Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Doktor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doktor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Haziran 2014 Salı

Buse'miz Anjiyo Oldu (Kalpte Delik Kapama)

Uzun bir aradan sonra merhaba,
Bu gelişmeyi yazmalıydım çünkü; ben araştırma yaparken nedir nasıl yapılır gibi bilgilere
ulaşamamıştım ve bir çok mail aldım bu konuyla ilgili..

Buse'nin kalbinde delik vardı ve senelerdir takip ediliyordu Göztepe SGK hastanesi tarafından
artık kapanabilir raporu verildi SİYAMİ ERSEK hastanesine sevk edildik Aralık ayında ilk
kontrolümüze gittik ve Dr Nurdan hanımda aynı şeyi düşünüp rapor yazdı anjiyo sırasını
beklemeye başladık..ve 12 Haziranda gelen telefon 13 Haziranda kan vermek için gelin
15 Haziranda yatış yapacaksınız ve 16 Haziranda anjiyo olacak yavrunuz dedi..ah işte o an
hayat durdu heyecanım(yıl sonu gösterisi vardı) endişeye karıştı..uzatmayacağım kan verdik
film çekildi..o gün gösterisinde heyecandan tir tir titredim :) dibimden ayrılmayan bebeğim
acaba kalabalık karşısında ne yapacak derken gayet ciddi bir şekilde gösterisini yaptı :))

Ve 15 Haziran...ne diyeceğimi miniğimi hastanede nasıl oyalayacağımı düşünürken birden
fikrim geliverdi :) dedim ki; Buse'cim öğretmenin ödev verdi meslekleri incelememiz gerek
okula döndüğünde anlatacaksın gözlemleyip.. mesleklerde DOKTOR en başta tabi :)
muhasebeci(annesi) kaptan(dedesi) e bunlar kolay di mi :) en başa aldığımız DOKTORla
başladık bavulda hazırladık tatil gibi hastanede kalacaktık gözlemlemek için sevdi bu durumu :)
Hastaneye girdik çocuk anjiyo katı SİYAMİ ERSEK te 8.kat ama doluymuş 6.kata yatışımızı
yaptık ve biz 5 gibi kuşumla yalnız kaldık ahada işte ne yapacağını bilemeyen anne girdi devreye
yanında getirdiği boyama kitapları masallar kağıt makas devreye girdi boyama yaptık güzel
bir manzara karşısında tv de açtık babasını sordu aşağıda arabada kuralları var hastanenin
babaları almıyorlar dedim üstüne ne örtecek babam telaşına düştü :) merhametli kuzum endişe
etmeme gerek yokmuş çok çok anlayışlıydı ama şükrediyorum çocuk katında değildik ve yanımıza
çok şeker bir anne ve abi geldi :) gece yemeyi kestik tv izlerken uyudu kuzum..ama anne uyurmu..
herkes bilir sıkıntı mideme vurur midem ağızımda sabaha kadar sağa sola döndüm durdum aşırı
uykum var ama gözümü kapadığım anda neler geçiyor neler gözümün önünden..ara ara gelip
ateş tansiyon ölçümü yapıldı genel bilgi verildi..sabah dr lar gelecekti gelen giden yok..bizimkiler
geldiler sabahtan..saat 12:50 gibi haydi gidiyoruz dediler..kalbim duracak sandım...

2 kata indik..bizimki aşırı susamıştı su verecekler dedim .. anestezi uzmanı gelip sorular sordu
narkoz alacağı için imza aldı malum çocuk bayıltılması gerekiyor başka türlüsü mümkün değil..
önce burundan şırınga ile sakinleştirici verdiler sersemletilmesi gerekti bu yaşananları hatırlamasın
diye su veriliyor dedik baya acıydı galiba sevmedi ve sersemledi anjiyo odasına girdim onunla
yatağa yatırdım ameliyathane değil orası soğukta değildi altındaki yatak sıcacıktı ısıtmalı yani..
soydum damar yolu açıldı bir tek orada ağladı dr lar duyacağı tek acı buydu dediler ve şu an
onuda hatırlamıyor şükür :) ve narkoz verdiler 1-2-3...ve evladım uyudu...anne çıktı dr lara
önce Allah'a sonra size emanet yavrum dedi gözünde yaşlarla beklemeye başladı..13:08 di
kasıktan girilerek kapama işlemine başladılar...
saat..13:56 da ilk haberi aldık iyi geçmiş ayılması bekleniyormuş..ve benide aldılar ayılma odasına
sürekli dürttüm konuştum gözü açıp kapıyor..dr larda gelip gidiyor ayılmada gayet iyiydi çok
şükür her denileni yaptı el sıkma dil çıkartma başını kaldırma bira daha bekleyip odaya çıktık
ve dört bir koldan ayık tutma çalışmaları başladı baba anne babaanne anneanne dedeler gelen
giden :) 1 saat su vermedik 4 saatte yemek..yemek için dakikaları bile saydı bebem :)) bu arada
ayılırken öğürdüğü için yüzüne çiller atmış böyle bir durum yaşayan olursa ve bilgi verilmezse size
korkmayın geçici bir durum çok şükür..ayılma esnasında eli sürekli kasıktaki tampondaydı bende
eğildim kulağına neler olduğunu anlattım bantlıydı sertti bant nedenleri çıkacağını v.s. herşeyi
anlattım gayet iyi olduğunu daha iyi olması için bunun yapıldığını dinledi hiç konuşmadı taki
odaya bir çiçek gelene kadar :) ondan sonra içti yedi  bir de çok fena uykusu geldi hatta
 uyutmadığımız için ağladı 12 ye kadar uyumasın dediler sorduk sonra zorlamayın dediler
22:30 da uyudu sabaha kadar sağa sola döndü iyiydi çok şükür..6 saat sonrada oturttuk
20 dakika baş dönmesi mide bulantısı varmı diye baktık oda olmadı çok şükür..o gece kaldık..
sabah uyandık ayaklandıkta kahvaltıda ettik kontrolede çağırdılar ondada herşey iyiydi ve
taburcu oldukkk :)

1 ay sonra kontrolümüz var ve 1 ay kollayacağız darbeye hoplama zıplamaya karşı :)
6 ay boyuncada bebe asprini kullanacak yarım(kilosu az olduğu için)..

