Kahvaltı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kahvaltı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2014 Salı

ÇİNGEN SALATASI ( PİLAVI)

Son 1 saattir ne yazsam, yazsam mı yazmasam mı diye ekranın karşısında duruyorum.Öyle dağınık ki kafam ve öyle keyifsizim ki bu aralar.Ülke geriye, hep geriye giderken zor geliyor tarif yazmak.Hiç yakışmıyor şu olanlar ATATÜRK Türkiye' sine.
...
...
Bu noktalarda ne diye sorduğunuzu duyar gibiyim.Aslında ben bu yazıyı yazmaya dün başlamıştım.Yani noktaların üstündeki paragraf dün akşam yazıldı.Sonra devam edemedim, içimden gelmedi.Şimdi yeniden deniyorum.Ve içimden haykırmak geliyor "KRAL ÇIPLAK" .Oysa ki ne çok insan ne uzun zamandır haykırıyor "KRAL ÇIPLAK" diye.Demek ki masallarda kalmış çıplaklığını geç de olsa fark edebilenler.

İşte ben böyleyim; hiçbir şey olmamış gibi devam edemiyorum.Ondandır bu yukarıdaki birkaç kelamım.


Güne güzel başlamamın en kolay yolu değil midir kahvaltılar.30 Mart sabahı güne güzel bir kahvaltıyla başlayalım ve ATATÜRK Türkiye'si için oy kullanmaya gidelim.Gidelim ki aydınlığa çıkalım.


Kimileri çingen salatası, kimileri çingen pilavı olarak adlandırıyor bu bahar lezzetini.Eminim birçoğunuz  biliyorsunuz ama bir de benden okuyun istedim.Öyle uzun uzun anlatmak değil niyetim, tıpkı yapılışı gibi kolayca yazıvermek isteğim.Domates, salatalık, yeşil biber ve soğanı dilediğiniz gibi doğrayın.Öyle bakmayın ölçü yok , siz nasıl isterseniz öyle yapın.Kimi domatesini bol sever, kimi çökeleğini, kimi de benim gibi nane ve zeytinyağını.Paşa gönlünüz nasıl arzu ederse öyle. Çökeleği ve ince kıyılmış taze naneyi de ekleyin.Zeytinyağını gezdirip, limonunu sıktınız mı çingen salatanız hazır.Size düşen tazecik ekmeği suyuna batırıp batırıp yemek ve çayınızı yudumlamak.

Aydınlık günler dileğiyle.
Yazar caferengigul.blogspot.com



25 Kasım 2013 Pazartesi

PAZAR KAHVALTISI VE SILCAN HAŞLAMASI

Gök delindi sanki bu gün.Deli gibi yağıyor yağmur, her yer sular altında.Yağmur sesinden duyulmuyor şu an klavyenin  tuş sesleri.Oysa daha cumartesi günü nasıl güzeldi hava.


Cumartesi sabahı misafirlerimiz vardı, kapının açılmasını dört gözle bekleyen.Bu anne ve kızı tüm sevimlilikleri ile günaydın dedi bize.Bende bahçede fotoğraf çektim sayelerinde:)


Zamanını şaşırması çok doğal bu kabak çiçeğinin...


Mersinlerim


Yeşil çaylarım çiçekte...


Bodrum' da bir bahçe aleo verasız olmaz bence:)


Bu güne inat pazar sabahı balkonda keyif kahvaltımız:


Sabah 8:30 - 10:00 arası çok dingindi hava.Sonra yavaş yavaş dinginliğin yerini rüzgar ve bu günde yağmur aldı.

 Pazar kahvaltılarının olmazsa olmazı, sahanda köy yumurtası.Üstelik bu sefer  pastırmalı : ) en çıtırından simitlerde baş köşeye kuruldu..


Reçellerim: ayva, kabak, çilek ve bergamut. Ev yapımı çökelek ve hafif acı siyah zeytin..Bahara kadar vedalaştığım son tarla ürünleri; domates, salatalık ve biber.Kışları kahvaltıda  tazecik tere olmazsa ben kahvaltı yapmış saymam ki kendimi.


Eh bu güzel kahvaltının ardından dağ bayır gezmesek olmazdı.


