Vişnap

Deniz Ürünleri. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deniz Ürünleri. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

visnap.blogspot.com

Merhabalar..

Yaklaşık bir buçuk yılı geçti hayatlarımızın alt üst olduğu covit dönemi..!

Bu dönem bizden sonraki nesillerin okuması için tarihin tozlu sayfalarına kara kapkara sayfalar olarak girdi bile.

Ben düne kadar umut doluydum lakin bugün itibarı ile umut filan kalmadı artık.

Öyle bir vurdu kırdı geçti ki corona afatı daha da iflah olunmaz bu saatten sonra.

İlk başlarda senaryoları gereği bütün korku argümanlarını saldılar üzerimize üzerimize ne olduğumuzu anlayamadan evlere tıkıldık.

Neyin eğri doğru olduğunu anlayıp idrak edene kadar nasıl korkunç bir virüs deyip kenara kaçtık karanlığa saklandık aman ölümcül virüs bizi vurmasın diyerek.

Oysa bildiğimiz gripti virüs diye üzerimize salınan.

Evet hastalık var var olmasına ama salgın hastalık değil bana göre.

Salgın olsa kırar geçerdi ortalığı corona ölümleri.

Aklımda deli sorular..!

Bu kadar turist kalkıp gelir miydi hiç ortalık virüsten kırılırken..?

O kadar kalabalık kongreler yapılır mıydı hiç.?

Toplu taşımalar çarşı pazar marketler hınça hınç dolar mıydı hiç.?

Velhasıl bu liste uzar gider hepsini yazacak olsak..

15 ay da ölen sayısı Türkiye genelinde 50 bin böl 15 aya aylık ölüm sayısı üç aşağı beş yukarı öğren.

Daha da ötesi bir günde kaç kişiyi kaybettik covitten böl gün sayısı 30'a bul günlük ölüm sayısını..

Bu sayı Türkiye genelinde ki bütün iller için.

Şimdi böyle bölerek il bazında günlük kayıpların sayısı çıkar karşına rakam.

Sana bana bu virüsün asla salgın olmadığı konusunda tahmini bir fikir verir.

Daha da ikna olmadıysan sen bilirsin.

Tak maskeni kimsenin olmadığı açık alanlarda dahi tak maskeni özel arabanda tek başına giderken dahi tak tak ki akciğerlerin en büyük zararı görsün farkında olmadan sen.

Yazıktır yahu yapma bu eziyeti bedenine nefesine yapma yapma yapma..!

Ben maskeyle alışveriş işlerim için zaruri olduğunda gidiyorum dışarı.

Açık alanlarda kimseler yoksa eğer çıkarıyorum maskemi.

Öyle olduğu halde eve geldikten bir iki gün sonra dahi kendime gelemiyorum nefes alıp verme konusunda.

Birde gün boyu takanlar aman Allah'ım ne kadar zorlanıyorlar..

Yazık vallahi zalimler tarafından insanlara yapılan bu zulümler..

Korkma bütün korkutmalara rağmen korkma ve bağışıklık sistemini moralini yüksek tutarak yol al bu zorlu dayatmalı sınavda.

Moral en büyük desteğimizdir bize korku verip moralimizi bozmaya çalışan bağışıklık sistemimizi çökertmeye çalışan sosyal medyada ki bazı sayfalardan tv lerden kendini uzak tut.

Sofrana beslenmene dikkat et sebzeler meyveler olsun sofranda.

Doğal ürünler sulu tencere yemeklerine ağırlık ver.

Fast fooddan uzak tut kendini ve aileni.

Cipsleri sokma evine neyine yetmiyor mis gibi kuru meyveler incir kayısı hurmalar ve bir sürü daha kuru üzümleri erikleri al beslenme rutinin içine kat onları da her gün ye ye bul sağlık sıhhat..

Colalar fantalar yerine al sofranın baş köşesine ev yapımı hoşafları kompostoları limonataları.

O yaptığın miss gibi yoğurttan kefirden kat sürahiye biraz su yap koyuca kefirli ayran ohh miss iç iç şifa olsun sana ve ailene.

Ben her zaman oldum olası sağlıklı beslenmeden yana olduğum için mutfakta daha fazla zaman geçirerek turşuydu kefirdi ev yoğurduydu daha bir fazla yoğunluk veriyorum artık el mecburuz bu zalimlere yenilmemek için..

