senaryo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
senaryo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Haziran 2012 Çarşamba

Moskova'da Bir Türk

Bugün itibariyle kocayla Moskova'ya iniş yaptık. O kadar uzun bir gün oldu ki, otelde de interneti bulunca ve çocuklarda olmayınca sıcak sıcak yazayım istedim. İşte Moskova'dan gideceklere notlar.

1. Burda havaalanından otele kadar inanılmaz yol katettik. Bir tane bile İngilizce levhaya rastlamadık. Herşey kiril alfabesi şu an onu çözmeye çalışıyoruz.

2. Yine otele kadar otel resepsiyonundakiler hariç bir tane bile ingilizce bilene rastlamadık. Çok ilginç iki tane türkçe konuşana rastladık.

3. Güneş akşam 22.30'da batıyor. Şu an 23.00 civarı daha yeni yeni kararıyor.

4. Havaalanından şehir merkezine 30 dakikalık bir tren var. Çok kolay gidiyorsun. Etrafı izleye izleye. Biraz fotoğraf da çektim.

Şehir içine geldğimiz tren

 Tren'den görüntüler


5. Gençler çok fit. Herkez zayıf ve düzgün fizikli. Kızlarda ve genç kadınlarda çok yüksek topuklu ayakkabı ve çok kısa giyinme modası var.

6. Moskova metrosu inanılmaz biryer. Ben böyle biryer görmedim. Dünyadaki en büyük metroymuş. Eğer iyi okumayı bilirseniz heryere gidebiliyorsunuz. Tabii biz henüz tam çözemedik ama trenle gittiğimiz yerden metroya inip bir durak yanlış gidip sonra doğru metroya binip doğru yere gelmeyi başardık. Girdiğimiz yerden metroya iniş hiç abartmıyorum tam 50 metre vardı. Ve inanılmaz kalabalık. İstanbul'a kalabalık diyemezsiniz.

7. Metro'da her indiğiniz durakta başka bir dekorasyon var. Tarihi dekorasyonlar, sanat eserleri. Ben hem korktum, hem çok beğendim.

8. Hava harika. Bence tam mevsimi. 21 dereceydi bugün. Akşam serin bile oldu.

9. Çok çok büyük parklar var ve içlerinde büyük dereler akıyor.

10. Yarın asıl gezmeye başlıyoruz.

11. Uzun zamandır kocayla başbaşa birşey yapmamıştık. Umarım içimize siner. Yine de kızları çok özledik. Dİlimizden düşmüyor.

Moskova Metrosu'ndan


Otel Oda'sından dışarı

30 Kasım 2011 Çarşamba

Bir Kurgu

1990'ların başlarında 12-13 yaşlarında moda meraklısı 2 ergen konuşmaktadır.

Çocuk 1: Büyüdüğümde Cindy Crawford gibi olmak istiyorum.
Çocuk 2 : Pöh, şişman şansı olur.
Ç1: Waaaa Waaaaa
Ç2: O kadar da çirkin değilsin. Bazen sevimli oluyorsun.
Ç1: Waaa Waaa
Ç2: ŞŞŞŞŞ.. Yoksa annen sana vurduğumu falan düşünecek.
Ç1: Waaaaaaa
Ç2: Dinle, Seni nasıl Cindy Crawford'a benzeteceğimizi buldum.
Ç1: Şu buklelerin varya onlar yüzünden Tina Turner'a benziyorsun.
.....
Ç1: Onlardan kurtulmam gerekicek çünkü Cindy'nin hiç buklesi yok.
...........
Ç1: Ve bunun içine şu makasa, bir de şuna ihtiyacım var.
................
Ç1: Tamam, şimdi düz dur olur mu?
Ç2: Tamam.
10 dk sonra.
Ç2: Hala Cindy gibi olmadım mı?
Ç1: Hmm söylemek zor.
3 dk sonra
Ç2: Hazır mıyım?
Ç1: Iııııııı
Ç2: Ne oldu?
Ç1: Sinead O'connor'u sever misin?
Ç2: O kim ya?
Ç1: Süper bir kadın ya. Aynı anda hem şarkı söyleyebiliyor, hem de ağlayabiliyor.
Ç2: Bir süpermodel mi?
Ç1: Hmm, şimdi gitmem lazım senle görüşürüz sonra.