Arayıp soran hep yanımızda olan dualarını eksik etmeyen herkese teşekkür ederiz..
Şu anda da su çiçeği olduk her şeyi aradan çıkartıyor hanımefendi :)
Rabbim tüm hastalarımıza şifa versin.AMİN.
Cam önünde de boyama güzelmiş :))

Boya boya oyalan .))
Oldu da bitti maşallah :)

10 Aralık 2013 Salı

2013 güle güle..



Git bir an önce..güle güle..
Şimdi bir sürü olumsuzluk yazacaktım da düşününce haksızlık etmiş olacağım..
Her şeyin hayırlısı dedim ve bırakayım seni tutmayayım da 2013 benim için yarı yarıyasın..
Mayıs a kadarsın gibi sanki..o yüzdendir ki içimden hiç bir şey yazmak gelmedi buralara..
Aslında blog benim için çok önemliydi ama nedense açınca içimi acıtıyor..

"Aldırmıyorum artık hatalarıma, yanlışlarıma...
hatalarım olsa da olmasa da kusur bulanlar her zaman olacak nasıl olsa!

Sözlerimi de tartmıyorum artık konuşurken insanlarla...
anladım ki o kadar da özen göstermeye gerek yok sözlerimden çıkacak

anlamlara, herkes duymak istediği gibi anlıyor sonuçta!..." 

demiş Cihad Kök..

"Söylemek istediklerimin, istediğim gibi anlaşıldığını hiç sanmıyorum. 
"Ne demek istediklerime" kendilerince anlamlar yüklemelerini de hiç anlamıyorum. 
Anlaşılmayışım yada yanlış anlaşılmam da nedendir bilemiyorum. 
Oysa bir şeyler anlatmaya çalışırken en fazla, beyaza "ak", hayale "düş" diyebilirim.
Gülüyorum...
Ama galiba asıl mesele insanların duymak istediklerini söylemeyişim. 
Aldırmıyorum..."


demiş yine Cihad Kök.. 

"Vefalı insan; bir çok zararınızı da görse, bir iyiliğinizi unutmaz.
Nankör insan; bir tek zararınızı görse, bütün iyiliklerinizi unutur.!" 


bunu kim demiş bilmem..öyle işte..

Aldırmayın şu yukarıdakiler bende bağlar sağlamdır hiç bir şey yok sımsıkı her şey taze :) 
Onlar sadece beni düşündürdü ben alışıkımdır anlaşılmamaya ay aman ne diyorum arıza 
bende büyük anlatamama gibi bir sorunum var ama gerçi anlayan anlamayandan çok o
nasıl oluyorsa :) off haydi 2013 git yavrum tazesi gelsin tüm güzellikleriyle :)


HEPİNİZE BOMBA ETKİSİ YARATACAK YENİ BİR YIL DİLİYORUM, HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN.
Sevgiler ;)

-Maillerle Buse'mi soranlar var sağolsunlar artık Siyami Ersek Hastanesinde anjiyo sırası bekliyoruz
son kontrolümüz geçen haftaydı arayıp gün verecekler kapatma işlemi için ilginize teşekkür ederim :)

-15:11 İstanbul'a İlk sulu kar düşüyor şu an not düşeyim :)
Gidip kar yağışı izleyeyim öpüldünüz topunuz halen okuyan varsa :))) 

Hahaa okudunuz mu geldiniz mi buraya kadar bakim saçmalamama ne diyeceksiniz diye kontrole geldimdi
sadece :))) ne ümitle geldik koca şehiree :)) heh bir de hayatı tesbih yapmışım hoppaa :)) 
Hayatımın her anını seviyorum sizleri de :))





24 Nisan 2013 Çarşamba

Ve vakit gelir..ameliyat günü belli

Merhaba hepinize,

Evet vakit geldi artık 29/04/2013 Pazartesi saat 08:30 da platinlere veda zamanı..
Umarım her şey güzel sonuçlanır küçükte olsa operasyon insan endişeleniyor..
Tarihi aldığım günden beri ben yine bende değilim..
İnsanın aklından o kadar çok şey geçiyor ki..
Her ne kadar yarım saatlik bir ameliyat olacaksada..akşam evime dönecek olsamda..(inşallah)
Doktorum çok iyi bunu biliyorum içim o yönden rahat ;
Özel Medistate Kavacık Hastanesi - Opr.Dr.Mustafa TEKKEŞİN

Neyse kış kış o düşüncelere..
Dualarınızı eksik etmeyiniz lütfen :)

Güzel haberlerle dönmek dileklerimle hepinize sevgiler bırakıyorum ;)

:))))))

8 Nisan 2013 Pazartesi

Platinlere veda../tatil zamanı..