Aktarlara koş bitki çaylarına çam kozalağı pekmezlerine zencefil zerde filan işte yeminle aklım şaştı şaşıyor ama başka yolu yok bunun.

Yetmiyor bunca çabalarım sirkemi de kendim yapıyorum artık.

Zencefil şurubum buzdolabında adeta en en demirbaşım olmazsa olmazım.

Sonra sonra alıştık biraz ve az sakinleyip yapılacak tek çare fitoterapi uzmanlarının videolarını izlemek talimatları doğrultusunda yaşantımıza yön vermek oldu.

Bir de aşı konusu var.

Evet ben aşımı oldum pişman mıyım.?Evet pişmanım..

Olmayanlara olmak istemeyenlere de aşı aşı diye dayatmak diretmek işte burada ben de olmaz diyorum.

Kişilere böylesi baskı yapılamaz özgürlükler kısıtlanamaz.

Çünkü ortada salgın yok hastalık var o dünyayı ellerinde tutan üç beş zalim zenginin hesapları planları oldurumları var.

Onlar daha çok rant sağlama isteği ile yayıyorlar laboratuarlarda üretip üretip virüsleri biz masum insanların üzerine.

İsteklerini elde edene kadar da bu sürecek.

Bizlere de her gün yeni bir olumsuzluk ile karşı karşıya kalmak düşecek aşı diretmesi üzerine mücadele etmek ama nereye kadar mücadele.?

Aşı üzerinden insanları işiyle gücüyle sosyal yaşantısı ile tehdit etmek var mı böyle bir adalet?

Kim koruyacak benim en doğal hakkım olan sağlığımı?

Ben korurum diyorum ona da engel koyuyorsun haklarımı kısıtlamaya kalkarak.!

Beden benim bedenim bana verilen bu canı ben korumak zorundayım.

Ne idüğü belli olmayan içeriği bilinmeyen onayı alınmayan bir ilaçı benim vücuduma zerk edeceksin ve üstelik hiç bir sorumluluk almayacağına dair bana imza attıracaksın.

Var mı böyle bir dünya.?

Düne kadar yoktu ama artık aşı simsarları sayesinde var :(

Siz zalimler Allah'ı gerçek hayat olan ahireti asla unutmayın desem de sizler zaten unutmuşsunuz yüce Rabb'imin varlığını hesap gününü..!

Unutun unutun bu dünya imtihan dünyası elbet biz mazlumları unutmayan yüce Rabb'im bu zalimliğinizin hesabını ahirette hesap zamanı en ufak ayrıntısına kadar soracak sizlere

💢 💢 💢

Ve gelelim bugünün en en güzel en nefis en kolay tarifine.

Kalamar Tava: ❤

Tek kelime ile en çok sevdiklerimden ❤

Ben bu defa dondurulmuş olarak hazır aldım kalamarları.

Daha önceleri bir kaç kere taze olarak balık pazarından tüp halinde alıp kendim halka halka kesip hazırlamıştım.

Her hali ile yapılışı işlenişi çok kolay.

Haydi öncesi iştah açan fotoğraflar sonrası gelsin tarifi...

Malzemeler:
 1 Paket dondurulmuş kalamar "1 kg lık"
1,5 Tatlı kaşığı karbonat
1,5 Tatlı kaşığı toz şeker
1,5 Şişe maden sodası
Ayçicek yağı ve un "kızartmak için"
💢 💢  💢
Tarator Sos Malzemeleri:
3-4 Dilim bayat ekmek
Yarım çay bardağı toz halinde ceviz içi
1 Su bardağı koyu yoğurt
2 Yemek kaşığı mayonez
3-4 Diş sarımsak
1 Çay kaşığı tuz
Tarif:
Dondurulmuş kalamarları buzdolabının alt rafında çözülmesini bekleyelim.
Şayet  donuk değilse kalamarlar direk marinasyon işlemini yaparız.

Bende ki kalamarlar hazır dondurulmuş olduğu için buzdolabında çözülmesini bekledim öncesi.
Sonrası derince bir kaseye aldım kalamar dilimlerini yıkadım ve üzerlerine karbonatı,toz şekeri atarak elimle yaklaşık yarım saat civarı kalamarlar köpürene kadar çok sıkı bir şekilde kaytarmadan mıncıklayarak ovarak terbiye ettim.
Bu işlem kalamar dilimlerinin yumuşak olması için şart mutlaka yapılması gerekiyor.

