlemeyi seviyorsun, önünde sürekli bir tane var. Elime ne alsam istiyorsun, telefon, su bardağı, kalem, aklına ne gelirse. Hemen uzanıp yakalıyorsun ve tabii ki hooop ağzına gidiyor.
Şu sıralar en tatlı olayın sarılmaya başlaman. Uzanıp sarılıp kendine doğru çekiyorsun ki, işte o zaman tamamen eriyorum. Böyle tatlı ve sürekli gülen biri olmaya devam et.
Sevgiler,
Annen
14 Nisan 2011 Perşembe
33 ay - 3 yaşa 3 ay
İlk eniğimiz olan Ela hatun dünya üzerindeki en hızlı 33 ayını tamamladı. Ve bu süre içinde kendine tırmanacak yeni yerler, yeni yaramazlıklar yarattı. Kendi yaşıtları içinde en yükseğe tırmanma dalında madalya kazanan Ela hanım, şimdilerde ise bacaklara ve düz duvara tırmanmaya başladı. Ben artık hamileliğimde beni bir örümböcekin ısırdığına nerdeyse eminim.
Scooter'a Binerken Görülmüşüm
13 Nisan 2011 Çarşamba
Ece'nin Diş Bulguru
12 Nisan 2011 Salı
Çalışan Anne mi, Evdeki Anne mi?
Bir araştırma yapılmış ve çalışan annelerin çocuklarının daha fazla hasta olduğu görülmüş. Nerdeyse hemen, evdeki anneler araştırmayı tam 500 sayfalık bir projeye dönüştürüp çalışan annelerle çarpıştıkları bir silah yapmışlar. Sonra çalışan anneler missileme yaparak sekreterlerini gönderip evdeki annelerin burun deliklerini zımba ile kapattırmış. Bu medyanın yarattığı bir anne-savaşı bana göre.
Devamı için Alternatif Anne'deki yazıma tık tık.
10 Nisan 2011 Pazar
Küçük Çocuklar Aşağılıklara Karşı
7 Nisan 2011 Perşembe
japon foroşimahatiası
6 Nisan 2011 Çarşamba
Yaş 34
4 Nisan 2011 Pazartesi
Bombastik bir gece
Sakin geçen bir Pazar gününün sonunda eşimin anneannesinin vefat haberini alınca coca apar topar yola çıktı. Biz de iki çocuk ve bakıcıyla evde yalnız bir gece geçirdik. Akşam 8 civarı Eka Ece'yi yatırdı, ben de Ela'yı. 8.30'da çocuklar uyumuş ben de sakin bir akşam geçirmenin umuduyla bilgisayarımın başına geçmiştim.