Merhaba, yine çok ara vermişim özür :)
Bu yıl iş yerimde 5. senemi doldurduğum için izin haftam 3 oldu :)
Bu yaz bol tatilli geçecek gibi bana :)
Hangi araya sıkıştıracağım bilemiyorum geçen seneden de 1 hafta izinim  kalmıştı :)
Kaldı ki 2 ay zorlu geçen evde kalma durumum yüzünden 1 günüm bile evde geçsin istemiyorum :)
Malum kırdık bacağı oturduk evde 2 ay 1,5 ayımız hiç kalkmadan geçti hemide..ıykk..
Şimdik cumartesi kontrole gittim 12/02 de platinli hayatımın 1.yılını kutlamıştk :)
Sevgili dr um alalım dedi bende hadi hemen dedim :))
İşlerim benim ay sonunda hafifler bugünde iş yerimle konuşup ameliyat günümü netleştireceğim :)
Sanırım 29 Nisan dan sonra her gün olabilirim :)
Aslında aynı şeyleri yaşamaktan çok korkuyordum yani işin psikolojik tarafından :)
Az sıkıntı çekmedim bu yönde acı hiç bir şeydi psikolojimin bozulmasının yanında..
Ama bu sefer ameliyatımı sabah olursam akşam hastaneden çıkabileceğim..
Yarım saatlik bir operasyonla platinlerim çıkartılacak..
Sadece 10 gün sonra dikişlerim alınacak ve her şey normale dönecek..
1,5 ayda koşma hoplama zıplama yok bunu duyduğumda dr a zaten unuttum ben onları dedim :)
Haydi bismillah bakalım hayırlısı ne olcak :)
Ne zaman ameliyat olacağımı sorun çok arkadaşım oldu herkese ilgisinden dolayı teşekkür ederim :)
Size cevaben yazdım ;)
Bacak gösterisi yapim acık :)) hiç görmediniz di mi  :))ameliyattan sonraki haliydi :) 

Öperim sizleri :) iyi haftalar herkese :)

6 Mart 2013 Çarşamba

Kalbimi versem??

Dün sabah kontrolümüze gittik..
Değişen bir durum yok 8 mm idi ama bu sefer 10 dendi büyüme var gibi delikte..
Bense makine farkı diyorum yine çünkü özel dr 9 devlet hastanesi 8 demişti öncede..
Bu sefer kontrolümüzü 6 ay sonraya verdi 1 senedeydi normalde..
Biraz daha damarlar gelişsin bir kez daha kontrol edelim kapatma yoluna gidelim dediler..
Amaaa yok bu kadar erken olmaz düşünmüyorum..
Bir de gelişme yavaş olduğu için;
Endokrinoloji bölümü görsün dediler bakalım sonuç ne olacak..
Ki ben yapı meselesi diyorum bende yiyen biri değildim ve 47 kiloda uçuyordum senelerdir..
Her şeyin hayırlısı..
İmkan olsa mümkün olsa hani benim kalbim işe yarasada versem. 

-Dün gece yattı yanıma koydu yanağını yanağıma böyle hayatımın sonuna kadar kalabilirim dedi.
Sen nasıl bir sevgi böceği oldun ya annecim çok seviyorum seni.


16 Ağustos 2012 Perşembe

İMDATT!! Bıktınız mı bacak muhabbetimden :) ama bir bakın :)

(Öncelikle ben gayet iyiyim bir önceki yazıma gelen yorumlara teşekkürler)
Şimdi sorun acilde müdahale durumları..
Ben acil gidip 6.150 TL ödemiş bir vatandaşım..
Dün arkadaşlarla hastaneleri şikayetten bahsederken dedim ki benim işe de bir el atın :)
Sonra sağlık bakanlığına şikayetten önce hastane ile görüşmeye karar verip bir mail attım..
2 dakikada aradılar..bana 32 parametreden bahsettiler onun dışında kalıyormuşum..
Liste şöyle bir de siz bakın ne yapılabilir acep paramı istiyorum :))