Ve daha sonra üzerine çok az tuz ve maden sodasını döküp elimizle alt üst edip karıştırarak marinasyon işlemini başlatalım.
Vaktimiz yoksa diye acele etmeyelim aceleye getirmeyelim öncesinden hazırlıklı ve planlı olalım ki zaman sonunda ertesi günü dışı çıtır çıtır içleri pamuk gibi yumuşacık kalamarlar yiyelim.
Bu arada geceden isterseniz tarator sosunu da hazırlayıp kavanoz ile buzdolabına kaldıralım.

Bunun için bayat ekmek içlerini ufalayalım.
İçine toz haline getirdiğimiz ceviz içlerini ilave edelim.
Koyu yoğurdunu mayonezini katalım.
Sarımsakları rendeleyip tuzunu da katalım ve homojen bir kıvam alana kadar karıştırıp hazır edelim tarator sosunu.

Aradan tam bir gün "24 saat" geçince marinasyonda ki kalamar dilimlerini süzgece alıp kesinlikle yıkamadan bol un ile unlayıp fazla unlarını silkeleyelim.
Bol kızgın yağa azar azar yağı soğutmadan parti parti atarak kızartalım.
Her parti kalamar dilimlerini en fazla 3 dakikayı geçmeyecek şekilde kızartalım
"yok yoksa kayış gibi çok sert kalamar dilimlerimiz olur."
Kağıt havlu serdiğimiz servis tabağına alalım.
Ve yanında olmazsa olmazı tarator sos ve sıcak ekmek ile servise sunalım.Afiyetle..
Umarım en kısa zamanda eski sağlıklı huzurlu mutlu coronosuz covitsiz aşısız maskesiz günlerimize geri döneriz.
Bunu en çokta yeni nesil gençlerimiz için çok istiyorum.
Umarım önlerinde  ki hayat çok güzel olur.
Kalın sağlıkla sevgi ile huzur ile..❤











Merhabalar..
Uzun zamandır sosyal medyayı ıskaladım bundan bloğumda az biraz nasibini aldı.
Bir önce ki paylaşıma baktım aradan nasıl da uzun zaman geçmiş bu zaman kavramı tabii bana göre uzun.!
Oysa arşivim yayınlanıp gün ışığına çıkmayı sizler ile buluşmayı bekleyen tarifler ile dopdolu.

Umarım bundan sonra yine yeniden eski heyecanımla kaldığım yerden devam ederim bloğumda tarif paylaşımlarıma.

Bu arada ara verdiğim instagrama da belki dönüş yaparım.
Her ne kadar sahtekar sayfa sahipleri ve onların çevirdikleri dolaplardan dolayı oraları sevmeyip soğusam da.!

Yine de bu kadar yozluğun içinde var olan ve benim onları takip etmekten keyif aldığım dürüst haysiyetli kaliteli sayfaların hatırına dönmeliyim sanırım..

Oysa bloğa hiç bir getirisi olmayan bir sosyal medya platformu instagram.
Üç kağıtçılığın kendi içinde bünyesinde prim yaptığı suni oluşumların malum kişilerden"hani al gülüm ver gülüm politikaları" ile rağbet gördüğü sevimsiz itici bir yer..!
Neden bu kadar tutuldu anladık anlamasına da hadi işin o derin mevzulu kısımları bize kalsın..! 
Oysa açıklaması çok kolay da,o açıklaması da bende kalsın.

Söyleyeceğim tek bir cümle bir başkalarına iki fazladan beğeni almak için türlü entrikalar çevirip gelene ağam gidene paşam demeler aşar bizi gülüm hem de fazlası ile aşar.
Bizler anamızdan bizler babamızdan dürüstlük ilkeleri alarak büyüdük yol aldık şu ömür denen hayat denen çetrefilli yolda çok şükür bin şükür..

Biz biz olalım az olalım ama hep olalım tertemiz olalım.


Malzemeler:
500 Gr sardalya
Taze soğanla kavrulmuş ıspanak "yeterince"
1 Adet yumurta
1 Kase panko veya "galeta unu"
1 Kase buğday unu
Tuz
 Kızartma yağı


Tarif:
Sardalyaların kafalarını ve kuyruklarını keskin bıçakla kesip atalım.
İç organlarını ayıklayıp yıkayalım ve süzgeçe alalım.
Orta kılçıklarını balıkları zedelemeden çıkartalım.