Öyle boş boş yürüyüş hiç olmazdı.Doğa böylesi cömertken değerlendirmezsek ayıp olurdu.


Akşam yemeği malzemesini de tedarik edip dönüş yoluna koyulduk.


Bu ota Bodrum'da "sılcan" diyorlar.Genel olarak yumurtalı ya da çökelekli kavurmasını yaparlar.Ben doğrayıp kaynar suda sılcanlar yumuşayana kadar haşlamayı tercih ettim.Sudan çıkarıp zeytinyağı ve limonunu ekledim.İşte size tazecik, leziz mi leziz bir yemek.

Yağmurlu bir haftaya  bu güzelliklerle merhaba dedim ben ve sizlerle paylaşmadan geçemedim.Sağlıklı haftalar...
Yazar caferengigul.blogspot.com

28 Ocak 2013 Pazartesi

AKŞAM ÇAYI VE MERCİMEK KÖFTESİ

Bazı akşamlar canım yemek yemek ya da yapmak istemez.İşte o akşamlar güzel bir kahvaltı sofrası hazırlarım ve tabi ki çay semaverde demlenir.Yanlış anlaşılmasın sakın semaver, yani benim semoşum odun ateşiyle yanar.Ondaki çayın tadı da bir başka olur.Çay sevmeyen eşim bile 2-3 fincan içer.


İşte bu sofrada yarı kahvaltı yarı 5 çayı sofrası oldu.Arkadaşlarımız ve minik oğullarıyla geçen keyifli akşam sefası sofrası.
Fotoğraflarla menümüz:

Mercimek köftesi- salatalık, domates ve marul

Patlıcanlı börek

peynir tabağı,çekiçte,mandalin ve şeftali reçeli

 Trakya eski kaşarı

Bahçemin zeytinleri

Armutlu yağsız kek

İncirli barlar ( üstünü açmayı unutmuşum:)

Fransız ekmeği ve tam buğday ekmeği

Gelelim mercimek köftenin tarifine:

Malzemeler
- 1 su bardağı kırmızı mercimek
- 1 su bardağı köftelik bulgur
- 2 adet kuru soğan
- 1/2 demet yeşil soğan
- 1 demet maydanoz
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- 1.5 yemek kaşığı biber salçası
- 1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber
- karabiber, pul biber, tuz
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 litre su

Yapılışı
  1. Mercimeği yıkayıp, 1 litre su ile tencereye koyun.Mercimekler dağılana kadar haşlayın ve ocağın altını kapatın.Ancak hafif sulu bırakın ki bulgurlarda ıslansın.
  2. Bulguru genişçe bir kaba alın ve üzerine mercimeği suyuyla birlikte ekleyin.Kabın üzerini folyo veya streç film ile kapatın.
  3. Soğanları yemeklik doğrayın. 2 yemek kaşığı yağ ile tavaya alıp, soğanlar pembeleşene kadar kavurun.
  4. Domates ve biber salçasını, toz kırmızı biberi ekleyip birkaç dakika daha kavurduktan sonra ocağı kapatın.Baharatları da ekleyip karıştırın.
  5. Zeytinyağını ve soğanlı karışımı mercimeklerin üzerine alın.Elinizle tüm malzeme bütünleşene kadar yaklaşık 10 dk yoğurun.
  6. Yeşil soğanları ve maydanozu ince ince doğrayın  mercimekli karışıma ekleyin.1-2 dk daha yoğurup elinizle şekil verin.
  7. Marul ile servis yapın.Afiyet olsun.
 Yazar caferengigul.blogspot.com

22 Haziran 2012 Cuma

TAZELİK

Sıcakların iyice bastırdığı günlerde insanın canı değil yemek yemek hiç bir şey yapmak istemiyor.Ama kahvaltı etmeden de asla olmuyor.Hatta ve hatta gün içinde kahvaltı sayısında artış bile olabiliyor:)


Efendim bu üç güzellik böyle meşhur olmadan 1 dk önce koparıldılar dallarından, tazecik.Her şey bu kadar taze olunca sadelik en güzeli oluyor .