  1. Şuur Kaybına Neden Olan Her Türlü Durum: Kişinin bilinç durumunda bozulmaya yol açabilecek bayılma, kalp travması, sara krizi vb. durumlar.
  2. MI, Aritmi, Hipertansiyon Krizler: Geçirilmekte olan kalp krizi, acil tedavi gerektiren kalp ritmi bozukluğu türleri, kan basıncının beyin kanaması vb. ciddi durumlara yol açabilecek derecede yükselmesi.
  3. Zehirlenmeler: Olay anında yaşamsal fonksiyonları bozmuş olan ya da ilerleyen saatlerde bozma ihtimali yüksek olan maddelerin ağızdan alınması, kimyasal maddelerin cilde teması ya da zehirli gazların solunması.
  4. Ciddi Genel Durum Bozukluğu: Yaşlılık, besin yetersizliği, yetersiz bakım, uzun süren ağır hastalık vb. nedenlerle kişinin sağlığının genel anlamda tehlikeli olabilecek derecede bozulması.
  5. Trafik Kazası: Omurga yaralanmaları ve kanamalı kırıkların olduğu akut durumlar. O an için hastanın durumunu etkilemese bile iç kanamaya yol açabilecek ciddiyette göğüs, karın ya da kafa travmaları. Vücutta büyük kanamaya yol açan; araç parçalarının yol açtığı kesici, delici yaralanmalar.
  6. Ani Felçler: Beyin kanaması, omurga yaralanması vb. nedenlerle kişinin uzuvlarının ya da tüm vücudunun hareket kabiliyetini ya da hissetme kabiliyetini yitirmesi.
  7. Migren ve/veya Kusma, Şuur Kaybıyla Beraber olan Baş ağrıları: Şiddetli baş ağrısı ve kusmanın bir arada olduğu nedeni bilinmeyen durumlar. Baş ağrısını bilinç kaybının takip ettiği durumlar.
  8. Astım Krizi, Akut Solunum Problemleri: Geçirilmekte olan astım krizi, ciddi solunum yetersizliğine yol açabilecek suda boğulma, yabancı cisim yutma, alerjik reaksiyon, solunum yolu yanıkları.
  9. Yüksek Ateş: Zehirlenme, infeksiyon hastalıkları, sıcak çarpması vb. nedenlerle vücut ısısının konvizyona (havale) ya da kalp ritim bozukluklarına yol açabilecek derecede yükselmesi. ( 39,5 C üzeridir)
  10. Ciddi Alerji, Anaflaktik Tablolar: Kalp ritminde bozulma, solunum yollarında tıkanmaya yol açabilecek ciddiyette alerji ya da tansiyon düşmesi durumları.
  11. Akut Batın: Mide, barsak gibi içi boş organların delinmesi, barsak tıkanması ya da düğümlenmesi, safra yollarının taş veya iltihap nedeniyle tıkanması, apandist, pankreatit gibi ciddi organ iltihaplanmaları, barsak ya da periton arterlerinde tıkanma vb. gibi acil cerrahi müdahale gerektiren, karın içi organlarla ilgili hastalıkların ortaya çıkması.
  12. Yüksekten Düşme: Trafik kazalarında anlatılan durumun aynısı
  13. Ciddi İş Kazaları, Uzuv Kopması: 5. maddedeki durumlara ek olarak yapılan işe has acil durumlar. Örn: Zehirli gazların solunması, kimyasal maddelerin içilmesi ya da kişinin üzerine dökülmesi, parmak, el, ayak, kol veya bacağın kısmen ya da tamamen kopması.
  14. Menenjit, Ensefalit, Beyin Absesi: Sinir sistemi fonksiyonları dolayısıyla da yaşamsal fonksiyonları etkileyebilecek bilinç durumunda değişikliklere yol açabilecek beyin ve beyni çevreleyen zarla ilgili iltihabi, infektif hastalıklar.
  15. Elektrik Çarpması: Yanık, organ hasarı yapabilecek ya da kalp ritmini bozabilecek derecede ciddi elektrik çarpmaları.
  16. Ciddi Göz Yaralanmaları: Gözde hasara yol açabilecek ciddiyette kesici, delici alet yaralanması, kunt travma ya da kimyasal madde teması.
  17. Terör, sabotaj, kurşunlanma, bıçaklanma, kavga, vb: Bu ve benzeri nedenlerle; organ zedelenmesine hayatı tehdit edecek derecede kanamayı veya ilerleyen saatlerde hayatı tehdit edecek derecede genel durum bozulmasına yol açabilecek; kesici delici alet yaralanmaları, kunt travmalar, yanıkların olduğu durumlar.
  18. Renal Kolik: Böbrek taşlarının yol açtığı, ilerlemesi durumunda idrar yolu ya da böbrek hasarına yol açabilecek şiddetli ağrı oluşturan durum.
  19. Akut Psikotik Tablolar: Aşırı saldırganlığa yol açan nörolojik ya da psikolojik rahatsızlıklar.
  20. Suda Boğulma: Solunum ya da kalp durması durumları veya hastanın genel durumda boğulmaya yol açacak derecede akciğerlere su girişinin olduğu durumlar.
  21. İntihar Girişimi: Hayatı tehdit edecek ciddiyette bıçak yarası, asılma, ilaç intoxikasyonu vb. kendini öldürme girişimleri
  22. Donma, Soğuk Çarpması: Hayati fonksiyonları etkileyecek şoka götürebilecek, uzuvlarda kangren yapabilecek derecede soğuğa maruz kalınması.
  23. Isı Çarpması: Kalp ritmini, tansiyonu ya da bilinç durumunu etkileyecek derecede güneş etkisinde ya da sıcak ortamda kalma durumları.
  24. Ciddi Yanıklar: Büyük sıvı kaybına, organ kaybına ya da cilt hasarına yol açabilecek genişlikte ateş, kimyasal madde, elektrik vb. yanıkları. Solunum yollarında daralmaya yol açabilecek derecede duman ya da sıcak hava solunmuş olması.
  25. Yeni Doğan Komaları: Yeni doğanlarda bilinç kaybına yol açan her türlü durum.
  26. Başlamış Doğum Faaliyeti (Su Kesesinin Boşalması): Bebeğin doğum kanalına girmesi, sancı sürelerinin uzayıp, sancılar arasındaki sürenin 1-2 dakikaya kadar inmesi gibi doğumun başladığını gösteren bulguların ortaya çıkması; hastanın tıbbi gözetim altında olacağı, gerektiğinde tıbbi müdahalenin yapılabileceği bir ortama ihtiyaç duyar hale gelmesi.
  27. Diabetik ve Üremik Kanama: Diabet (şeker hastalığı) ve bölerek yetersizliğinin neden olduğu bilinç bulanıklığından başlayıp tam bilinç kaybına (koma) kadar girebilecek durumlar.
  28. Genel Durum Bozukluğunun Eşlik Ettiği Dializ Hastalığı
  29. Akut Masif Kanamalar: Genellikle travma sonucu ortaya çıkan, hayatı tehdit edecek boyutlarda iç veya dış kanamalar.
  30. Omurga ve Alt Extremite Kırıkları: Büyük dış veya iç kanamaya yol açan bacak kırıkları ve her türlü omurga kırıkları.
  31. Tecavüz
  32. Dekompresyon Hastalığı: Mesleki, sportif vb. nedenlerle derin dalış durumundayken kontrolsüz ve hızlı şekilde yüzeye çıkılması nedeniyle oluşan, halk arasında vurgun yemek olarak tabir edilen durum.
Önemli Not: Yukarıdaki tanımlamalar oldukça basitleştirilmiş şekilde, yol gösterici olmaları amacıyla yapılmışlardır. Tıbbi bilgisi olmayan kişilerin sadece yukarıdaki bilgilere dayanarak ya da bir sağlık personelinin kendisine telefonda iletilen bilgilere göre aciliyet değerlendirmesi yapması zaman zaman mümkün olmayabilir. Sağlık durumunun aciliyet teşkil edip etmediğinin fiziki muayene esaslı olduğunu unutmayınız. 