Balık çok taze olursa o orta kılçıklar çıkmamakta inat eder tıpkı benim sardalyaların inadı gibi:)
Balığa zarar vermemek adına zorlamayalım.
Balıklı menümüzü yapmayı ertesi güne bırakalım.

Göreceğiz ki ertesi günü o inatlarından eser dahi kalmayıp daha kolay çıkıyor orta kılçıklar:)
Niye bunları yazdım çünkü bayağı bir inat yapmıştım o an o dün o kılçıklara karşı ama yenilen ben oldum.
Ondan dolayıdır yazışlarım:)

Ve nihayet bir nevi sardalya kuşu da diyeceğimiz kolay tarif geldi geliyor aşağıda:)

Temizlenip ayıklanan fileto sardalyaları hafif tuzlayıp kenara alalım.
Ispanakları bildiğimiz klasik usulde ayıklayıp doğrayıp ince doğranmış taze soğanla yarı diri kıvamda soteleyelim.
Tuzunu ve karabiberini katıp harmanlayalım.
Ilınması için kenara alalım.

Bir kaseye yumurta kırıp çırpalım diğer bir kaseye panko veya galeta unu koyup hazırlayalım.
Bir üçüncü kaseye de buğday unu koyalım.

Elimize aldığımız tek bir fileto sardalyayı kelebek şekli açalım,üzerine kavrulmuş ıspanağı yeterince koyup yayalım.
Diğer ikinci fileto sardalyayı yeşilliğin üzerine kelebek şekli ile kapatıp hafif elimizle bastıralım.
Bütün sardalyalar bitene kadar bu işlemi yapalım.

Sardalya kuşlarını teker teker önce buğday ununa sonra çırpılmış yumurtaya ve son olarak panko kırıntılarına bulayıp tepsiye sıralayalım hepsini.
Bol kızgın derin yağda nar gibi olana kadar kızartalım ve kızaran sardalya kuşlarını  kağıt havlu üzerine alalım.
Bol yeşil salata eşliğinde sıcak olarak servise sunalım.Afiyetle..
Sevgilerimle..



















Merhabalar..
Palamut mevsiminde bol ve fiyat olarakta uygun ise ve de eğer bir engelim işim yoksa nasip olduğu sürece lakerda yapmaya gayret gösteriyorum.
Oldukça zorlu zahmetli bir iş aslında lakin yazın balıksız sezonda sofralarımızı şenlendirmesi ayrı bir güzellik biz balık severler için.

Bu balık sezonunda palamut vardı da geçen sezon gibi bol ve de fiyat olarak uygun değildi maalesef.
Olanı da çok kısa sürede kaçtı gittiler denizlerimizden diğer yabancı denizlere doğru.!

Allah'tan elimi çabuk tutup yaptım.
Hani az daha bollaşsın ucuzlasın diye bekleyişlere girseydim hayal olurdu lakerda sevdam.

Dediğim gibi az da olsa mevsiminde yine yeniden bir kasadan
"10 adet palamut"yaptım lakerdalarımı.

Hazır araba ile giden de vardı Görele'ye fırsatı kaçırmadım bir kavanozunu da oraya yolladım.
Yazın gidildiğinde akşam üzerleri denize karşı manzara ve sıcacık sohbetler eşliğinde yemelere doyum olmaz..
Yeter ki Rabb'im nasip etsin.

Palamut Lakerda Yapımı: visnap 2016/10/lakerda-yapm-palamut
Malzemeler:
3-4 Adet takoz lakerda
1 Çay bardağı sızma zeytinyağ
1/2 Yarım limon suyu
Tane karabiber
Dereotu
Kırmızı soğan
Sirke
Tarif:
Lakerda takozlarını kavanozdan alıp su dolu kaba koyup yarım saat süre ile bekletelim.
Bu işlemi takoz lakerdaların tuzunun iyice gitmesi için sık aralıklar ile defalarca "dört beş kere yeterli oluyor"yapalım.
Arada suya sirke katıp bekletelim.
Son suyuna sirke katmadan tekrardan su da bekletelim.
Süre sonunda sudan alıp süzdürelim.
Kesme tahtası üzerinde keskin bir et veya balık bıçağı ile derilerini ve orta kemik kılçıklarını çıkartalım.

