Beyinde yer alan, minik bir kozalağı andıran, pineal bezin ana hücre DNA'sının aktive olması ile doğmadan önce bildiklerinizin bir kısmını hatırlayıp hayatınıza engel olan o en derin kodlara ulaşabiliyoruz. DNA'daki yazılımda genetik kayıtların yanısıra kişinin aile geçmişi ya da geçmiş hayatları, hatta yaşam formunda olmayan geçmiş yaşamları, belki de benim gibi, Dünya'ya ait olmayan formlarının bile kayıtları vardır. Durun durun şunu teker teker söyleyeyim.
Yani diyorum ki içinizde sürüp giden yalnızlık hissi belki de insan olmadan önce bir yıldız ya da denizin dibince bir kum tanesi olduğunuzdandı, kim bilir. Aslında mümkün değil gibi görünse de ben terapilerimde bizzat bunları danışanlarımda görüyorum. İnsanları tanıdıkça onları daha çok seviyor ve daha da çok anlıyorum. Dahası artık deniz kenarındaki bir kum tanesi ya da bir yıldız benim için daha da özel oldular. Ne de olsa bir gün karşıma arkadaşım olarak çıkabilirler. Yine de böyle örnekler terapilerimde henüz çok fazla değil ancak bunlara raslamış olmak benim için mucize çünkü okuduğum kitaplarda (özellikle Dolores Cannon'un kitaplarında) bunlar anlatılıyordu. Dolores bir psikologdu ve ben hep yanına terapiye gelenlerin kafayı çizmiş olduklarını ve bu kitapların deli saçması olduğunu düşünüyordum. Ta ki bir gün ben geçmiş hayatlarımdan bazılarını görüp hatta insan olmadan önceki formumla bir rüyamda yüzleşene kadar.
Benim durumum terapi yaptığım kişilerden biraz farklıydı. Ben bu hatırlamaları bir terapistim olmadığından delta frekansında yapıyordum. Yatmadan önce sorularımı sorup rüyamda cevapları hatırlamaya bilincimi programlıyordum hala da yapıyorum. Bu öğrenilebilen bişey. Kolaylıkla uygulayabilirsiniz. Terapi yaptığım kişilerse theta frekansında bunları hatırlıyorlar. Yani uyumadan. Durum daha da ilginç hale geliyor bence. Yani insan artık kendi bilincini ya da başkasının bilincini uyumadan programlayabiliyor. Bu yaşadığım şey bana olağanüstü geliyor. Müthiş bir his bunun olabilirliğini bilmek.
Her şeyin ama her şeyin bir bilincinin olduğunu söylediğim bir videom vardı, ismi BİLİNÇ. İzlemenizi tavsiye ederim. Belki sorularınız biraz olsun cevap bulur.
Bütün bu sorular DNA aktivasyonundan sonra cevap buluveriyor ancak tek bir şeyi bilmek lazım o da sormayı bırakmamak. Bir videom daha vardı İSTEMEK (burda: http://www.lilibebek.com/2016/05/enerji-oyunlar-istemek.html) , size sürekli isteyin demiştim. Şimdi de diyorum ki sürekli soru sorun çünkü sormak, istemenin kardeşidir. Sormak, cevap istemektir! Ancak cevap geldiğinde hazır olmalısınız ve onu es geçmemelisiniz. Çünkü enerjilerin verdiği cevaplar çok nazik ve zariftir tabi siz de nazik ve kibar sorular sorduysanız.
Sorularınızı sorarken içinizde negatif hisler olmamasına dikkat edin. Negatif hislerle sorularınızın cevapları sizi üzecek derecede negatif gelebilir. Zoru sormanın da mı frekansı var diyorsanız, evet, onun da doğru frekansı var. Çünkü doğru frekansta soru sormazsanız cevaplar acıtıcı olabilir. Bu enerjiler çok güçlü olduğundan cevapları da çok hoyrat olabiliyor. Eğer soru sormaktan korkuyorsanız şunu deneyin; "Bütünün hayrınaysa.... ...neden oluyor bilmeme lütfen izin verilsin!" ya da "Eğer canımı acıtmadan, hiç kimseyi üzmeden ve kırmadan bana ........ sorumun cevabının verirseniz çok mutlu olurum!" gibi... Çocuksu saflık ve mütevazlikle sorularınızı sorun. Niyetiniz mutlaka saf olmalı sakın unutmayın.