25 Eylül 2013 Çarşamba
TEKNELİ BALIKÇI PASTA :)
"Bu denizden sağ çıkamazsınız, ağlara dokunmayın
Balıkçıları kırmayın; balıkçılar balıktır insan değildir
İstisnası istavrittir, göz göze gelirsiniz, İstanbul kıpırdayabilir
Bir de aşk kayabilir elinizden, teninizden,
ama ne denizlere doğru"
Hüsnü Arkan
Yazar caferengigul.blogspot.com
23 Eylül 2013 Pazartesi
MAŞ PİYAZI
Bu bitkiyle tanışmam canım annem sayesinde olmuştu.Bir aralar şeker problemi nedeniyle doktoru gözetiminde diyet yapmıştı.Maş fasulyesiyle de o dönemde tanıştık.Kendileri şeker düzeyini düşürücü etkiye sahip bir bitkiymiş.
Ülkemizde Doğu ve Güney Doğu Anadolu' da yetiştirilen maş fasulyesi Çinliler tarafından da hastalıkların tedavisinde kullanılmaktaymış.Annem haşlayıp salatalarına , pilavlarına ekledi o dönemler.Piyaz hali bence en leziz hallerinden biri.
Malzemeler
- 3/4 su bardağı maş fasulyesi
- 1/2 demet taze soğan
- 1/2 demet taze nane
- 2 adet közlenmiş kırmızı biber
- 3 yemek kaşığı nar ekşisi
- 1 çay kaşığı sumak
- tuz
- zeytinyağı
Yapılışı
- Fasulyeyi bir gece önceden ıslatın.Ertesi gün süzdüğünüz fasulyelerin üzerini 2 parmak geçecek kadar su ekleyerek kaynatın.
- Fasulyeler piştiğinde güzelce süzün.
- Yeşillikleri ince ince doğrayıp fasulyeye ekleyin.
- Közlenmiş kırmızı biberi de minik minik doğrayın ve fasulyeye ekleyin.
- Nar ekşisi, sumak ve zeytin yağını ilave edip güzelce karıştırın.Zeytin yağını bol kepçe eklemelisiniz.Daha bi lezzetli oluyor:)
Yazar caferengigul.blogspot.com
18 Eylül 2013 Çarşamba
TÜRK KAHVELİ VE LİKÖRLÜ KEK
Var mı bol köpüklü Türk kahvesi gibisi...Şöyle yanında çifte kavrulmuş lokumla , bir yudum ev yapımı likörle, eski zamanların hatırına bir kaşık ev yapımı reçelle ya da modern zamanların eşlikçisi çikolatayla.
Pek tabi bir dilim kekle de yudumlayabilirsiniz kahvenizi.Ama ben kekin içinde kahve tadına ulaşmak istedim.Bana göre Türk kahvesi likörsüz olmazdı, keki de mahrum bırakmayayım dedim.İşte huzurlarınızda Türk kahveli ve likörlü kek.
Malzemeler
- 3 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 1/4 su bardağı kakao likörü
- 2 fincan ( usulüne uygun pişirilmiş, sıcak ) Türk kahvesi
- 1 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çorba kaşığı kakao
- 1 kahve fincanı damla çikolata
Yapılışı
1. Yumurta ve toz şekeri krema kıvamını alana kadar çırpın.
2. Krema kıvamına gelen karışıma önce sıvı yağı ardından sıcak kahveyi yavaş yavaş ekleyerek çırpmaya devam edin.
3. Kakao likörünü de ekleyin ve çırpmaya devam edin.
4. Un, kakao ve kabartma tozunu eleyerek sıvı karışıma ekleyip çırpmaya devam edin.
5. Kekin kalıba yapışmasını önlemek için kalıbı yağlayıp unlayın.Karışımı kek kalıbına dökün ve üzerine damla çikolataları serpiştirin.
6. Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 35 - 40 dk pişirin.
7. Fırından çıkardığınız keki 10 dk dinlendirin.Kalıbı ters çevirip keki çıkarın ve soğumaya bırakın.
Kekin içindeki kahvenin tadına vararak afiyetle tüketin.
Yazar caferengigul.blogspot.com
Pek tabi bir dilim kekle de yudumlayabilirsiniz kahvenizi.Ama ben kekin içinde kahve tadına ulaşmak istedim.Bana göre Türk kahvesi likörsüz olmazdı, keki de mahrum bırakmayayım dedim.İşte huzurlarınızda Türk kahveli ve likörlü kek.
Malzemeler
- 3 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 1/4 su bardağı kakao likörü
- 2 fincan ( usulüne uygun pişirilmiş, sıcak ) Türk kahvesi
- 1 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çorba kaşığı kakao
- 1 kahve fincanı damla çikolata
Yapılışı
1. Yumurta ve toz şekeri krema kıvamını alana kadar çırpın.
2. Krema kıvamına gelen karışıma önce sıvı yağı ardından sıcak kahveyi yavaş yavaş ekleyerek çırpmaya devam edin.
3. Kakao likörünü de ekleyin ve çırpmaya devam edin.
4. Un, kakao ve kabartma tozunu eleyerek sıvı karışıma ekleyip çırpmaya devam edin.
5. Kekin kalıba yapışmasını önlemek için kalıbı yağlayıp unlayın.Karışımı kek kalıbına dökün ve üzerine damla çikolataları serpiştirin.
6. Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 35 - 40 dk pişirin.
7. Fırından çıkardığınız keki 10 dk dinlendirin.Kalıbı ters çevirip keki çıkarın ve soğumaya bırakın.
Kekin içindeki kahvenin tadına vararak afiyetle tüketin.
16 Eylül 2013 Pazartesi
ŞEFTALİ REÇELİ
Haftaya reçel yaparak başlamaya ne dersiniz?
Şeftali mevsimi sona ermeden mutlaka yapmalısınız.Kesinlikle pişman olmayacaksınız benden söylemesi.
Malzemeler
- 1 kilo orta boy olgun şeftali
- 750-800 gr toz şeker ( eğer güneşte bekletme şansınız yoksa 1000-1500 gr şeker kullanmalısınız )
- 1 adet çubuk tarçın
- 1 adet vanilya çubuğu
- 1/2 limonun suyu
- bol miktarda yaz güneşi:)
Yapılışı
1. Şeftalileri ikiye bölün ve derince bir tencereye yerleştirin.Üzerine toz şekeri serpiştirin.Ben çekirdeklerini de tencerenin içine atıyorum.Çünkü kaynatma anında çok güzel renk veriyor.
2. Şeftaliler bu şekilde bir geceyi geçirsinler, sabaha suyunu bırakmış olurlar.Bu sayede kaynatması kolay olur ve su eklemek zorunda kalmazsınız.
3. Sabah olup da gün doğunca tencereye tarçın ve vanilya çubuğunu da ekleyin ve ocağa koyun.Şeftaliler pişene kadar kaynatmaya devam edin.
4. Son olarak yarım limonun suyunu ekleyip bir taşım kaynatın ve ocağı kapatın.
5. İçinden çekirdekleri çıkarıp 3-4 gün kıvam alana kadar güneşte bekleyin.
6. Mis gibi kokusuyla şeftali reçeliniz hazır efendim.Size ise onu kaynatılmış kavanozlara koymak ve yine kaynatılmış kapaklarla sıkıca kapatıp ters çevirmek kalır ( bu işlemle kapakların sıkı kapalı olup olmadığının sağlamasını yapmış olursunuz ). Bir gün bu şekilde bekletip kaldırabilirsiniz.
Bu harika reçeli; çat kapı gelen misafirlerinize, bir kaşık kaymak ya da dondurma eşliğinde tatlı niyetine de servis yapabilirsiniz.Benden söylemesi:)
Tatlı haftalar...
11 Eylül 2013 Çarşamba
KOLAY KURABİYE
Tam da adı gibi kolay , çok kolay kurabiyeler bunlar.Hatta hamurunu hazırlayıp buzdolabında bir hafta saklayabilir, canınız kurabiye kokusu istediğinde pişirebilirsiniz.Üstelik çok da lezzetli.Biz müdavimi olduk, bakalım sizler de beğenecek misiniz.
Malzemeler
- 115 gr tereyağı ( oda sıcaklığında )
- 115 gr toz şeker
- 115 gr esmer şeker
- 1 adet yumurta
- 1 tatlı kaşığı vanilya
- 200 gr kendinden kabaran un
- 1 su bardağı damla çikolata ( ya da kırıklanmış çikolata)
- 1/2 su bardağı fındık veya ceviz
- 1/2 su bardağı kuru üzüm
Yapılışı
- Tereyağı ve şekerleri mikserle yumuşak bir kıvam alana kadar ( yaklaşık 5 dk ) çırpın.
- Yumurta ve vanilyayı da ekleyip iyice karışana kadar çırpmaya devam edin.
- Elemiş olduğunuz unu da ekleyip karıştırın.
- Çikolata, kuru üzüm ve fındığı ekleyip bir spatula yardımıyla karıştırın.Hamur biraz parçalanıyor, dert etmeyin:)
- Bir kaşık yardımıyla hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alın ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin.Kurabiyeleri 3 cm aralıklarla koymalısınız ki oldukça yayılımcı bir kişiliğe sahip bu kurabiyeler, pişerken yapışık ikizler ve hatta daha büyük çoğulluklar oluşturmasın:)
- Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 15 dk' cık pişirmeniz bu güzellikler için yeterli olacaktır.
Onlar soğuyana kadar çayı demleyip bir dosta haber edin.Ya da bir fincan kahveyle kendinizi şımartın.Bir bardak ılık sütle de süper oluyor benden söylemesi.Afiyet bal şeker olsun efendim.
Not: Tarif İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Dünya'nın En Güzel Kurabiyeleri kitabından alınmıştır.