Deri ve kılçıktan temizlediğimiz lakerdaları dilimleyip servis tabağına alalım.
Üzerlerine çırpmış olduğumuz sızma zeytinyağlı taze limon suyunu bol bol gezdirelim."yağına ekmek banmak çok nefis oluyor"
Bir kaç adet bütün olarak tane karabiber serpelim ve üzerlerine bir iki çevirim taze olarak karabiber çekelim.
Kırmızı soğanı dilimler halinde ilave edip dereotu eşliğinde servise sunalım.AFİYETLE..
Sevgilerimle..







Merhabalar..
Balık salatası için her hangi pişmiş bir balık ve diğer yeşilliklerin olması yeterlidir.
Salata yapmak için ister kalan balıkları değerlendirmek adına isterseniz özel salata yapmak için balık pişirmeniz ve o balığın soğuk olması yeterlidir.

Bu hafta sanırım 3 kere balık yedim üçü de palamut balığıydı.
Öylesine çok özlemişim ki bütün bir yaz boyunca hala doymadım balığa. Bu akşamın yemeği yine balık yine palamut bu defa ki pilaki olarak yer alacak sofrada.

Hahh işte aşağıda ki bademli balık salatamda dün yarısını yiyip kalan diğer yarısını bitiremediğim palamut balığı onu salataya dönüştürdüm.
Bu tarz tarifler ile o canım güzelim balıklar da ziyan olmayıp değerlenmiş oluyor.
Hani derseniz kalan balığı ertesi günü soğuk olarak yesene yok sevmiyorum soğumuş sade balığı.
Biraz sızma zeytinyağ taze limon suyu vs ile tadı lezzeti muhteşem oluyor.

Ondan dolayı malzeme listesinin de ölçü vermedim.
Balığınızın miktarı ölçüsünde malzemeleri kendi damak tadınıza göre ayarlarsınız.
Malzemeler:
Balık "palamut"
Taze soğan
Kırmızı soğan
Roka
Dereotu
Lavaş cipsleri
File badem
Kara biber

Sos Malzemeleri:
Taze limon suyu
Sızma zeytinyağ
Sirke
Nar ekşisi
Tuz
Kırmızı toz biber
Hardal
1 Diş sarımsak
Tarif:
Palamut balığını balıkçıda temizletip dilimletip alalım.
Eve geldiğimizde bir kaç su yıkayıp kanlarının çıkması için 10/15 dakika arada bir iki defa suyunu değiştirerek suda bekletelim.
Süre sonunda süzgeçe alıp tuz serpip süzdürelim.

Balıkları bol kızgın sıvı yağda kızartalım.
Kağıt havlu üzerine alıp fazla yağını çektirelim.
Kılçıklarını,derilerini ayıklayıp hafif iri parçalara bölelim.
Soğuması için kenara alıp bekletelim.

Bu arada salatası için diğer hazırlıkları yapalım.
Rokayı,taze soğanı,dereotunu yıkayıp kuralayalım ve dilediğimiz boyda keselim.
Kırmızı soğanın kabuklarını soyup piyaz şeklinde doğrayalım.

Sosu için kaseye bir diş ezilmiş sarımsak,sızma zeytinyağını,taze limon suyunu,sirke,nar ekşisi,kırmızı toz biberi,tuz ve hardalı koyalım ve çırpıcı ile iyice çırpıp karıştıralım.

Salata tabağına lavaş cipslerini,doğranmış rokaları,taze soğanları,piyaz doğranmış kırmızı soğanları yayalım.
Üzerlerine hafif iri parçalara böldüğümüz palamut balıklarını ilave edelim.
File bademlerini,karabiberini serpelim.

Hazırladığımız salata sosunu bademli balık salatasının üzerine eşit olarak dökelim.
İnce kıydığımız dereotlarını serpelim ve karıştırmadan bir saat civarı dinlenmeye bırakalım ki sosunu iyice içine çeksin.
Daha sonrası servise sunalım.AFİYETLE. 
Sevgilerimle..






Merhabalar.
Geçenler de Üsküdar'a gittik arkadaşımla ve gittiğim de ilk uğradığımız yer her zaman balık pazarı oluyor.
Sonrası da Üsküdar'ın altı üstüne getiriliyor tarafımızdan.