25 Nisan 2012 Çarşamba

Düştüm+Kırdım=Platinli hayat..

Merhaba hepinize,
12/02 14:30'da pazara gitmek için Buse'mizi kucağıma aldım(sağ tarafa) çöpümüde aldım elime sol
tarafa(normalde unuturum unutmayacağım tutmuş) merdivenlerden inmeye başladım (merdivenlerimiz
dik ve dardır) son 2 merdivende film koptu..cidden koptu nasıl oldu anlamadım kendimi merdivenin
dibinde buldum bacaklarım merdivene doğruydu..ve yine nasıl oldu anlamadım Buse'mizi sağımdan
soluma geçirmişim (bu bir mucize bence) yavrumu rabbim korudu verilmiş sadakamız varmış(bunu
ben hep söylerim bana uzanan eli hiç geri çevirmedim iyi ki çevirmemişim) çocuğuma hiç bir şey
olmadı şükür..benim dizimde çoklu kırık vardı..pazar olması nedeniyle ambulans sokağa giremedi
Ümraniye Devlet Hastanesine gittik..acil ameliyat diyip 10 gün sonra ancak ameliyat ederiz dedikleri
için özel hastaneye geldik ve o gece ameliyat oldum..1,5 ay üzerine basmadan oturdum kaldım..
sonrasında 2 hafta çift değnekle 1 hafta tek değnekle bastım..şimdi değneksiz sek sek sekmekten
kurtulup tay tay duruyorum :) işe başladım bu hafta başıda..dizimi henüz tam kıramıyorum mayısta
kontrolüm var kısmet bakalım neler olacak..dua edin lütfen..çok zordu bu süreç rabbim düşmanımın
başına vermesin.Amin.

NOTLAR
-Etrafınızdaki hasta ve hasta yakınıyla konuşurken dikkat edin bol bol moral verin
-Sıkıntıdan 6 kg vermişim diyetle uğraşmayın kırın dizinizi oturun evde :) (Allah göstermesin)
-Hastanede canla uğraşırken bir çok durumu düşünecek birileri olsun yanınızda biz nasıl o
hastaneyi ayağa kaldırmadık 10 gün derlerken hayret..
-Sıkıntı benim mideme vurur bulantım oluyor çok..hasta yiyemezken ters ters konuşmayın gerekirse
ne canın ister ben yedireyim v.s. gibi iyi şeyler söyleyebilirsiniz :)
-Kendinizi hasta ve yakınları yerine koyun
-Evinizde klozet bulunsun benim yok seyyar wc hasta için çok can sıkıcı
-Hastaya aynı durumu yaşayanlarla ilgili olumlu hikayeler anlatın
-Bol bol sevin hastayı :))

ALLAH EŞİMDEN ANNEMLERDEN BABAMLARDAN KOMŞULARDAN AKRABALARDAN
RAZI OLSUN BEN RAZIYIM SÜREKLİ YANIMDALARDI.

VE TEŞEKKÜRLER SÜREKLİ DURUMUMU SORAN CANLARIMA ;

-Şerifem(Ziyaretinle mutlu oldum sende hep mutlu ol)
-İlknurum
-Gülcanım
-Türkanım
-Aylinim
-Serpilim
-Sevgim
-Aslım
-Zeynepim
-Birgülüm
-Dileğim
-Gülinim
-Mukadderim
-Pembişim
-Tuğbam

Unuttuğum varsa özür dilerim :)

Medistate Kavacık Hastanesi - Dr.Mustafa Tekkeşin ve ekibine teşekkürler.


HER HALİMİZE ŞÜKÜR RABBİM BETERİNDEN KORU CÜMLEMİZİ.AMİN.

14 Şubatta aldığım en pahalı hediyeydi platinlerim aşkım teşekkürler :)))) 

15 Haziran 2011 Çarşamba

LİMON Kemoterapiden 10.000 kat daha güçlü



Aşağıda ki yazı maille geldi bana buyrun ;

 
Tıpta son yenilik, kansere karşı etkili!
Dikkatle okuyun ve kararı siz verin!!!
Limon, kanser hücrelerini öldüren mucizevi bir mahsul. Kemoterapiden
10,000 kat daha güçlü!!!
Neden biz bunları bilmiyoruz?

Çünkü bazı laboratuarlarda üretilen sentetik ilaçlarla birileri çok
büyük kârlar elde ediyor.

Şimdi bir arkadaşına bu maili yollayarak
limon suyunun kanseri önleyici faydalarını bilmesini sağlayabilirsin.
Limonun tadı güzel ve kemoterapinin korkunç yan etkilerine sebep
olmuyor.  Multimilyonerlerin sahip olduğu büyük şirketlerin kârlarına
zeval gelmesin diye bu sır saklanırken daha kaç kişi ölecek?

Bildiğiniz gibi limon ağacı, limon ve lim (yeşil limon) gibi
çeşitleriyle bilinir. Bu meyveyi farklı şekillerde yiyebilirsiniz:
posasını yiyebilir! , suyunu sıkabilir, içecekler hazırlayabilir,
şerbetler ve tatlılar yapabilirsiniz. 