Yazar caferengigul.blogspot.com
9 Eylül 2013 Pazartesi
YAZDAN KALMA
Eylül gelmeden yazamadım ama bir kaç kare fotoğrafla yazın özetini geçeyim istedim.Minik bahçemin güzel ürünlerinden sadece bir kısmı:
en hasından çekirdeksiz patlıcanlarım
yılın en lezzetli domatesleri bizim bahçe de mi yetişti ne:)
dolmalığı ayrı, sivrisi ayrı, kapyası ayrı...biberlerim
bu da bir günlük hasılat
bahçe keyfi buna denir arkadaş
ve patlıcanlar köze gider...
domatesler maydonaza kucak açar
topraktan
sofraya bir yolculuk bu...
sakın buzdolabına girmesin...üşür sonra.İşte tam da bu sebeple dalından mideye:)
Kaynadı kızılcık şerbeti
Birazcık ocakta ama mutlaka 2-3 gün güneşte bronzlaşan; şeftali reçeli.
iki gönül sofrası...
dostlarla kahvaltı sefası
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
tamda böyle sevimliyken...
elinden zor aldığımız yavru kırlangıçın korkusu...
ne pastalar geçti bu yaz mutfaktan...bu en minyatürü , en bahar kokulusu.
ardından denizi gördüğüm çiçeklerim...
ve kaktüslerim...sanki hayatın en güzel görsel özeti.
.......
Yaz yorgunu bedenlerimiz hüzün mevsimine hazırlanmakta...Şimdi dinginliğin ve ardından fırtınalı günlerin zamanına hazırlık başlıyor.
Tam da şimdi Bodrum'un keyfini sürme vakti.
.......
Yaz yorgunu bedenlerimiz hüzün mevsimine hazırlanmakta...Şimdi dinginliğin ve ardından fırtınalı günlerin zamanına hazırlık başlıyor.
Tam da şimdi Bodrum'un keyfini sürme vakti.
4 Eylül 2013 Çarşamba
BİSCOTTİ
Bu İtalyan kurabiyelerinin her türlüsüne bayılıyorum.Hem çok lezzetli oluyorlar, hem de uzun süre bayatlamadan saklanabiliyorlar.Elimin altında her daim hazırda atıştırmalık bir şeyler olsun diyenlerdenseniz vakit kaybetmeden denemelisiniz.
Malzemeler
- 70 gr tereyağı
- 60 gr esmer şeker
- 60 gr toz şeker
- 220 gr kekun
- bir tutam tuz
- 1 paket kabartma tozu
- 1 tatlı kaşığı çekilmiş kişniş
- 1/2 portakalın rendelenmiş kabuğu
- 2 yemek kaşığı portakal suyu
- 1 adet hafif çırpılmış yumurta
- 2 tatlı kaşığı brendi ( ya da portakal likörü)
- 1 avuç badem
- 1 avuç iç antep fıstığı (işlenmemiş)
Yapılışı
1. Tereyağı ve şekeri krema kıvamını alana kadar çırpın.
2. Portakal kabuğunu, portakal suyunu, yumurta ve brendiyi ekleyip çırpmaya devam edin.
3. Un, tuz, kabartma tozu ve kişnişi eleyerek yağlı karışıma ekleyin.Yumuşak kıvamlı bir hamur elde etmelisiniz.
4. Badem ve antep fıstığınıda ekleyin ve spatula ile karıştırın.
5. Hamuru 2' ye bölün.6 cm eninde olacak şekilde yuvarlayarak şekil verin.Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirin.
7. Fırından çıkarıp soğumaya bırakın.Soğuyunca ince dilimler halinde keserek tekrar fırın tepsisine yerleştirin.160 derecede 10 dk daha fırınlandırın.
8.Soğuyunca servis yapın.
Yazar caferengigul.blogspot.com
2 Eylül 2013 Pazartesi
YENİ BAŞTAN
Zaman dediğin nedir ki geriye dönüp bakınca...koparılmış 90 adet takvim yaprağı...geride kalan günler, saatler, dakikalar ...
Bir süreliğine içe dönme , düşünme, hesaplaşma süreci.Tüm bu zamanda ağır aksak devam eden hayat telaşesi.Dünya döndükçe ve nefes aldıkça devam edecek olan sorumluluklarımız, bizi tamamen bir içe dönüşten alıkoyuyor ne yazık ki.İnsan bazen yalnızlığını da özlüyor, ilk gençlik asiliğinide.
Değişiyoruz farkında olmadan, olamadan...zamanla ve hayatın gelişiyle.Arada bir durmak gerek.Durup sindirmek yaşadıklarını.İyice özümsemek mutluluklarını ve en ufak ayrıntısına kadar anlamak kırgınlıklarını.Durmak ve kendini dinlemek gerek.Yoksa nasıl yola devam edebilir ki insan günlük hayhuyların içinde.Durmak ve karar vermek gerek geleceğine...Derin bir nefes alıp, tüm hücrelerinde hissetmek gerek yaşamı.Ve tekrar yola çıkmak zamanı şimdi.
Yazar caferengigul.blogspot.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)