Bu sefer fazla mı gezdik ki sanmıyorum neden bilmem dönüşte hasta oldum.
Anide ben de bir kulak uğultusu çınlaması konuştuğumda kendi sesim kendi kulağımda eko yaparak yankılanıyor delirecek gibi oluyor insan.
Cafeye vardım direk oradan hastaneye gidelim dedim gittik nöbetçi kulak burun doktoru yoktu.
Civarda diğer özel hastaneleri de araştırdık nöbetçi kulak burun doktoru hiç birinde yoktu.
Pratisyen doktor muayene etti ve büyük ihtimal yorgunluktan deyip eve gidip yatıp dinlenmemi tavsiye etti.
Bana göre bir ihtimal kulaklıkla çok yüksek sesle müzik dinliyorum ve bunu her zaman yapıyorum acaba kulağıma zarar mı verdim de böyle oldu diye düşünceler de geçti aklımdan.

Ertesi günü çağırdı doktor kapsamlı muayene için ama sabah uyandığımda hiç bir şeyim yoktu geçmiş gitmiş bitmişti o beni çıldırtmaya ramak kalan uğultular.
O yüzden daha da gitmedim doktora zaten oldum olası hiç sevmem doktordu hastaneydi ve dolayısı ile de çok ihmal ederim sağlığımı:)
Şayet tekrar ederse uğultu o zaman mutlaka giderim doktora.

O gün balık pazarından aldığım iskorpitleri bugün çorbasını yapmak üzere geçtim mutfağa.

Allah'tan ayıklama işini balıkçı yapmıştı kafasını,kuyruğunu üzerinde bırakmasını çorba yapacağımı belirtince usulüne uygun temizleyip hazırladılar.
Çünkü iskorpit balığını ayıklamak zordur tecrübe ister dikenleri vardır zehirlidir değdiği yeri yakar acıtır vs.
Malzemeler:
1 Kg iskorpit balığı
1 Adet orta boy havuç
1 Adet küçük patates
 2 Adet orta boy kuru soğan
2 Sap taze soğan
1 Ufak yeşil biber
1 Ufak kırmızı kapya biber
Çeyrek demet maydanoz
Çeyrek demet dereotu
5-6 Adet defne yaprağı
1 Tatlı kaşığı tane karabiber
1 Kahve kaşığı tane kişniş
1 Tatlı kaşığı tuz
3 Yemek kaşığı tereyağ

Terbiyesi İçin Malzemeler:

1 Adet yumurta sarısı
2 Yemek kaşığı un
1 Adet limonun suyu
&
Tarif:
Balıkçıya çorba yapacağımızı belirterek iskorpit balıklarının kafaları ve kuyrukları bütün olarak  kalacak şekilde temizlemelerini rica edelim.

Temizlenen balıkları bol su ile yıkayıp derin tencereye alalım.
Üzerine iri iri doğradığımız sebzeleri ve sapları ile beraber maydanozları ve dereotlarını ilave edelim.

Tane karabiberleri ve kişniş tohumlarını tuzunu katalım.
Defne yapraklarını da ilave edelim.
Üzerlerini dört beş parmak geçecek seviyeye kadar soğuk su ilave edelim.

Orta ateşte bir iki taşım kaynadıktan sonra kısık ateşte balıkların gözleri beyazlaşana kadar pişirmeye devam edelim.
Üzerinde oluşan kefleri bir kaşık yardımı ile alıp atalım.

Pişen balıkların altını kapatıp delikli kepçe ile içinden balıkları alıp ılıyınca etlerini kılçıklarından çok dikkatli ayıklayıp en son aşama da çorbaya katmak üzere bekletelim.

Balık suyunu bir başka tencereye ince süzgeç yardımı ile süzelim.
İri halde olan patates ve havuçları da tencereye alalım hepsini birden blenderlayalım.

Bir başka tencerede tereyağını eritelim içine unu ilave edip kokusu çıkana kadar kavuralım.
Üzerine süzdüğümüz balık suyunu ilave edip ateşin altını açalım.

Diğer tarafta derin bir kase içinde bir adet yumurta sarısı ile bir adet taze sıktığımız limon suyunu çırpıçı ile iyice çırpalım.
Çorbanın suyundan azar azar ilave ederek sosumuzun çorba sıcaklığına gelmesini temin edelim.
Ve usul usul bir yandan karıştırarak çorbamıza ilave edelim.

Bir iki karıştırıp içine ayıkladığımız balık etlerinin tamamını katalım
.
Beş on dakika daha beraber kaynattıktan sonra sıcak olarak bol limon suyu maydanoz karabiber veya sirke sarımsaklı sos eşliğinde servise sunalım.AFİYETLE..
SEVGİLERİMLE..