Bir çok erdemleriyle tanınır, ama en ilginç olanı tümör ve kistler üzerine olanıdır.   
Bu bitki her tür kanser tipine karşı kanıtlanmış bir çaredir. 
Bazıları kanserin her türlü varyasyonuna karşı yararlı olduğunu söylüyor. 
Bakteri  enfeksiyonları ve mantarlara karşı anti mikrobal spektrum olduğu, kurt
ve parazitlere karşı etkili olduğu kabul ediliyor. 

Yüksek tansiyonu dengeliyor.
Ayrıca  stresle savaşan, sinir bozukluklarına iyi gelen antidepresan etkisi var.
Bu bilginin alındığı kaynak gerçekten büyüleyici:
Dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden birinden öğrenildiğine göre;
1970'ten beri 20'den fazla farklı laboratuar test  etti ve sonuç
olarak ; 

Limon ekstresinin 12 kanser tipinde kötü huylu hücreleri yok
ettiği ortaya çıktı!  Bu kanserler içinde ; kolon, göğüs, prostat, akciğer ve pankreas kanserleri de var.

Kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmada limon ağacı bileşenlerinin
Adriamycin adlı bütün dünyada genellikle kemoterapide kullanılan
ilaçtan 10,000 kat daha iyi olduğu gösterildi.

Daha da hayret verici olan; limon ekstreleri ile yapılan bu terapi; sadece kötü huylu kanser hücrelerini yok ediyor ve sağlıklı hücrelere hiçbir menfi etkisi bulunmuyor.

Institute of Health Sciences,
819 N. L.L.C. Cause Street, Baltimore, MD1201

HERKESE GÖNDERİN... ! ! !


28 Nisan 2011 Perşembe

Çocuk yoğun bakım ünitelerinin durumu/Blogcu Anne


Sevgili Blogcu Anne konuk olarak Kader hemşireyi ağırladı.Kader hemşirenin verdiği
bilgiler önemli Blogcu Annemizdende izin alarak bilgileri paylaşıyorum sizlerle ;

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Çocuğunuzun başına bir şey gelirse, ama ciddi bir şey gelirse, yoğun bakımlık bir duruma ihtiyacınız olursa, ne yapacağınızı biliyor musunuz?
Herhangi bir hastanede yoğun bakım hizmeti alabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Blogcu Anne okurlarından Kader Hemşire, durumu aşağıda anlatıyor.
Kader Hemşire, İstanbul’da çalıştığından İstanbul hakkında fikir veriyor. Ancak verdiği ipuçları şehir fark etmeksizin uygulanabilir.
***
Zeynep Kamil hastanesinde ASKOM (Acil Sağlık Koordinasyon Merkezi) Hemşiresi olarak çalışmaktayım. 13 yıllık meslek hayatım boyunca yenidoğan yoğun bakım, bebek odası, doğum acil, doğumhane, genel acil servis ve 112 ambulans servisinde hemşire olarak çalıştım.
Şu anki görevim hastane, diğer hastaneler ve 112 ambulans servisi arasındaki iletişimi sağlamak; 112 ve diğer 20 hastane arası anlık durum, boş yatak ve doktor verilerini paylaşmak; hastaneye gelen ambulansları yönlendirmek; gerekli olduğunda yoğun bakım yatakları sağlanmasına ve hastayı sevk işlemlerinde yardımcı olmak.
23 Nisan günü yaşadığım bir olay sonucunda bu yazıyı yazmaya karar verdim.
2 yaşındaki oğlumla ve anneannemizle beraber Göztepe Özgürlük Parkı’ndaki 23 Nisan etkinliklerine gittik. Oradan da Nurturia kortejine katılacaktık ki, parkta yuvarlak kalenin çevresinde oğlum koşarken karşıdan gelen kendinden büyük bir çocukla çarpışarak sert bir şekilde beton zemine arka üstü düşmesi ve kafasını çarpması bir oldu. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldık soluğu…
Beyin cerrahi doktorunun ameliyatta olması nedeniyle çocuk cerrahi doktoru oğlumu görerek başka hastaneye götürmemizi söyledi. Orada da hastanelerin genelinde yaşanılan tanıdık sıkıntılardan sonra röntgen, tomografi vesaire çektirmedim, ve semptomlar ortaya çıkarsa çektirmek üzere çocuğumu evde kendim takip etmeye karar verdim. Mesleğim gereği yaşadığım sıkıntılar yüzünden öldüm öldüm dirildim, ya yoğun bakım gerek olursa diye…
Olaydan sonraki 24 saat boyunca ömrümden ömür gitti. Sabaha kadar uyumadım. Allah’a şükürler olsun ki oğlum şu an iyi.
Yaşadığım bu kazadan ve en son haberlerde çıkan yoğun bakım hastane skandalından sonra çocuklu aileler yoğun bakım konularında bilinçlensinler istedim.