Kendime hazırladığım tazelik kahvaltısı...Güne başlamanın en güzel yolu; daha güneş bile düşmeden dalgaların üzerine usulca bırakmak kendimi denize.Sonrası sakinlik ve huzur.Dönüş yolunda bahçeye şöyle bir göz atıp birkaç kahvaltılık toplamak, yapraklarının ve toprağın kokusunu hissederek.Canım annemin hediyesi bakır çaydanlığı ocağa koyup , sade ve sadece kendime bir kahvaltı hazırlamak.


Zeytinler bahçeden, peynirler babamın Nazilli'den bizim için aldıkları.Sizce yalnız mıyım ben bu kahvaltı sofrasında?


Ve Doruk Fırınının yumuşacık tahinliği ekmeği...Sessizlik, sakinlik...



Yazar caferengigul.blogspot.com

28 Mayıs 2012 Pazartesi

PAZAR KAHVALTISI

Bu gün sizleri çok ama çok güzel bir yere götürmek istiyorum.Ben pazar sabahımı bu incelikli mekanda geçirdim.Ne keyifti ama.


Ruhunuzu dinlendirmeye, gözünüzü bayram ettirmeye ve midenizi şenlendirmeye bu kapıdan giriyorsunuz efendim.


Burası tıpkı bir masal diyarı ; gözünüzün gördüğü her yer çiçek,  küçük dokunuşlarla iki hanım masalı gerçeğe   çevirmiş.




Bence detayları bu denli özenilerek hazırlanmış bir mekanın lezzeti en az görseli kadar güzeldir.Ya sizce?


Kahvaltı masasından bir görüntü.Ama sanmayın ki hepsi bu.Ben yemekten çoğunu çekmeyi unutmuşum.Neyse bir gün sizlerinde yolu Yalıkavak'a düşerse , kendi gözlerinizle görürsünüz benim anlatamadıklarımı.


Bu sofrada görmüş olduğunuz zeytinler, reçeller, kurabiyeler,...el yapımı efendim.Öyle gidip marketlerden alınıp süslenip önünüze koyulmuyorlar, benden söylemesi:)


Tazecik zeytinyağlı yaprak sarma...


Soframıza çıtırtısıyla birlikte geliveren su böreği...


Bu tabaktakiler de zamanında bahçeden toplanmış ve reçele dönüşmüşler:)




Biz kahvaltımızı yaparken altta fotoğrafını göreceğiniz ocakta kızartılan biberler...Daha neler neler...



Bodrum da kahvaltı bazlamasız yapılmaz...Sıcacık bazlama, mis kokulu köy tereyağıyla buluşunca değmeyin keyfime:)


Zeytinyağında pişmiş yumurta, tabiki bol limonlu ve tabiki Bodrum usulü...



Her bir detayın özenle hazırlanmış olduğu bu masal bahçesinde kahvaltınızı yapmak isterseniz :


Bilgiler fotoğraftaki kartta mevcut efendim.



Mutlu, güzelliklerle dolu bir hafta dileğiyle.

4 Ocak 2012 Çarşamba

YILIN İLK KAHVALTISI

Kalabalık sofralar eğlenceli ve sevgi doludur aslında.Tabi doğru insanlar bir araya gelmişse.Ama bazen iki kişilik bir kahvaltı sofrasıda çok ama çok keyifli olabilir.

 

Yılın ilk kahvaltısı oldukça sade bir şekilde hazırlandı.Sade ama doğal bir kahvaltı.Güne güzel başlamak ,yıla sağlıklı bir giriş yapmak için şart.Minik domates, minik salatalık, Bodrum usülü kırma zeytin, peynir, köy tereyağı, bal, bahçeden tazecik tere, gözleme, ekmek, bergamut reçeli ve sahanda yumurta.E daha  ne  olsun : ) 


Kahvaltının can suyu çay semaverde , odun ateşinde yapıldı.Bir kaç tane karanfillde demliğe iliştiriliverdi her zaman ki gibi.


Bu güzel kahvaltıya notayı bir fincan sade Türk kahvesiyle koymazsak ayıp olurdu.

Öğünlerinizden kahvaltı, bedeninizden sağlık eksik olmasın.


Yazar caferengigul.blogspot.com