Merhabalar..
Bu sezon balıklar umduğumuz kadar bol olmadı olanlar da az ve dolayısı ile fiyatları oldukça uçuk oldu.
En çok hasretini duyduğum balık ise Karadeniz hamsisi oldu.

İstavrit arada sardalya ile sofralar balıklandı buna da çok şükür.

Yakında av yasağı başlar ve bizler bu balıklara da hasret kalırız.

Oysa hayallerim vardı balıklar bollaşacak ben onlardan lakerda,konserve vs ler yapacak yaz sıcaklarında akşam sofralarında keyifle balık yiyecektim.
Kaldık mı yazın yine az da olsa lezzetsiz kültür balıklarına.

Bu mevsim de balıkçı da sardalya gördüm tereddüt etmeden aldım.Bol tereyağ ile buğulamasını pişirdim hafif ve lezzetli oldu.
Oysa sardalyanın mevsimi haziran sonu ile ağustos arası diye biliyorum.

Dünde kıraçalar vardı balıkçı da vallahi kaçırmadım aldım oysa ev de yemeklerim de vardı.
Yemeklar ertesi güne dursun balıklar pişip sofraya gelsin yaptım yanında bol salata miss.
Malzemeler:
500 Gr sardalya
1 Adet orta boy kuru soğan
1 Adet orta boy kırmızı soğan
2 Sap taze soğan
2/3 Adet baby patates "opsiyonel"
3 Yemek kaşığı ince kıyılmış maydanoz
1 Çay kaşığı tuz
1 Çay kaşığı kırmızı pul biber
1 Çay kaşığı karabiber
Bir kaç adet tane karabiber
Yarım limon
2 Yemek kaşığı tereyağ
Yarım su bardağı su
Tarif:
Sardalayaların kafalarını kuyruklarını kesip atalım.
İç organlarını ve orta kılçıklarını da çıkartıp temizleyelim ve bol su ile yıkayıp süzdürelim.

Orta boy sığ tencereye kalın halkalar şeklin de  doğradığımız kuru soğanların yarısını döşeyelim.
Üzerlerine her iki sardalyayı derileri dışa bakacak şekilde yapıştırıp soğan halkalarının üzerine döşeyelim.
Kalan soğan halkalarını ve irice kestiğimiz taze soğanları,ince kıyım maydanozları ve baby patatesleri üzerine döşeyip baharatlarını ve tuzunu ilave edelim.
Limonun dış kabuğunu ve iç beyaz kısmını soyup çıkaralım ince dilimleyerek ilave edelim balıklara.

Tereyağını,tane karabiberini ve  suyunu ilave edip orta ısılı ateşte kapağı açık olarak pişmeye alalım.
Pişmesine yakın kapağını kapatıp bir kaç dakika daha pişirip ateşin altını kapatalım.Sıcak olarak yanın da varsa mısır ekmeği ile servise sunalım.AFİYETLE..
Bol balıklı günler dilesem de gelen sezon balık avı yasağının başlamasına az kaldı bu saatten sonra ne kadar olur ki balık.?




Merhabalar..
İstavriti severim küçük boy kıraça olanı daha bir çok çok severim.
Hele de en tazesine denk gelirsen yemesine doyum olmaz.

Çok şükür deniz kenarında olunca malum sandal ile denize açılan olta balıkçıları her daim her mevsim oluyor.
Geçen balıkçı denizden geldi motor iskelesine çekiyordu sandalını ben hemen yanın da bittim:)
Ve tam istediğim gibi kıraçalar vardı kovasında aldım geldim eve.

Bu defa mısır unlu az yağda kızartmayıp aksine  benim en sevdiğim en  istediğim gibi bol yağda buğday ununa bulayıp kızarttım onları.
Yanına da yeşil mevsim salatası daha da bir şey istemem o sofrada.
Malzemeler:
1 Kg Kıraça "istavrit"
1 Su bardağı buğday unu
1,5 Su bardağı fındık yağı veya "sıvıyağ"
1 Tatlı kaşığı tuz
Tarif:
Kıraçaların kafalarını kopartıp iç organlarını ayıklayalım.
Ve bol suyla yıkayıp tuzlayıp süzgeçe alalım süzdürelim.

Kızartma tavasına bol fındık yağı veya sıvıyağ koyup kızdıralım.
Unu tepsiye alıp kıraçaları unlayıp fazla unlarını silkeleyelim.