Gelelim asıl konuya: ÇOCUK YOĞUN BAKIMLAR

Öncelikle belirteyim: Sağlıkla ilgili her türlü sıkıntılarda başvurabileceğiniz Sağlık Bakanlığı iletişim merkezinin (SABİM) telefon numarası 184. Bu numarayı yaşadığınız her türlü olumsuzluk, şikâyet, düzeltilmesini istediğiniz durumlar ve önerilerinizle arayabilirsiniz.
Zeynep Kamil hastanesinde çocuk ve yetişkin yoğun bakım üniteleri yok maalesef. Yaş fark etmeksizin yoğun bakım ve spesifik branş gerektiren (beyin cerrahi, göğüs hastalıkları, dahiliye, nöroloji) durumlarda hastalar diğer hastanelere sevk ediliyor. Acile başvuran çocuk hastalarda yoğun bakım gereken durumlarda özel de dâhil olmak üzere 30-40 hastane arayıp da yer bulamadığım ve elimin ayağımın kilitlendiği durumlarda olabiliyor. Bu bizzat kendi çocuğum için de geçerli…
Hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine 30 güne kadar bebekler alınabiliyor. 30 günden sonraki bebekler çocuk yoğun bakımlarda takip edilebiliyor.
30 gün sonrası ve 14 yaş arası çocuk yoğun bakımların sayısı da elle tutulacak kadar az devlette. Küçük özel hastaneler de “ventilasyon makinalarımız çocuğa uyumlu değil” diyerek çocuk hastaları kabul etmiyorlar. Makine uyum sorunundan mı, yoksa ufak çocuk sorumluluğu almak istemediklerinden mi bilinmiyor. Anestezi doktoru kabul etmedikten sonra sorgulanamıyor.
Ancak büyük özellerde bu hem yetişkin hem çocuk uyumlu ventilatörler mevcut, ki onların da SGK ile anlaşması ya hiç yok ya da yüzde misali bir kısmını devlet, bir kısmını şahıs ödüyor.
İstanbul Anadolu yakasında yenidoğan yoğun bakımı olan hastaneler şunlar: Zeynep Kamil 27, Kartal Lütfü Kırdar 25, Göztepe 10 ve Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi’nde de 9 adet ventilatörlü kuvöz (3. düzey) mevcut. Verileri elime tam olarak ulaşmamakla birlikte Avrupa yakasında da durum çok farklı değil.
30 gün sonrası ve 14 yaş arası çocuklara hizmet veren yoğun bakım üniteleri devlet hastanelerinde yetersiz, var olanlarınsa boşalmasına bile fırsat kalamıyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 6 yataklı, Çapa Tıp Fakültesi’nde 7+3 ara yoğun bakım yataklı, Bakırköy Sadi Konuk’ta 6 yataklı, Haseki’de ise 4 yataklı çocuk yoğun bakım üniteleri var sadece.
Erişkin yoğun bakım ünitelerine gelince… Kartal Lütfü Kırdar’da 21, Kartal Yavuz Selim’de 17, Fatih Sultan Mehmet’te 17, Göztepe’de 16, Ümraniye’de 9, Haydarpaşa Numune’de 21, Şişli, Okmeydanı, Bağcılar, Başakşehir, Haseki  hastanelerinde sadece eriştin yoğun bakımlar var. Bunlar ancak boş olduğu zamanlarda çocuk hasta alabiliyorlar, ve maalesef ki yataklarının azlığı nedeniyle de hiç boş kalmıyorlar.
Tüm İstanbul genelindeki durum bu şekilde… Bu sayıların İstanbul nüfusu için ne kadar yetersiz kaldığını anlatamam.
Yarın başımıza bir hal geldiğinde anlıyor olacağız durumun vahimliğini: o ona sevk ederken ve yer bulunamazken. Özel hastanelelerde gecelik minimum yatak ücretinin 1000 TL olduğu yoğun bakımlar ise parası olana açık.
Özel sigortaların neyi kapsayıp, neyi kapsamadığı ve neleri içerdiği konusunda hiçbir fikrim yok; özel sigorta sahibi değilim.
Ben az çok İstanbul genelindeki devlet ve özel hastanelerdeki durumu biliyorum.

Şimdi gelelim NE YAPABİLİRİZ’e.
Çocuklarını özel hastanelere muayeneye götüren anne-babalar gittikleri hastanelerin şartlarını araştırarak, sorarak öğrensinler ve bilinçlensinler. En azından kendi acil durum planlarını oluştursunlar.
Sorulabilecek sorular ana hatlarıyla aşağıdaki gibi:
  • Acil servisinizde her daim çocuk uzman doktoru var mı?
  • 2-14 yaş için çocuk yoğun bakımınız var mı?
  • 2-14 yaş için uyumlu solunum cihazı-makineniz var mı?
  • Hastanenize özel sevk edilmek üzere hastalarınız için tam teşekküllü ambulansınız kapıda mevcut mu? Yoksa hastalar acil durumda çağrılmak üzere özel ambulans şirketiyle mi anlaşmalı?
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum çocuklarımızla beraber…


Blogcu Anne ve Kader hemşireye teşekkür ederim.

4 Nisan 2011 Pazartesi

Kalpteki delik gelişme geriliği nedeni


Kuzum, kalbimi sana verebilsem keşke dr benim kalbimin minik ama çok sağlam olduğunu söylemişti bir an tereddüt etmeden verirdim işe yarasaydı keşke.
Buse'mizin kalbinde ilk ölçümde 9 mm lik (özel doktor) bir kaç hafta sonraki ölçümde 8 m lik (devlet hastanesi) delik olduğu saptandı, ölçüm farkı makineden mi yoksa küçüldüğünden mi bilmiyorum küçülmüş olduğundan diye düşünmeye devam ediyorum.
3-4 yaşına kadar 6 aylık dönemlerde kontrol edilecek hayati tehlikesi yok şükür,büyüme olursa anjiyo ile kapatılacak(artık ameliyat etmiyorlar) umarım gerek kalmaz 31 mayıs'taki kontrolümüzde kapanmış dediklerini duymak istiyorum.
Dualarınızı eksik etmeyin lütfen.

Konuyla ilgili bilgide ekliyorum, rabbim hepimizin yavrularına önce sağlık versin.
Amin.