Unlanan balıkları kızgın yağa atıp alt üst nar gibi olana kadar kızartalım.
Kızaranları kağıt havlu üzerine alıp yağlarını çektirelim.

Salata kırmızı soğan vs eşliğinde sıcak olarak servise sunalım..
SEVGİLERİMLE..




Merhabalar...
Sardalyalar aldım hem de 2 kg...!
Öyle taze öyle ışıl ışıl parlıyorlardı ki dayanmak ne mümkün:)

Eve geldim ilk işim hemen onları ayıklayıp orta kılçıklarını da çıkartıp mücverini yapmaktı niyetim.
Lakin dediğim gibi sardalyalar o kadar çok tazeydiler ki orta kılçıklarının çıkması mümkün değildi.
Ben de onları yıkayıp süzdürüp kaldırdım buz dolabına.
Ertesi bugün nispeten biraz zorlansam da çıkardım orta kılçıklarını. Esasında bir yarım gün veya tam bütün gün daha bekletmek vardı ama o tazeliği gitmesin istedim.

Bu arada mücverini yapmaktan vazgeçtim.
Hazır kılçıklar gitti sardalyalar fileto olarak pilav için çok cazip duruyorlardı o an..
Hemen yarısını pilav için ayırdım.
Kalan diğer yarısıyla da yarın akşam yemeği için mücverini yapacağım.

Allah'ım kaç havaya döndüm döndürdü beni şu sardalyaların orta kılçıkları..!
Sonuç olarak akşamın yemeği "Sardalyalı Pilav"çok harika oldu..
Malzemeler:
1 Kg Sardalya
1 Su bardağı baldo pirinç "250 gr"
2 Adet büyükçe kuru soğan
Yarım kahve fincanı dolmalık fıstık
1 Kahve fincanı kuş üzümü
2 Tatlı kaşığı toz şeker
1.5 Tatlı kaşığı yeni bahar
1.5 Tatlı kaşığı tarçın
1 Tatlı kaşığı kara biber
Çeyrek demet dereotu
Tuz
1,5 Su bardağı su
1 Yemek kaşığı fındık yağ
Tereyağ
Tarif:
Sardalyaları ayıklayıp orta kılçıklarını balıkları zedelemeden dikkatli olarak çıkaralım.
Yıkayıp süzgeçe alıp hafif tuzlayalım.

Kuru soğanın kabuklarını atıp yemeklik doğrayalım.
Pilav tenceresine yağları alıp eritelim.
İçine soğanları atıp karamelize olana kadar soteleyelim.
Dolma fıstıklarını da soğanlar kavrulma aşamasında renkleri hafif dönerken ilave edelim.

Pirinçleri yıkayıp süzdürelim ve soğanlara katıp şeffaflaşana kadar kavuralım.
Baharatlarını,tuzunu ve yıkayıp süzdüğümüz kuş üzümlerini ilave edelim.
Üzerine bir buçuk su bardağı suyunu verelim.

Bir iki taşım kaynadıktan sonra pilavı kahve ocağı kısmına alıp ateşin altını en kısığa getirelim.
Üzeri göz göz olana değin pilavı pişirelim.
Tenceresin de dinlendirip hafif soğumasını sağlayalım.
İnce kıydığımız dereotlarını ilave edip alt üst harmanlayalım pilavı.

Biz de bu arada porsiyonluk güveç kaplarına veya sardalyalı pilavımızı alacak büyüklükte tek bir güveç kabında ya da herhangi bir başka fırın kabı da olur tercih sizlere kalmış.

Güveç kabının dibini ve yanlarını tereyağ ile hafif yağlayalım.
Tek tek mısır ununa hafif olarak buladığımız sardalyaların derili kısımları altta olacak şekilde dibe ve yanlara olmak üzere balıkları üst üste getirerek döşeyelim.
Üzerine iç pilavımızı döküp eşit olarak yayalım.

Tekrardan pilavımızın üzerini de hiç açıklık boşluk kalmayacak şekil de mısır ununa buladığımız sardalyaların bu defa derili kısmı yukarı gelecek şekilde kaplayalım.

190/200 derece ön ısıtma yaptığımız sıcak fırına atıp fırının alt üst konumun da balıklar nar gibi kızarana kadar pişirelim.

Ve önden sıcak bir çorba ve mevsim salatası eşliğinde sıcak olarak servise sunalım..
AFİYETLE......
SEVGİLERİMLE.