Kalpteki delik gelişme geriliği nedeni

Genetik yatkınlık, akraba evliliği başta olmak üzere birçok faktör, bebeklerin kalp hastalığıyla doğmasına neden oluyor. Doğumsal kalp hastalıklarının önemli bir bölümünü, kalpteki delikler oluşturuyor. Bebeklerde kalpte delik varsa sık nefes alma, beslenirken çabuk yorulma, kilo alamama ve sık sık alt solunum yolu enfeksiyonu geçirme gibi sorunlar gözlenebiliyor. Doğumsal kalp hastalığı anne karnında saptanabiliyor. Doğumsal kalp hastalığı ülkemiz için en önemli sağlık sorunlarından birini oluşturuyor. Türkiye"deki araştırmalar her yıl 13 bin bebeğin kalp hastalığıyla doğduğunu gösteriyor. Doğumsal kalp hastalıklarının gelişiminde genetik yatkınlık önemli rol oynuyor.Acıbadem Hastanesi Bakırköy"de görev yapan Çocuk Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Aygün Dindar, "Kalbin 3 bin civarında doğumsal anomalisi bulunuyor. Bunlardan ancak birkaçında gebelik esnasında kullanılan ilaç ya da geçirilen enfeksiyonların etkisi bulunduğu biliniyor. Ancak genel kanı, doğumsal kalp hastalıklarının gelişimi için genetik bir eğilimin gerekliliğidir" diyor. Doğumsal kalp hastası çocuğu olan ailelerde, ikinci bir gebelikte yine böyle bir hastalığın olasılığı genel topluma göre 2 kat artıyor. Prof. Dr. Aygün Dindar, kendisinde doğumsal kalp hastalığı olan bireylerin, böyle çocuklara sahip olma olasılığının toplumdan daha yüksek olacağının altını çiziyor.

Kalpteki delikler

Doğumsal kalp hastalıklarının önemli bir bölümünü de kalpteki delikler oluşturuyor. Kalpte oluşan delikler, kalp yetersizliğine yol açarak, çocukların büyümesini olumsuz yönde etkilemesi açısından önem taşıyor. Kalpteki delikler sık geçirilen akciğer enfeksiyonlarına zemin oluşturduğu için, çocukların gelişimi açısından risk oluşturuyor. Doğumsal kalp deliklerinin değişik tipleri bulunuyor.Prof. Dr. Aygün Dindar, "Kalp delikleri ya kalbin üst iki odacığı olan kulakçıklar, ya da alt iki odacığı olan karıncıklar arasında olur. Bunlar tek başına veya birlikte olabildikleri gibi çeşitli damar darlık ve anomaliler ile beraber olabilirler” diye belirtiyor.

Tiplerine göre belirtileri

Kalp delikleri, eğer ilave bir akciğer atardamar darlığı yoksa kalbin sol tarafındaki temiz kanın sağ taraftaki kirli kana karışmasına neden oluyor. Prof. Dr. Aygün Dindar, bu karışım ne kadar fazla ise yani delik ne kadar büyük ise belirtilerin o kadar erken ortaya çıkacağını hatırlatarak şunları söylüyor: “Genellikle kulakçıklar arasındaki delikler büyükte olsa en erken ilk yaşın sonunda belirti verirken, karıncıklar arasındaki deliklerin özellikle geniş olanları erken süt çocukluğu döneminde belirti verir. Belirtiler sık nefes alma, beslenirken çabuk yorulma, kilo alamama ve sık sık alt solunum yolu enfeksiyonu geçirmedir. Küçük delikler ise genellikle belirti vermez. Doktor muayenesi sırasında tesadüfen “üfürüm” dediğimiz özel dinleme bulgularının duyulması ile fark edilirler.”

Anne karnında tanısı mümkün

Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında da tanısı mümkün. Bunun için öncelikle kadın doğum uzmanının böyle bir problemi fark ederek, ileri tetkik için anneyi bu konuda deneyimli bir çocuk kardiyoloji uzmanına yönlendirmesi gerekiyor.

Tedavisinde izlenen yol

Anne karnında kalp hastalığı tanısı konulması son derece önemli. Böylelikle bebek doğar doğmaz acil bir durum olduğunda hemen müdahale edilmesi mümkün oluyor. Prof. Dr. Aygün Dindar, doğumsal kalp hastalığında yapılması gereken müdahale ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Kalp deliklerinin cerrahi tedavisi, birlikte yaşamsal risk yaratıcı damar ya da kapak anomalileri ile beraberse hemen doğumu takiben gerekebilir. Tek başına kalp deliğinde acil cerrahi genellikle gerekmez. Özellikle karıncıklar arasındaki deliklerin bir kısmı kendiliğinden kapanabilir. Bu nedenle gerekirse tıbbi tedavi ile belirtileri kontrol altına alarak beklemek tercih edilir. Kalp deliklerinin kendiliğinden kapanma olasılığı vardır. Bu olasılık, karıncıklar arasındaki delikler için yüzde 50-70, kulakçıklar arasındaki delikler için yüzde 20-30 arasındadır. Çok küçük delikler eğer herhangi bir soruna yol açmıyorsa , ömür boyu girişim gerektirmeyebilir. Geniş delikler ise ilk iki yaşta ameliyatla kapatılır. Kulakçıklar arasındaki defektlerin bazı tiplerinin ameliyatsız yöntemlerle kapatılması olasıdır. Karıncıklar arasındaki bazı deliklerinde ameliyatsız kapatılabilmesi için yöntemler geliştirilmektedir. Cerrahi tedavi sonrası çocukların belirli aralıklarla takibi gereklidir. İlk bir yıldan sonra bu kontroller genellikle bir yada iki yıl aralarla olur.”

Prof. Dr. Aygün Dindar
Acıbadem Hastanesi Bakırköy
Çocuk Kardiyoloji Uzmanı

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...